TANRININ CENNETTE ERKEK KULLARINA BAKİRE KIZLAR VE OĞLANLAR TEDARİK EDECEĞİNE İNANIR MISINIZ?
18-02-2025, 15:54

"Size Tanrı'nın, Cennet'teki erkek kul'larına güzel kadınlar, -'memeleri yeni sertleşmiş bakire kızlar-', ve ayrıca da -'oğlanlar'- (Gilman'lar, Vildan'lar) tedarik eder olduğunu söyleseler, ne dersiniz?"
Eğer, bunu söyliyen kişiye: "Hayır, Tanrı böyle konuşmuş olamaz, çünkü bu sözler müstehcen nitelikte şeylerdir; bu sözleri Tanrı'ya yamamak, Tanrı'yı edeb dışı bir dil ile konuşuyormuş gibi tanımlamak olur ki bu da O'na hakâret sayılmak gerekir" diye yanıt vermeğe kalkarsanız müslümanlık sınavını geçememiş olursunuz.
Yok eğer bu sözlere inanıp, Cenneti dört gözle bekler olduğunuzu bildirecek olursanız, sınavdan başarı ile çıkmış sayılırsınız. Çünkü Muhammed'in, Kur'ân ya da Kur'ân olmiyarak koyduğu buyruklara göre Cennet'ler, emsalsiz güzelliklerle ve nîmetlerle doludur. Orada meyvelerin, bağların, bahçelerin her türü vardır; su ırmakları yanında tadı bozulmadık süt ırmakları, şarap ırmakları, bal ırmakları, gözü kamaştıran saraylar, taht'lar, koltuklar, atlastan giysiler, süsler vb... bulunur. Fakat bütün bunlardan gayri bir de "bakire" ve "memeleri yeni sertleşmiş" kızlar (hûri'ler) vardır ki Cennet'teki erkeklere içki sunarlar; ve Tanrı bu kızları, erkek kullariyle seviştirir. Örneğin al-Nebe' sûresi'nde Muhammed'in Tanrısı şöyle diyor:
"...Şüphe yok ki çekinenlere (müslüman kişilere) bir kurtuluş, bir kutluluk ve murâda eriş yeri var; bahçeler, üzümler ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar; ve dopdolu kadeh. Ne boş bir söz duyarlar orda, ne birbirlerini yalanlama. Rabbinden fazlasiyle bir lütuf ve ihsan..." [Bkz. al Nebe' sûresi, âyet 31-36].
Vâkia sûresi'nde Tanrı'nın, güzel gözlü ve yepyeni bir yapıda huriler yarattığı, hepsini de "kızoğlan kız" yaptığı, ve bu güzel kızları, "erkeklerine düşkün ve yaşıt" kıldığı yazılı:
"(Mü'minler) Dikensiz sedir ağaçları, iç içe salkımları sarkmış muz ağaçları, uzayıp gitmiş gölgeler altında akıp çağlayan sular, alabildiğine çok, bitmemiş ve engelsiz meyveler arasında, yüksek döşekler üzerinde olacaklar. Biz o güzel gözlü kadınları (hurileri) yepyeni bir yapıda yarattık ve hepsini de kızoğlankız yaptık. Hepsi erkeğine düşkün ve hepsi yaşıt..." (Vâkia süresi, âyet 28-37)
Muhammed'in Tanrısı, bu güzel kızları, sevgili erkek kul'ları ile seviştirmek istediğini bildirmek üzere şöyle der:
"... -'Yiyin, için! Doyun kolaylıkla. Yaptıklarınızın (yâni bana ve Muhammed'e boyun eğmiş olmanızın) karşılığı olarak. Dizi, dizi tahtlara yaslanarak'- denecek onlara. Biz onları, iri (güzel) gözlü hurilerle evlendireceğiz. (Cennette) onlara, iştahlarının çektiği meyve ve etlerden dilediklerince vereceğiz. Ve onlar orada, kadeh tokuşturacaklar; içinde boş ve günah olmayan biçimiyle..." (Tûr sûresi, âyet 19-20, 23-24)
Fakat Muhammed'in Tanrısı, Cennet'teki erkek kullarına sadece güzel ve bakire kızlar tedarik etmeyi yeterli bulmaz; bir de onların hizmetine "Gilman'lar", "Vildan'lar" yâni genç/taze oğlanlar verir; bu oğlanların "Sedeflerinde saklı inci gibi " olduklarını söyler; şöyle der:
"... Ve onlara, gilman (oğlanlar) hizmet sunacak; (bu oğlanlar) Sedeflerinde saklı inci gibidirler ..." [Bir başka çeviri şöyle: "Hizmetlerine verilmiş (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar (Bkz. Tûr sûresi, âyet 24)]
Bu konuda da verilebilecek örnekler pek çok; bunları diğer bir çok yayınlarımızda ele aldığımız için burada fazla durmayacağız. [Cennet tanımı ile ilgili Kur'ân ve Hadîs hükümleri için benim "Seriât ve Kadın" ve "Kur'ân'ın Eleştirisi" adlı kitaplarıma bakınız. Ayrıca bkz. Turan Dursun, Kur'ân Ansiklopedisi , cilt 4, sh. 69 ve d. ; İmam Nevevî, age, Cilt 3, sh. 464 ve d.]
Söylemeye gerek yoktur ki Tanrı'yı, erkek kul'larına "memeleri yeni sertleşmiş bakire güzel kızlar" ve "Sedeflerinde saklı inci gibi oğlanlar" tedarik eder biçimde tanımlayan hükümleri, Tanrısal nitelikte kabul etmek güçtür. Tanrı fikrine saygılı hiç kimsenin bunları benimsemesine olanak yoktur. Ne var ki İslâm şeriâtının, Tanrı'dan ve Muhammed'ten gelme olduğunu bildirdiği bu tür din hükümlerini benimsemediğiniz an, Tanrı'yı ve Muhammed'i inkâr etmiş sayılır, ve kuşkusuz müslümanlık sınavından sıfır almak yanında bir de dinsizlikle damgalanırsınız, ki bu takdirde yaşamınız tehlikeye girebilir.
İlhan Arsel, Müslümanlık Sınavı
Tanrı Kavramı İle İlgili Bazı Sorular