ODTÜ ve ‘’HOCAM’’ EFSANESİ…
1-06-2024, 00:01
1986 yılı idi… ODTÜ ye başladığımda çok şaşırmıştım... Herkes ''Hocam'' diye hitap ediyordu bana... Sakallarım filan vardı o zamanlar... Dedim acaba sakallarım olduğundan beni büyük mü zannediyorlar da hocam diyorlar?
Gittim berbere aynı gün, kestirdim sakallarımı... Ertesi günü yine herkes ''Hocam'' diye hitap ediyordu… Dedim bana benzeyen bir hoca var kampüste çok popüler ve herkesin tanıdığı da, beni ona mı benzetiyorlar acaba???
O zamanlar kulakları çınlasın, uzaktan akrabamız ve köylümüz Süvari’nin oğlu Dursun ODTÜ Kampüsünde temizlikçi olarak çalışıyordu. O'na denk geldim, dedim böyle böyle... ''Herkes bana ''Hocam'' diyor... Beni birilerine benzetiyorlar galiba? Sakalımı kestim yine durum değişmedi'' Dedi burada bana da herkes ''Hocam'' diye hitap eder. Kimse temizlikçi demez... Burada herkes, ama herkes birbirine ''Hocam'' eder...
Öyleymiş meğer... Dikkat etmemiştim ama herkes birbirine ''Hocam'' diye hitap ediyormuş... Ondan sonra ben de herkese ''Hocam'' diye hitap etmeye başlamıştım... Süvarinin Dursun dahil... Ne güzeldi bir temizlikçiye herkesin ‘’HOCAM’’ diyerek onure etmesi? Aradan tam 32 yıl geçti... ODTÜ de herkesin birbirine ''Hocam'' diye hitap ettiğini ne merak ettim, ne de bir sebebinin olduğu aklıma geldi... Taaaa ki daha dün Ankara Lisesi Whatsapp grubundan konu ile ilgili aşağıdaki mesaj tarafıma düşene kadar:
Sinan Cemgil günümüzde de çok kullanılan "HOCAM"lı hitap şeklini başlatan isimdi. Hikaye Ankara’da, ODTÜ’de başlamış ve Türkiye’de her bölgeye yayılmıştı. Cemgil, varlıklı ve aydın bir aileden gelişi, sosyal çevresi, aldığı eğitim ve yetenekleriyle İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca ve Latinceyi çok iyi biliyordu. Arkadaşlarına Dante’den İtalyanca dizeler ve henüz Türkçe’ye çevrilmeyen Marks kitaplarını Türkçeleştirerek okurdu. Hatta anlatılanlara göre, Sinan bir gün mimarlıkla ilgili bir kitap bakmak için arkadaşlarından biriyle Ankara'da İtalyan Kültür Merkezi'ne gider. Oradaki kadın memurla İtalyanca, yanındaki arkadaşıyla da Türkçe konuşur. Bu konuşmayı duyan görevli kadın dayanamayıp Sinan'a sorar: "Ne kadar güzel Türkçe konuşuyorsunuz. Nerede öğrendiniz?"... Sinan Cemgil, bir kütüphaneden farksız donanımı, politik birikimi ve hitabet yeteneği ile de herkesce kabul edilen bir isim olmuştu.
Bu nedenlerle arkadaşları kendisine "Hoca" diye hitap ederdi. Ancak Sinan tevazu göstererek başka bir amaçla ''Hocam''lı cümleleri başlatıp yaygınlaştırdı.
Sinan’ın “Hocam” dedikleri bildiğimiz hocalar değildi elbette. Amacı, müstahdeme, bakkala, otobüs biletçisine, arkadaşına vs vs kimle konuşuyorsa ''Hocam'' diye söze başlayarak ''sen benden daha iyi bilirsin'' tevazusuyla karşı tarafa üstünlük ve öncelik sağlamış olup onure ederek insanlar arasındaki sınıf farkını kaldırmaktı. Hümanist, halkçı ve eşitlikci yanıyla en hoşuna giden kelimelerden biriydi bu. Sinan Cemgil'in slogan olmuş anlamlı sözlerinden biri olan “Biz ODTÜ’de İngilizce Üç Kelime Öğrendik: Yankee Go Home” da unutulmayan duruşları arasındadır. Bugün onun doğum günü! 31 Mayıs 1971... Eğer yaşasaydı, izin verilseydi yaşamasına 80 yaşında olacaktı. 68 kuşağının devrimci liderlerinden son derece iyi eğitimli, idealist ve hoca lakaplı dopdolu bir karakter olan Cemgil, işçi, köylü ve emekçi sınıfının hakları uğruna can veren emperyalizm karşıtı bir yurtseverdi. Üzüntüyle anıyorum. Tüm yiğitlere ve devrim ruhuna selam olsun...’’
Bir tuşa basarak binlerce kişi ile bu bilgiler paylaşılamıyordu… Ama şimdi öyle mi ya? Bilgi çağında olmak bu olsa gerek !! Benim 7 senede öğrenemediğim ODTÜ deki ‘’HOCAM’’ kelimesini var eden kahramanları oğlum ilk senesinde, hatta ilk aylarında biliyor ve bu medeni insanlara minnettar… Bu vesile ile bizler de Sinan Cemgil ve nice adsız kahramanı hasretle selamlıyor, 81 milyon TC vatandaşın da birbirine ‘’HOCAM’’ diye hitap edebileceği günleri arzuluyoruz…
Merih Tan
TEREF