BİR CAMİ HİKAYESİ
Bu gün, 10:04

Tarihte bugün 27 Temmuz 1978'de Nimet Özden'i kaybetttik.
79 yaşındaki bu kadın kimdi?.
Dilimin döndüğünce anlatmaya çalışayım.
İsmail beyin Eminönü'nde ufak bir tütün dükkanı vardı.
Köhne dükkanda işleri pek iyi gitmediği için ek iş olarak Tayyare Piyangosu bileti satmaya başladı.
Yıl 1928.
İsmail bey bir süre sonra esnafın isteği üzerine biletleri veresiye de vermeye başladı.
Paraları toplamakta zorlanınca işleri daha da kötüleşti, eve ekmek götüremez duruma geldi.
Vee işte kadın mucizesi!..
Karısı Nimet duruma el koyarak her gün dükkana gelmeye başladı.
Bir yıl içinde alacakları toparlayıp işleri yoluna soktu.
Onun adı Melek Nimet Özden idi.
Halk arasında bilinen adıyla Nimet Abla.
Vee bir mucize daha.
1931 yılbaşı çekiliş ikramiyesi 100 bin liraydı.
O günkü 100 bin lirayla İstanbul'un surlar dışından bir çok bölgesinde koca bir mahalleyi evleriyle birlikte satın almak mümkün.
Şanslı kişiye tam bileti Nimet Abla satmıştı.
Rekor ikramiye kamuoyunda çok büyük sansasyon yarattı.
Gazeteler Nimet abla ile peş peşe röportaj yapmaya başladı.
Nimet ablanın yıldızı her geçen gün daha da parlamaya başladı.
1938'de Lütfü Kırdar'ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde Eminönü Meydanı düzenlenince Nimet Abla günümüzdeki gişesinde faaliyete başladı.
***********
Nimet Abla İstanbul 1899 doğumludur. (Adnan Menderes ile akran)
Hiç çocuğu olmadı.
İnançlı bir müslümandı, 36 yaşında hacı oldu.
Pek bilinmez ama Nimet abla pek çok Türk kadını gibi ulu önderiniz Atatürk'e aşıktı.
Yüce Atatürk'e asla laf ettirmez, kendini bilmezler çıkarsa kim olursa olsun orada ağzının payını verirdi..
Nimet abla her 10 Kasımlar da mevlit okutur, aziz Atamızı saygıyla anardı.
Nimet abla kendi parasıyla bir cami yaptırmaya karar verdi.
1963 yılında Esentepe'de caminin temeli atıldı.
Bölgedeki tek cami olacaktı. En yakın camiler Şişli ve Beşiktaş'taydı.
O yıllarda Esentepe şehir dışında gerçek deyimle dağbaşı bir yer.
Ben Nimet abla ile 5 kişilik eski Amerikan dolmuşlarda yanyana yolculuk yaptım, sohbetini dinledim.
Maddi durumu gayet iyi olmasına rağmen özel otosu, şoförü, koruması yoktu.
Kıyafetinde lüks veya en ufak abartı yoktu.
Dikkat çeken tek bir takı ve mücevher taşımıyordu.
Sıradan.. mahallemizden.. mütevazi bir esnaf portresi çiziyordu.
İriyarı, lafını esirgemeyen, Anadolu ağzıyla "Hükümet gibi" bir kadındı.
Nimet ablanın Bebek sırtlarında babasından miras kalan Boğaz manzaralı bir de villası vardı.
Camiyi tamamlamak uğruna bu güzel evi sattı ve 1970 yılında Esentepe Hacı Nimet Özden Camii ibadete açıldı.
O dev gibi kadın felç olup tekerlekli sandalyeye mahkum oldu ve 1978 yılında aramızdan ayrıldı.
**************
Kendilerini has müslüman sayan odun kafalı, öküz yobazlar o günlerde de vardı.
Bir kadının başarı hikayesini, devletten beş kuruş yardım almadan görkemli ve kaloriferli ilk cami yaptırmasını bu sapık yobazlar kabullenemediler.
Alkolden, genelevden toplanan vergilerle devletten maaş almakta sakınca görmeyen yobazlar Nimet ablaya çamur atmaya başladılar;
"Kumar parasıyla yapılan camide namaz kılmak caiz değildir!.."
Buyurun buradan yakın!..
Şerefsiz pezevenk yobazlar!..
Sözüm ona piyango bileti sattığı ve de piyango kumar sayılabileceği için Esentepe Camii kumar parasıyla inşa edilmiş!..
İnançlı ve dini bütün (Eskilerin deyişiyle Salihat-ı Nisvan) bir müslüman olan hacı Nimet ablamız aslında Atatürk sevdalısı olduğu için hain ve şerefsiz odun kafalı yobazların hedefi haline gelmişti.
Nimet ablayı saygıyla, rahmetle anıyorum.
Cahit Çataloğlu