İLK SOYGUNCUMUZ

9-07-2024, 08:04           
İLK SOYGUNCUMUZ
Tam 63 yıl önce bugün.
Buğday Bankası'nın İstanbul Çemberlitaş Şubesi'ne hızla dalan eli sten tabancalı genç bir adam vezneye yöneldi, elindeki torbayı memura uzattı ve "Ne varsa doldur" diye gürledi.
Kasadaki 2.900 lira çantaya girdikten sonra havaya bir el kurşun sıkıp, takip edeni vuracağını söyledi ve 1959 model kuyruklu Chevrolet arabasına atlayarak oradan uzaklaştı.
Olayı yaşayan herkes donup kalmıştı sanki rüya görüyorlardı.
Bu olay polis kayıtlarına Türkiye'nin ilk banka soygunu olarak geçti.
Soygunu gerçekleştiren gangsterin adı Necdet Elmas idi.
***********************
Aynı adam üç gün sonra Çatalca'da aynı yöntemle bir benzin istasyonunu soydu.
İlk banka soygunundan tam 41 gün sonra bu kez İş Bankası Kazlıçeşme Şubesi yine aynı yönteme sahne oldu.
Necdet Elmas bu defa tam 165.850 lira kaldırdı.
Bu parayla ne olur diye merak edenlere hemen belirteyim.
O tarihte İstanbul Boğazı'nda geniş bahçeli, bakımlı, uzunca rıhtımı olan güzel bir yalıyı 100 bin liraya satın alabilirdiniz.
Geriye kalan parayla da Beşiktaş, Ortaköy, Kadıköy, Aksaray, Bakırköy gibi semtlerde peşin parayla 9-10 tane apartman dairesi sahibi olabilirdiniz.
Hayali bile çarpıcı.
*************************
Necdet Elmas'a ün ve prestij sağlayan asıl olay ikinci banka soygunu sırasında kendiliğinden gelişti.
Necdet Elmas veznenin önünde dururken tam yanında gençten birisi elindeki 480 lirayla para yatırmak için beklerken adeta titriyordu.
Cesaretini toplayarak soyguncu Necdet'e "Abi benim paramı almazsın değil mi?" diye mırıldandı.
Necdet sert şekilde sordu: "Sen de kimsin oğlum?".
- Abi ben işçiyim.
"Sok oğlum onu cebine, biz işçinin parasını almayız.."
Yüksek sesle konuştuğu için zaten ölüm sessizliğinde olan bankada bu lafları herkes duymuştu.
İşte bu sözleriyle ertesi gün gazetelerin de cilalamasıyla, milletin gözünde banka soyguncusu değil de bir halk kahramanı gibi algılanmaya başlandı.
Adeta zenginden alıp fakire dağıtan, iyilik perisi Arsen Lüpen veya Robin Hood olmuştu.
*********************
İlk banka soyguncusu olarak tarihe geçen bu sevimli serseri kimdi?
Emniyet tarihinde Türkiye'de ilk defa 700 polis ekipler halinde Necdet'in peşindeydi.
O dönemde sıkıyönetim olduğu için Jandarma birlikleri de her yerde onu arıyordu.
Emniyetin jipleri 70 km. hız yaparken Necdet'in Amerikan otosu 140 km. hızla arkasında toz bırakıyordu.
Kadıköy Kalamış'ta kıstırıldı ama arabasını ateşe vererek kaçmayı başardı.
Gazetelere "The gangbuster of İstanbul" imzasıyla mektuplar göndererek soygunları nasıl yaptığını, bundan sonra nereleri soyacağını mizahi üslupla anlatırken "Bu polisler boşuna maaş alıyorlar. Hepsini kovmak lazım.." şeklinde mesajlar da gönderiyordu.
Tek başına bir çılgın adam adeta devletle, emniyet güçleriyle dalga geçiyordu.
Ülkedeki herkes hatta Bakanlar Kurulu'nda hükümet üyeleri bile bu adamı konuşuyorlardı.
Daha da ilginci Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel "Gerekirse bir ihtilal daha yapar, bu adamı yakalarız.." diyecek kadar ölçüyü iyice kaçırıyordu.
Türkiye sanki gizli bir düşmanıyla savaşa girmişti.
Toplumu bir Necdet Elmas paniği sarmalamıştı.
*************************
Sonuçta Necdet Elmas'ın kellesine o günler için astronomik rakam olan 100 bin lira ödül konuldu.
Necdet yardımcısı Necdet Sinkıl ile birlikte yeni planlar kurgulamak için Darıca'da bir tanıdığının evine gitti.
İlk gün çok iyi ağırlandılar ancak ikinci gün rekor ödülü almak isteyen tanıdığı polise ihbar etti ve beklenen son kapıyı çaldı.
Jandarma ve polis evin etrafını sarınca Necdet Elmas kapıyı açıp komutandan hazırlanmak için izin istedi.
Necdet traş oldu, tertemiz takım elbisesini giydi ve teslim oldu.
Kadınlara, paraya ve Amerikan otolarına dayanamayan Necdet'in görüntüsü şık bir beyefendi olarak topluma yansıdı.
