Onun için o yerlere Deşt-i Kıpçak derler.
6-07-2023, 12:26
''Büyük pâdişahların âdetleridir, uzak sefere gidince ailelerini alıp varmak. Mâiyet halkının da bazılarını alıp giderler. Oğuz Han'ın bir beyi karısını alıp gitmişti. Kendisi savaşta öldü, hâtunu kurtulup iki suyun arasında Han'ın arkasından yetişti. Hamile idi. Sancısı tuttu. Gün soğuk idi, girmeye ev yok. Bir çürük ağaç içinde bir oğlan doğurdu. Bunu Han'a bildirdiler. Bunun üzerine Han dedi : 'Bunun babası bizim önümüzde öldü,üzüleni yok', deyip oğulluğa aldı,adını Kıpçak koydu. Eski Türk dilinde içi boş ağaca kıpçak derlermiş. Onun için o oğlan ağaç içinde doğdu diye adını Kıpçak koydular.
Bu zamanda içi boş ağaca çıpçak diyorlar. Kara halkın (avam tabakasının) dili dönmediğinden k'yi 'ç' okuyor. O Kıpçak'tır, Çıpçak diyorlar.
O oğlanı Han kendi yanında büyüttü. Yiğit olduktan sonra, Urus ve Ulak ve Macar Başkurt illeri düşman idiler .Kıpçak'a çok halk ve mâiyet verip o tarafa, Tin ve İtil suyunun kenarına gönderdi. Üçyüz yıl Kıpçak o yerlerde padişahlık kılıp oturdu. Bütün Kıpçak halkı onun neslindendirler. Oğuz Han'ın zamanından tâ Çingiz Han zamanına kadar Tin ve İtil ve Yayık, bu üç suyun yakasında Kıpçak'tan başka il yok idi.·
Dörtbin yıla kadar o yerlerde oturdular ... Onun için o yerlere Deşt-i Kıpçak derler.''
Ebu'l Gâzi Bahadır Han-Şecere-i Terâkime (Türklerin Soy Kütüğü) 1660