"Andolsun ki insan, pek ve açık bir nankördür"

Bu gün, 09:04           
"Andolsun ki insan, pek ve açık bir nankördür"
"Siz hiç Tanrı'nın, uygunsuz bir dil kullanarak insan'lara hitap ettiğini, örneğin 'alçak zorbalar', 'soysuzlar', 'kahrolasılar', 'sapıklar"', 'yabani eşekler', 'susamış develer', 'dilini sarkıtıp soluyan köpekler', 'reziller', 'beyinsizler', 'kof kütükler', 'Kahrolası insan' vb., şeklinde konuştuğunu düşünebilir misiniz?"
Eğer bu soruya cevap olarak siz: "Hayır düşünemem, çünkü Tanrı'nın dili nezih'tir; yüce olduğu kabul edilen bir Tanrı, kendi yarattığı kul'larına, velev ki bu kul'lar kötü davranış içerisinde bulunsunlar, küfür etmez; çünkü bu şekilde konuşmak, onun yüceliğiyle bağdaşmaz; O iyilik saçan bir dil ile konuşur" derseniz,
Müslümanlık sınavından sıfır alırsınız. Şu nedenle ki bu yanıtınızla Kur'ân'ı inkâr etmiş olmaktasınız; çünkü Kur'ân'da Tanrı'nın bu yukardakı sözcüklerle konuştuğu yazılıdır.
Bir iki örnekle yetinelim:
Vâkiâ Sûresi'nde Tanrı'nın şöyle konuştuğu yazılı:
"Sonra siz ey sapıklar, yalancılar! elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz... üstüne de kaynar sudan içeceksiniz; susamış develerin suya saldırısı gibi içeceksiniz; işte cezâ gününde onlara sunulacak ziyâfet budur..." (Bkz. Vâkia Sûresi, âyet 51-56)
A'raf sûresinde Tanrı'nın kullandığı dil şöyle:
"Ey Muhammed! Onlara, şeytanın peşine taktığı ve kendisine verdiğimiz âyet'lerden sıyrılarak azgınlardan olan kişinin olayını anlat. Dileseydik onu âyet'lerimizle üstün kılardık; fakat o dünyâya meyletti ve hevesine uydu. Durumu... dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir..." (Bkz., A'raf sûresi, âyet 175-176)
Dikkat ediniz bu sözlere: Muhammed'in Tanrısı, hem bir yandan "Dileseydik onu âyet'lerimizle üstün kılardık" diyor, ve hem de kılmayıp bu kişiyi dilini sarkıtıp soluyan köpeğe benzetiyor! Olacak şey midir bu.
Kâlem sûresinde Tanrı, Kur'ân'i eleştiren, ve Muhammed'i alaya alan bir kimse hakkında şöyle demekte:
"Ey Muhammed! Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden.. çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunaların dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye.. aldırış etmeyesin... Onun havada olan burnunu yakında yere sürteceğiz..." (Bkz. Kâlem sûresi, âyet 8-15)
Öte yandan Muhammed'in Tanrısı, insanların yeteri kadar kendisine baş eğmemelerinden şikâyetçidir. Bu kızgınlık içerisinde insan denilen yaratığı küçümser: onu en aşağı, en bayağı malzeme ile yarattığını söyler; hem de yeminler ederek; örneğin:
"Andolsun ki, Biz insanı çamur sülâlesinden yarattık" (Mü'minün sûresi, âyet 12)
der. Ya da insan'ın kötü huylu olduğunu anlatmak üzere:
"Andolsun ki insan, pek ve açık bir nankördür"
der ve ekler:
"Kahrolası insan ne de nankördür" (Bkz. Zühruf sûresi, 15; Abese sûresi 17-23; İsrâ sûresi 67, vb...)
Ama bunları söylerken insanları, iyi ya da kötü yola sokanın kendisi olduğuna dair söylediklerini unutur.
Örnekleri çoğaltmak kolay; çoğalttıkça şaşkınlığınızın artacağından kuşku etmeyiniz [Bu konuda daha geniş açıklama için benim "Kur'ân'in Eleştirisi" adlı kitabıma bakınız].
İlhan Arsel, Müslümanlık Sınavı
Tanrı Kavramı İle İlgili Bazı Sorular
Merih Tan
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.