Artık Arapların asıl isyan bölgesine giriyorduk. Bundan böyle haydutça baskınlarını beklememiz gerekiyordu. Bu alçakların namussuzluklarını kısa bir süre sonra kendi gözlerimizle gördük :
Tabanları yarılmış veya kulakları kesilmiş çırılçıplak Türk cesetleri yol kenarına dizilmişti,biraz öteden bacaklarındaki ağır yaralarla hâlâ hayatta olan bir adam vardı . Onun yakınında ise diz kapakları kesilerek çıkarılmış Bir Türk subayı yatıyordu. Her ikisini de mekkarelere bindirip yanımıza aldık ... ardından Şam’a ulaştık. Burada şiddetli bir sokak muharebesi yapılıyor,birçok pencereden ateş açılıyor, sokağa taşlar ve kalaslar atılıyordu. Çığlıklar atan kadınlar düz damlara dizilmiş ve koşuşturmakta olan askerlerime kızgın yağlar döküyordu. Sokaklarda biteviye kurşunlar uçuşuyordu.
Şahane koşumlu bir ata binmiş, zengin işlemeli bir elbise gitmiş olan bir Şeyh yüksek sesle bir belgeyi okuyor; arkasında bayramlıklarını giymiş birçok Arap’ın oturduğu, çelenklerle süslenmiş bir araba duruyoru. Onlardan biri elinde büyük bir bayrak tutuyordu. Anlaşılan o ki Türk askerlerinin kanları üzerine yeni bir krallık kuruluyordu...
Türklerle Omuz Omuza - Hans Guhr
Sayfa 215-220
Cemal Yıldırım
TEREF