SİLAH YAKAN TERÖRİSTLER, BASKIN KUTLAMASI YAPTI

Bu gün, 10:54           
SİLAH YAKAN TERÖRİSTLER, BASKIN KUTLAMASI YAPTI
PKK’ya yakınlığı ile bilinen televizyon ve sitelerde, “Gerillalardan Kürdistan dağlarında 15 Ağustos kutlaması” anlatılıyor. “15 Ağustos atılımını” selamlayan konuşmaların ardından, gerillalar alkış, zılgıtlar eşliğinde sloganlar attı. Birbirleriyle selamlaşan gerillalar daha sonra uzun süre halay çekerek, “işgalci” dedikleri Türk askerine, ilk kurşunun sıkıldığı “Diriliş bayramı” olarak belirttikleri 15 Ağustos Eruh ve Şemdinli baskınının yıldönümünü kutladılar.
Bölücü terör örgütü PKK, 15 Ağustos’ta Eruh ve Şemdinli ilçe baskınlarıyla silahlı eylemleri başlatmıştı. Aslında, örgütün daha önce de eylemleri vardı. Ancak bu kadar ses getirici değildi. Şanlıurfa’nın Siverek, Hilvan ilçeleri terör örgütünün karargahıydı. Eruh baskınını yöneten “Ağit” kod adlı Mahsun Korkmaz’ın, 26 Mart 1986 tarihinde, Abdullah Öcalan’ın talimatıyla öldürüldüğü çok az kişi tarafından bilinir. Bir gece yürüyüşü sırasında 30 kişilik PKK grubu pusuya düşürülüyor. Çatışmada bir terörist yaralanıyor, Mahsun Korkmaz ise alnından vurulup öldürülüyor. Öldürenin, “Selim” kod adlı Fevzi Aslan olduğu anlaşılıyor. Öcalan, bu kişiyi örgütte sorumlu makama getirmişti.
41 YIL ÖNCESİNE DÖNELİM
14 Ağustos’u 15 Ağustos’a bağlayan geceye gidelim. Eruh’u basacak olan “14 Temmuz Silahlı Propaganda Grubu”nun sorumlusu Mahsun Korkmaz’ın sesi karanlık içinde yükseliyordu: “Tevfik arkadaş da propaganda biriminin sorumlusu olarak caminin hoparlöründen bildiriyi okuyacak.”
Şemdinli yakınında ise “21 Mart Silahlı Propaganda Grubu”nun sorumlusu, Mahsun Korkmaz’ın yardımcısı Abdullah Ekinci, “Arkadaşlar Kürdistan Kurtuluş Birliği (HRG) kurulmuş bulunuyor. Bunu biz Şemdinli’yi basarak duyuracağız” dedi.
Çıt çıkmıyordu. Derin bir sessizlik vardı. Baskın planını hazırlayanlar tarafından silahlı gruba gün ışıdığında ayrıntılı bilgiler verilecekti. Karakolların planları taşlar dizilerek yapıldı. Gruplar ikiye ayrıldı. Birinci grupta “saldırı”, ikinci grupta “propaganda” grubu bulunuyordu. Bildiri hazırlanmıştı. Aynı bildiri basılacak ilçelere bırakılacaktı. Pankart da hazırladılar. Birisi “Peşimizden gelinmesini önlemek için ‘Yollara mayın döşenmiştir. Halkımıza duyurulur’ diye yazalım” uyarısında bulundu. Bunu da yaptılar. Dahası, Kürtçe yazılı pankartın ucuna patlayıcı madde bağlayıp asmayı kararlaştırdılar.
TEK KOL HALİNDE YÜRÜYORLARDI
Eylem günü gelmişti, ilçelerden gelen son haberler, herhangi olağanüstü bir durumun olmadığı, askerlerde bir hareketlilik bulunmadığı yolundaydı. Eruh’a doğru bir grup alacakaranlıkta tek kol halinde yürüyordu. Kalaşnikoflu, roketatarlı grup yol alırken, silahların gölgesi önde uzadıkça uzuyordu. Şimdiye kadar aksayan bir şey yoktu. Her şey planladıkları gibi gidiyordu.
Eruh’u “Agit” kod adlı Mahsun Korkmaz, Şemdinli’yi Abdullah Ekinci’nin grubu basacaktı. Toplanma yerine gelmeden önce telefon kabloları kesilmişti, ilçelerin haberleşme ağı artık yoktu. Şemdinli yakınındaki grup ise trafonun önünde toplandı. Son konuşmalar burada yapıldı. Her şey hızlı bir biçimde yapılacak, herkes görevini aksatmadan yerine getirecekti.
NASIL OLDUĞUNU BİLEN YOKTU
İlçelerin basılacağı kimsenin aklından bile geçmiyordu. Hem kim basacaktı? Bölücü ve yıkıcı örgütler 12 Eylül 1980 Harekâtı’ndan sonra çökertilmiş, lider kadroları yurt dışına kaçmıştı. Güvenlik güçlerine ilçelerin basılacağı konusunda tek bir istihbarat bile gelmemişti. Önlemler her zamankinden farklı değildi. Hatta askerlerin bir kısmı uyumak için yataklarına çoktan çekilmişlerdi bile.
15 Ağustos’ta iki ilçeye yapılan saldırı, Ankara’da gece yarısından sonra bir hareketlilik başlatmıştı. Ne olmuş, nasıl olmuş bilen yoktu. Bilinen ve söylenen tek şey, “3-5 eşkıya”nın bir şeyler yaptığıydı. Eruh’ta bir jandarma şehit edilmiş, Şemdinli’de askeri gazinoya yapılan silahlı saldırı sırasında bazı askerler yaralanmış, bir asker ise daha sonra şehit olmuştu...
CAMİ HOPARLÖRÜNDEN ÇAĞRI
O sıcak ağustos akşamında her şey bir önceki gün gibiydi. İlçenin en bakımlı, yeşili bol olan yeri Jandarma Komutanlığı bahçesiydi. Karakolun bahçesinde bazı müdürler sohbet ediyordu. Ziraat Bankası Müdürü Şaban Sezai Yılmaz, “Para geldi. Yarın zamlı maaşlarımızı alırız” dedi. Bankanın kasasında memur maaşı da bulunuyordu. Bahçenin başka bir köşesinde hanımların sohbeti sürüyordu. Olağanüstü bir şey yoktu. Ancak sinsice yaklaşan birileri vardı...
Birden kıyamet koptu. Bombalar patlıyor, kalaşnikoflar gecenin sessizliğini bozuyordu. Ortalık “ana-baba günü”ydü. Propaganda sorumlusu Tevfik kod adlı Mustafa Çimen, Midyatlı Ömer ve Sorej kod adlı teröristler birlikte camiye girdiler. Hoparlörden halkın meydanda toplanması istenildi. Bir grup PKK’lı Ziraat Bankası’nı soymak için harekete geçmiş, bir grup ise bastıkları Eruh Cezaevi’nde, mahkûmların kaçması için kapıları açıyordu. Koca ilçe bir grup teröriste teslim olmaya başlamıştı. Herkes büyük bir korku ve panik içindeydi.
Merih Tan
TEREF













Teref.az © 2015
TEREF - XOCANIN BLOQU günün siyasi və sosial hadisələrinə münasibət bildirən bir şəxsi BLOQDUR. Heç bir MEDİA statusuna və jurnalist hüquqlarına iddialı olmayan ictimai fəal olaraq hadisələrə şəxsi münasibətimizi bildirərərkən, sosial media məlumatlarındanda istifadə edirik! Nurəddin Xoca
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.
E-mail: n_alp@mail.ru