UTANÇ ABİDESİ TUNA NEHRİ KIYISINDAKİ DEMİR AYAKKABILAR

31-05-2024, 11:24           
UTANÇ ABİDESİ TUNA NEHRİ KIYISINDAKİ DEMİR AYAKKABILAR
Bir arada toplanmış ayakkabıların bizlere vermiş olduğu bir mesaj olduğunu düşünürüm ben. Örneğin dışarıdayken eve gitmek istediğinizde kapının önüne gelince bazen normalin çok üstünde ayakkabı topluluğuyla karşılaşırsınız. Ya annenizin altın günüdür ya da misafirleriniz gelmiştir. Belki hayırlı bir evlilik işi vardır belki de acılı bir taziye günüdür. Gördüğümüz bu ayakkabılar içimizde bir kıpırtıya sebep olur. Peki ya bu 60 çift demir ayakkabı bize ne anlatmak istiyor dersiniz?
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de Tuna Nehri’nin kıyısında yer alan bu demir ayakkabıların yürek burkan bir hikâyesi var. Gelin hep birlikte bu hikâyeyi okuyarak derin üzüntüyü içimizde hissedelim ve bir kez daha insan olduğumuzun bilincine varalım.
Tuna Nehri kıyısındaki demir ayakkabılar, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de Parlamento Binasının hemen önünde bulunan bir Holokost anıtıdır. (Holokost: Nazi Almanya’sının 2. Dünya Savaşı sırasında sistemli bir şekilde gerçekleştirdiği Yahudi katliamına verilen isimdir.)
1944 yılında 2.Dünya Savaşı sırasında Macar hükümetinin Adolf Hitler’e yenilmesiyle Macar hükümet lideri Miklos Horthy'nin yerine Ferenc Szalasi getirildi. Szalasi, Hitler’in yanında olur ve bu yürek sızlatan olaylar yaşanmaya başlanır. 1944-1945 yıllarında yaklaşık 80.000 Yahudi Macaristan'dan Avusturya sınırına ihraç edildi ve yaklaşık 20.000 Yahudi de Szalasi yönetimindeki hükümet tarafından Tuna Nehri’ne karşı kurşuna dizilir.

Macar faşist partisinin (Ok Haç Partisi) milisleri, Budapeşte’deki Yahudileri Tuna Nehri kıyısına getirirler. Erkek, kadın, yaşlı ve çocuklardan oluşan bu gruba kışın buz gibi soğuğunda ayakkabılarını ve kıyafetlerini çıkartarak çıplak kalmaları ve yüzlerini suya dönmeleri söylenir. Milisler, kurbanları üçerli gruplar halinde ayak bileklerinden bağlar ve sonra silah zoruyla Tuna Nehri’ne atlamaya zorlamıș; ortadaki kurbanı vurmuş, ölen kişiye ayakları bağlı olan diğer iki kişinin de nehre düşüp boğularak ölmesine sebebiyet vermişlerdi.
Ölen kurbanlardan geriye kalan ayakkabılar, vahşetten sonra Tuna Nehri kıyısında metrelerce uzanmıştı. Hatta yaşanan bu olaylardan sonra o zamanlarda Tuna Nehri’ne “Yahudi Mezarlığı” bile denilmişti. Olayın bir diğer göz dolduran kısmı ise ayakkabıların çıkartılma sebebidir: Ayakkabıları karaborsada satmak! Evet, kurşuna dizilerek vahşice katledilen Yahudilerin ayakkabıları sonrasında karaborsada satılarak hayat bulmuştur.
Bu yaşanan acı olayların üstü kapatılmış ve hatırlanmadan uzun yıllar geçmiştir. Macaristan’da dünyaya gelen Türk yönetmen Can Togay, yaşanan bu zulme sessiz kalmayıp yaratıcılığından esinlenerek 2005 yılında bir açık hava müzesi tasarlamıştır. Heykeltıraşlığını Gyula Pover üstlenmiştir. Yaşanan bu yüz kızartıcı olayı hatırlatmak ve kaybedilen binlerce Yahudi’yi anmak için nehrin kenarına 60 çift demir ayakkabı gerçek boyutlara sadık kalınarak sabitlenmiştir. Ayrıca, açık hava müzesinin 3 noktasına yerleştirilmiş Macarca, İngilizce, İbranice olarak; “Kurbanların anısına. 1945’te Arrow Cross militiamen tarafından Tuna’ya ateş edildi. 16 Nisan 2005.” yazmaktadır.
Bir erkeğin çizmesi, bir kadının topuklu ayakkabısı ve çocukların ayakkabıları... Bu anıt, o dönemde katliama uğrayan insanların kişilik özelliklerinden de dokunuşlar barındırıyor. Mesleği, kimliği ve cinsiyeti ne olursa olsun öldürülen insanların nasıl bir vahşete kurban gittiklerini anlamak için eşsiz bir eser niteliği taşıyor. Demir ayakkabılar, geçmişin çirkin anılarını yad etmek ve bu vahşete kurban giden insanları saygıyla anmak için önemli bir anıt olma özelliği taşıyor.
Merih Tan
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.