TÜRK ASKERİNİN VE ORDUSUNUN ERDEMLERİ
18-06-2023, 11:18
9. yüzyılda Arap nesir yazarı Al-Jahiz, "Türklerin Erdemleri" başlıklı bir makale yazdı. Bu yazıda Abbasi ordusunu oluşturan çeşitli birlikleri anlatır ve binicilik, disiplin ve savaş söz konusu olduğunda Türklerin diğer gruplardan çok daha üstün olduğunu savunur.Hilafet ordusunda görev yapan beş ana gruba işaret eder. Bunlar arasında Horasanlılar (doğudaki Horasan eyaletinden İranlılar), Abna (Irak'a yerleşmiş Horasanlılar), Araplar (genellikle azat edilmiş köleler, çoğu İran kökenli ama aynı zamanda Yunanlılar, Slavlar, Afrikalılar, Berberiler ve Ermeniler) ve Türkler. Al-Jahiz, Türklerin yukarıda belirtilen tüm grupların toplamından daha fazla erdeme sahip olduğunu belirtir.El-Jahiz'e göre Türkler, diğer gruplarla boy ölçüşüyordu ve kendi yöntemleriyle onlardan üstündü. Türkler, Hariciler, Araplar ve Horasanlılarda olmayan bir beceri olan atlı okçulukta mükemmel olma avantajına sahipti. Türkler dörtnala ata binerken her yöne ok atabiliyordu. Al-Jahiz, 1000 Türk atlısının düşmana tek bir yaylım ateşi açtığında 1000 zayiat verdiklerini belirtir. Atlı okçuluk, Türklere neredeyse tüm düşmanlarına karşı bir avantaj sağlar, düşmanlarını ya en az temasla tamamen yok edebildiler ya da ok yaylımlarının ardından gelen hücuma karşı koyamayacak kadar zayıflattılar.Türkler ayrıca savaş için mükemmel bir donanıma sahipti ve tüm silahları kullanma konusunda yetenekliydiler, bu da onları çok yönlü bir savaş gücü haline getiriyordu. Güçlü kompozit kıvrık yaylarını taşımanın yanı sıra (savaş için genellikle yanlarında üç tane taşırlar), ayrıca mızraklar, hançerler, gürzler ve kılıçlarla silahlanmışlardı.El-Jahiz'e göre Türklerin kullandığı mızrak içi boş ve Haricilerin kullandığından daha kısaydı, bu da onu taşımayı daha hafif kılıyordu ve bu yazara göre de "daha delici" idi. Bu yazıda Türkler hakkında değinilen çok ilginç bir detay da Kementi savaşlarda ustalıkla kullanarak düşmanlarını veya bineklerini tuzağa düşürmek, yere indirmek veya esir almak için kullanmalarıdır.Al-Jahiz ayrıca Türklerin mükemmel biniciler olduğundan ve atlarıyla özel ve yakın bir ilişkileri olduğundan bahseder. Haricilerden daha hızlıydılar ve uzun yolculuklar için daha yüksek bir dayanıklılığa sahiptiler. Atları savaş için iyi eğitilmişti ve binicileri tarafından manevraları kolaydı. Aslında Türkler, bineklerini kendileri büyütmüşler ve onlarla yakın ilişkiler geliştirmişlerdir. Atlarına bakmakta mükemmeldiler ve hastalandıklarında veya yaralandıklarında atlarını tedavi etme konusunda veteriner hekimlerden daha yetenekliydiler. Ayrıca Türk Savaşçıları acıktıklarında veya susadıklarında onların sütünü veya kanını içerek geçimlerini sağlayabilirlerdi.El-Jahiz'in makalesinde yaptığı açıklamaya göre, Türkler ortaçağ döneminin en iyi savaşçılarından biriydi. Çok yönlüydüler ve birkaç farklı asker türünü tek bir rolde birleştirdiler. Türk ordusunda gözcüler, akıncılar, avcı erleri, ağır süvariler ve şok süvarileri bir aradaydı; ve ihtiyaç ortaya çıkarsa piyade olarak da çalışabilirlerdi.El-Jahiz, Türkleri en iyi askerler olarak gören tek ortaçağ yazarı değildir. Nizam el-Mülk (büyük Selçuklu veziri) ve Kay Qavus İbn İskender de onların Erdemlerinden bahseder. Bu yazarların her ikisi de, hiçbir grup veya ırkın Türkler kadar savaşta daha cesur, sadık veya yetenekli olmadığını belirterek Türklerin savaşçı erdemlerini över. Türk gençlerinin hükümdarın sarayında askere alınması, eğitilmesi ve liyakata göre terfi ettirilmesi gerektiğini belirtirler.İbn Haldun, Müslümanların Moğollara karşı kazandığı zaferi, Türklerin savaş gücüne ve enerjisine bağlar. Türkler sadece ortaçağ Müslüman dünyasının en iyi savaşçıları olmakla kalmayıp, aynı zamanda Moğollar ve Avrupalı haçlılar gibi yabancılara karşı üstünlüklerini kanıtladılar ve karşılaşmalarının çoğunda her ikisini de geride bıraktılar. Aslında Avrupalılar, 17. yüzyılın ortalarında etkili ve isabetli ateşli silahlar ve sahra topçuları geliştirilinceye kadar Türklere karşı askeri olarak baskın olmayacaklardı.
Çeviri Nuray Bilgili
Teref.az