"Kürt İslam Ayaklanması"
2-06-2025, 16:04

Ermeni lideri Boğos Nubar Paşa, Paris'teki Barış Konferansı'na 12 Şubat 1919 günü isteklerini bildirdi. Ermeniler Van, Bitlis, Diyarbakır, Sivas, Erzurum, Trabzon, Maraş, Kozan, Adana'yı istiyorlardı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Hariciye eski Nazırlarından (Dışişleri eski Bakanlarından) Kürt Sait Paşa'nın oğlu, eski Stockholm Büyükelçisi Şerif Paşa da Paris Konferansı'nda Kürt isteklerini bildirdi: Doğu ve Güneydoğu illeri Kürtlere bırakılmalıydı!
Ermeniler ve Kürtler, aynı illerde hak ileri sürüyorlardı. Bir süre sonra bu çelişkiler giderildi ve Ermeni Boğos Nubar Paşa ile Kürt Şerif Paşa anlaşarak 20 Aralık 1920 günü Paris'te ortak imzalı bir açıklama yayınladılar. Açıklama şöyleydi:
"Ermeni ve Kürt uluslarının yetkili delegeleri olan bizler, yüksek ırka mensup, çıkarları ortak ve resmi-gayrı resmi hükümetleri kendilerine bunca zulüm etmiş bulunan Türklerin boyunduruğundan tamamen kurtularak ve bağımsızlıklarından başka bir gaye ve maksat takip etmeyen iki milletin emellerini Barış Anlaşması'na sunmakla onur duyarız.
"Ulusların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmeleri konusundaki ilkeye dayanarak büyük devletlerden birisinin koruması altında bağımsız bir Ermenistan ve bir Kürt Devleti'nin kurulmasını ve bütün büyük devletlerin uluslarımızın emel ve arzularını kabul ederek aydınlanma ve gelişmede bize teknik yardım yapmalarını Barış Konferansı'ndan istemek konusunda fikir birliğine vardık.
"Toprakların paylaşılması sorununa gelince, daha önce sunduğumuz muhtıralarla belirttiğimiz sınırların çizilmesi sorununu da Barış Konferansı'nın iyi niyet ve adalet duygularına bırakırız. Çünkü verilecek kararın adaletli olacağına inanıyoruz.
"Bundan başka azınlıkların hukuku ile ilgili anlaşmayı da sunarız." "(9)
Kürt Şerif Paşa ve Boğos Nubar Paşa'nın imzaladıkları bu muhtira, Meclisi Mebusan'da büyük tepkiyle karşılandı; sert tartışmalar oldu. Journal d'Orient adlı bir yabancı gazeteye anlaşma konusunda demeç veren Seyit Abdülkadir hakkında soruşturma açılması istendi. Celal Nuri (İleri), Abdulkadir'i suçladı. Abdülkadir, gizli oturumda böyle bir demeç vermediğini açıklamak zorunda kaldı.
Anlaşma, Osmanlı Kürtleri arasında da tepkiyle karşılanmıştı. Erzincan'dan on aşiret reisi, Fransız Yüksek Komiserliği'ne gönderdikleri telgrafta, Şerif Paşa'yı protesto etmişler, "Türklerle Kürtlerin soy ve din olarak kardeş olduklarını" bildirmişlerdi. Bediüzzaman Saidi Kürdi, Dava Vekili Ahmet Arif ve Binbaşı Mehmet Sıddık, Vakit gazetesinde 22 Aralık 1920 günü yayınladıkları ortak yazıyla Şerif Paşa'yı kınıyorlardı:
"Dört buçuk asırdan beri İslâm'ın fedakâr ve cesur taraftarı olarak yaşamış ve dini geleneklere bağlılığı gaye bilmiş olan Kürtler, henüz beş yüz bin şehidin kanları kurumadan, şişlere geçirilen yetimlerin, gözleri oyulan ihtiyarların hatıralarını teessürle anarken, İslâmiyet'in zararına olarak tarihi ve hayati düşmanımız ile barış anlaşmaları imzalamak suretiyle dinlerine aykırı hareket edemezler. Bu nedenle, Kürt ulusal vicdanı bu gibi anlaşmaları imzalayanları tanımadığının ve emellerinin din ve milliyetlerini birleştirmek olduğunun bildirilmesine aracı olunması..."(10)
Bu yazıdan sonra Kürt Şerif Paşa, Paris'teki Kürt delegeliğinden çekildiğini Vakit gazetesine telgrafla bildirdi.
Kaynak ; "Kürt İslam Ayaklanması" kitabından . s.3
Yazar: Uğur Mumcu
TEREF