Seçimler yapılmış, sandıklar açılmış sonuç ortaya çıkmıştı. 14 büyük şehirde Türk vatandaşlar ile Kürt vatandaşlar seçim sandığında tek partide birleşmişti. O tek parti, Cumhuriyet kurulurken anayasaya “bölünmez bütünlük” maddesi koymuş partiydi.
★★★
Seçkin dikkat istiyorum, tekrar yazıyorum; “ülke toprakları bölünmez bütündür” diye anayasaya değiştirilmez madde yazan partiye oy vermek için Türk ve Kürt vatandaşlar birleşmiş, demokratik yoldan, seçim sandığında, iktidarı yerel yönetimlerde aşağıya indirmişti.
O gün!
Eller kenetlenmiş.
Kol kola girilmişti.
★★★
Bu topraklarda bölünme olmadan birlikte yaşayarak; özerk bölgelere, otonom yönetimlere, iki ayrı anadili yarışa sokmaya ihtiyaç kalmadan; Türkiye Cumhuriyeti şemsiyesi altında toplanarak; “kişilik sahibi, bağımsız birey, özerk insan olabilmenin” aydınlık yolunu Türkler ile Kürtler tabanda birleşerek zaten bulmuştu.
★★★
Türkler ve Kürtler, demokratik yol ve yöntemle tabanda kendi siyasi iradeleri ile birleşip ele ele, kol kola tutuşmanın olabileceğini seçim sandığında göstermişlerdi.
Barış zaten olmuştu.
PKK, o gün bitmişti.
★★★
Bir eski kama!
Paslı hançer!
Arandı.
Kamayı, “Türkler ile Kürtlerin tabanda demokratik yolla birleşip bina etmeye başladığı; aşiretin, ağanın, tarikatın, yeni komprador sermayenin ve her türlü etnik kışkırtmanın zincirlerinden kurtulmuş özgür insanlar olma hedefine” saplayıp çatlamak siyasi kurnazlığı bulundu.
★★★
“Heyet” kurulmadan ve gitmeler, gelmeler başlamadan önce “Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’nda ağır tecrit altında olduğu ve hatta zehirlendiği” haberlerini yaydılar.
Turp gibi çıktı.
Koğuş arkadaşları, DEM Parti eş başkanları, heyet üyeleri 10 kişinin ortasında sapasağlam, oldukça bakımlı fotoğrafı yayımlandı. Propaganda makinası tam kapasite çalışmaya koyuldu.
★★★
Tayyip Erdoğan bir kez daha ve hep Cumhurbaşkanı seçilsin, Devlet Bahçeli kesintisiz iktidar ortağı olarak kalsın, büyük kentlerde yaşayan halkın gözünde ve gönlünde yıkılmaya yüz tutmuş ağalık, aşiret, tarikat, yeni palazlanmış sermaye saltanatı devam etsin istedikleri için bu eski kama kılıfından çıkarıldı. Abdullah Öcalan’ın bilinen sözleri ve bayat görüşleri Kürtçe ve Türkçe yazıya geçirilmiş mektubu okundu.
★★★
Mektubun özü:
Silahlı mücadele ile olmadı, şimdi demokratik siyaset yoluna geçelim. Silahlar sussun. PKK, kendini feshetsin. Siyaset yapma yolu açılsın ve bunun için de gerekli adımlar atılsın diyor.
Bölmekten vazgeçmiyor.
Kulvar değiştiriyor.
Bu kez demokrat (!)
★★★
Abdullah Öcalan, gerçek demokrat olabilseydi; kendisini kama yapıp tabanda birleşmiş Türkler ile Kürtlerin ortasına saplamaya kalkışan Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’ye; Türkler ile Kürtler zaten büyük kentlerde; “yargı bağımsızlığını, ileri demokrasiyi ve fırsat eşitliğini” savunmak için beraber adım attılar. Biz (Erdoğan-Bahçeli-Öcalan) gerçek demokrasiden söz edeceksek; halkın tabanda birleşmiş olmasına saygı duyalım. Bırakalım onlar kendi yöneticilerini seçsin; kişilik sahibi, bağımsız birey, özerk insan olma yolunda birlikte parlamenter demokrasiyi yükselterek yürüsünler, sorunları Meclis’te tartışarak çözsünler, böylelikle Türkiye’nin bütünlüğüne katkı vermiş oluruz diyebilirdi.
★★★
Diyemedi.
Turpun büyüğü!
Eski kama çıktı!
Şimdi o yenilenmiş sahte demokrat olarak otoriter demokratlarla birlikte yeni kurnazlığa piyon!
Necati DOĞRU
TEREF