YAZILI KAYITLARDA, HAVVA'DAN ÖNCE İNANNA VARDI
2-07-2024, 08:04
Günümüzde yer yüzündeki yaşantımıza ve konumumuza ulaşana dek geçirdiğimiz gelişim ve geçmiş kültürlere ait veriler, yazının icadıyla birlikte kayıt altına alınmıştır.
Günümüzde din, inanç, mucize adı altında bizlere sunulanlar, bilgelerden duyduklarımız, efsaneler, mitler...
Tüm bunların farklı coğrafyalarda benzer niteliklere sahip oluşu, ortak bir atadan, başlangıçtan ya da fikirden türemiş olduğunu mu ispatlar?
Dinler tarihi araştırıcıları Yahudilik, Hırstiyanlık ve Müslümanlığın kutsal kitapların tümünde olduğu gibi, insanlığı Adem ve Havva ile başlatır. Bu durum tabiki tek tanrılı dinler için geçerli iken, antik ve pagan inanışlarda durum daha farklı.
Geçmişten günümüze kavim ya da uygarlıkların taptığı, adına adaklar sunduğu, sahiplendiği, benimsediği, hatta popüler olup transfer ettiği dini figürler bilinmekte.
Fakat yazılı metin olarak ele alındığında, yazıyı ilk bulan uygarlık olan Sümer'lerin çivi yazılı tabletlerinde İnanna adlı dişil bir karakter kayda geçirilmiştir. Doğrudan bolluk ve bereketle ilişkilendirilen Sümer ay tanrısı Nanna'nın kızı İnanna aslında ana tanrıçadır. Bu kişiliğin Hitit ve Hurri'lerin ana tanrıçasından (Hannahannah) gelişerek oluştuğu tahmin edilmektedir.
Değişim geçirerek Mısır'da Hathor, Akad'da İştar (Star), Frig'de Kibele, Fenike'de Astarte, Yunan'da Demeter, Artemis, Afrodit, Etrüsk'te Menrva, Roma'da Venüs olur, Mysia'da sirenle özdeşleştirilir. Asurlarda Mylitta, Homeros İlyada'sında Clytemnestre olan İnanna Nebati'lerde Al-Lat (El-Lat) olarak adlandırılır, diğer adı Kaab olan Al-Lat'ın sembolü ise kutsal siyah taştır. Kaab'a (Al-Lat) inananlar bu kutsal karataşa tapmışlar.
Bu durumun, Kabe'deki kara bir taş olan Hacer'ül Esvet'e, kaynaklık ettiğinin ya da etmediğinin bir ispatı değildir. İslam öncesi Mekke'nin 3 baş tanrıçasından biri olan ve Kabe'de yaşadığına inanılan Al-Lat'ın adı Kuran-ı Kerimdeki Necm suresinde geçer ( "Siz de gördünüz değil mi Lat ve Uzza'yı?" ).
Hazırlayan Hazal Merisana
TEREF