Necdet fakirlik nedeniyle zor koşullarda liseyi bitirdikten sonra İstanbul Hukuk Fakültesi'ne girmişti.
Amacı ünlü bir kanun adamı olmaktı ama o, kaderin cilvesi sonucunda Türkiye'nin ilk banka soyguncusu oluverdi.
****************
Necdet genç yaşta evlenmiş ve 3 erkek çocuk sahibi olmuştu ancak fakirlik yakasını bırakmıyordu.
Oto hırsızlığı yapmaya başladı, bir kaç soygundan sonra yakalandı ve içeri tıkıldı.
Bu arada büyük oğlu 7 yaşındayken gıdasızlık ve bakımsızlıktan ölmüştü.
Necdet içerdeyken yemin etti.
Çıktıktan sonra çok zengin olacaktı.
Kültürlü, çok şık giyinen, güzel konuşan, kibar ve yakışıklı, elit bir salon adamıydı aslında.
Polislerin arasında elleri kelepçeliyken kadınlara göz kırpıp öpücük atacak ve 10 yıl sonrasına Boğaz'da yemek randevusu verecek kadar hayat dolu bir sevimli fırlamaydı.
Duruşmada hakimlere yaptığı benzeri görülmemiş savunma aradan 50 yıl geçmesine rağmen kıdemli hukukçular arasında efsane gibi anlatılırdı.
************************
Uzun yıllar Sultanahmet Cezaevinde yatarken bütün yönetimin saygısını kazandı.
Cezaevi Müdürü ve bütün gardiyanlar bile geleneklere ve talimatlara aykırı olarak ona "Ağabey" diye saygıyla hitap ederdi.
Bütün mahkumlar, katiller, gençler ve yaşlılar Necdet Elmas'a saygıda en ufak kusur etmezlerdi.
Cezaevine büyük bir kütüphane kazandırdı.
Zengin bir kitap hazinesi sağladı.
Okuma yazması olmayan mahkumlara öğretmenlik yaptı.
Tutuklu yargılanan zanlılara hukuk dersleri verir, taktik gösterirdi.
Özel sorunları olan, başı sıkışan genç mahkumlar Necdet abilerine danışırlardı.
Cezaevinin bahçesine Türkiye'de bir ilk olarak havuz kazandırarak tarihe geçti.
Dürüstlük ve iyi insan olmak konusunda cezaevinde seri konferanslar verdi.
Bu konferanslara bazı meraklı hakim ve savcıların da dinleyici olarak katıldıkları bilinir.
Necdet Elmas 1974 affıyla salıverildi.
Gelenektir. Hapisten çıkanlar şayet geride güzel dostluklar bırakmışsa diğer mahkumlar tarafından cümle kapısından alkışlarla uğurlanırlar.
Alkışlayanların sayısı, alkışın desibel şiddeti ve elbette alkış süresi tahliye olan kişinin karakteriyle doğru orantılıdır.
Sahnede finalde ayakta yoğun alkış alan virtüözleri anımsatır bu alkışlar.
Alkışların elbette kendine özgü anlamı ve hayata yeni bir adım atan eski mahkuma iyi dilekler demeti taşıdığı kesindir.
Necdet Elmas'ı bütün tutuklular uzun süre alkışlarken, kimi gardiyanların da bu duygu seline kapılıp güçlü şekilde alkışladıkları anımsanır.
Necdet beyefendi bir süre İstanbul'da kaldıktan sonra memleketi olan Konya Ereğli'ye yerleşti.
Hayatta kimsesi kalmamıştı.
Tek başına sakin bir yaşam sürdürdü ve Ocak 2017'de 82 yaşındayken hayata veda etti.
******************
İşte eski yıllardan bir banka soyguncusunun çok renkli hayatının özet hikayesi.
Okurken insanın bazı virajlarda gözleri sulanıyor.
Günümüzde AKP iktidarı sayesinde sadece bankalar değil, ülke her tarafından soyuluyor, kimsede "Tık" yok elemterefiş be hacı.
Din adamlarından iktidar milletvekillerine, yandaş işadamlarından gazeteci sıfatlı dangalaklara, futbolculardan sosyal medya maymunlarına hatta emniyetçilere kadar bir çok isim milyon Dolarcıklarla birlikte anılırken hiçbir anormallik hissedilmiyor..
Ne olduğu çözülemeyen garip işlemler, karmaşık pis işler toplumu arsız sarmaşık bitki gibi çevrelemiş durumda.
Kimin eli kimin cebinin neresine kadar uzanmış bilinemiyor.
Türk adaleti bu komediyi seyretmekle meşgul.
Karnını doyurmakta zorlanan milyonlarca vatandaş ise sanki yerli drama dizi seyredermiş gibi ağzı açık şaşkınlıkla bakıyor.
Ülkenin her şeyi değişti.
Din tezgahtarı ezik, cahil, hırsız, avantacı, pislik gerici yobazlar sayesinde Türkiye acınacak durumda.
Bu ülkenin banka soyguncusu bile eskiden işte böyle süper kalite kumaştan imal edilmişti.
Neredennnnn nereye hafız..
Cahit Çataloğlu
07 Temmuz 2024












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.