KİMMERLER VE İSKİTLER
19-09-2024, 08:04
Kimmerler Proto-Türkler olarak tanımladığımız Ural-Altay kökenli bozkır göçebelerinin batı kolunu oluştururlar.
M.ö. II. bin yıl başlarından M.ö. 8. yüzyıla kadar -merkez Kırım olmak üzere- Karadeniz‟in kuzeyinde, Avrasya bozkırlarında ve Kafkasya bölgesinde yaşamışlardır.
Bu tarihler arasında güney Rusya Tunç çağı kültürlerinin “taşıyıcıları” ve “temsilcileri” olarak görülürler.
Bu devrenin başlarında “doğudan batıya doğru” Kafkasların kuzeyindeki bozkırlarda Donetz havzasına yayılmaları, özellikle Ukrayna bozkırlarında yaşayan toplumların hareketlenmelerine neden olur.
M.ö. II. bin yılın başlarında Akhaların Yunanistan‟a inmeleri, kuzeydeki Avrupa bozkırlarındaki bu hareketlerin bir uzantısıdır.
M.ö. 13.-8. yüzyıllar arasında da Kafkasya ve Dinyeper havzasındaki bölgelere yayılırlar.
Bu dönemde özellikle Volga boylarından gelen “Ahşap Mezar Yapıları” ile tanımlanan Srubna kültürü Pre-İskit/Kimmer organik bağlarının arkeolojik kanıtlarıdır.
Çünkü daha sonraki yüzyıllarda da Kimmer ve İskit eserlerinin ayrılmazlığı bilim adamlarınca daima konu edilmiŞtir.
Kimmer boylarının M.ö. 13. yüzyılda batıya doğru yayılmaları -aynen M.ö. II. bin yılın başlarında olduğu gibi- toplumların yeniden hareketlenmelerine neden olur.
Güney Rusya‟daki Kimmerlerle bağıntılı arkeolojik bulguların, M.ö. II. bin yıl başlarına kadar uzanmasına karşılık, yazılı kaynaklarda adlarının geçmesi ancak M.ö. 8. yüzyıldan itibaren başlar:
Antik Grek kaynaklarında Kymmerioi/Kymmerios olarak geçer.
İlk kez, ünlü ozan Homeros onlardan söz eder. Homeros‟a göre Kimmerler, yer altı tanrısı Hades‟in “ölüler ülkesi”nin yeraldığı “ıssız dünyanın sis ve karanlıklarla dolu bölgelerinde” yaşıyorlardı.
Ünlü coğrafyacı Strabon‟un bu konuda yaptığı eleştiri ilginçtir. “Ozan (Homeros), Kimmerlerin Bosporus Kimmerius‟un kuzeyindeki kasvetli yerlerde oturduklarını bildiği için, Hades civarına yerleştirmiştir.
Belki de İyonyalıların bu kavime karşı olan derin düşmanlıkları yüzünden böyle yapmıştır.”
Herodotos ve Strabon gibi -İskitleri ayrıntılarıyla anlatan- antik çağ yazarları, Kimmerleri güney Rusya‟nın ilk sakinleri olarak tanımlamaktadırlar.
Antik çağda Kerç Boğazı, “Bosporus Kimmerius (Kimmer Boğazı)” adını taşımakta, Kırım‟da Grek kolonileri olarak görülen Kimmerikum, Kimmeris, Kimmerike gibi yerleşmeler ve yer adları bir zamanlar Kimmerlerin bu topraklara egemen olduklarını vurgulamaktadır.
Kırım adının da Kimmer‟den türediği bilinmektedir.
Kimmerleri ve Kırım‟ı kapsayan Avrupa Hunları ile ilgili mitoslar tüm ayrıntılarıyla birlikte, Bizans tarihçisi Jordanes tarafından nakledilmektedir.
M.ö. 8. yüzyılda, takriben M.ö. 500 civarına kadar olan devre çok hareketlidir:
Kimmerler, doğudan gelen İskitlerin istila ve baskısı sonucunda, güneye ve batıya doğru çekilerek göç etmek zorunda kalırlar.
Göç edemeyen bazı Kimmer boyları ise, İskit egemenliği altında Kırım ve çevresinde yaşamlarını sürdürürler ve zamanla onların içinde eriyerek tarih sahnesinden çekilirler.
Antik kaynakların bildirdiğine göre, Taurlar, Toreteler, Dandariler, Psessler, Thteler ve Maotler, İskit egemenliği altındaki, Kırım ve çevresindeki Kimmer boylarını yansıtmaktadırlar.
Kimmer-İskit mücadeleleri, Türk devletlerinin tarihleri boyunca tanık olduğumuz kardeş kavgalarının en eski örneklerinden biridir.
Tarihi bakımdan İskit istilası, maddesel kültürün gelişimi yönünden de yeni bir devrin başlamasına neden olur:
Güney Rusya‟nın Tunç Çağı sona erer ve Demir Çağı başlar.
Prof. Dr. M. Taner Tarhan'ın
"Ön Asya Dünyasında İlk Türkler: Kimmerler ve İskitler " başlıklı makalesinden
Türkler Ansiklopedisi Cilt-1
Ahmet Erim Beyaz
TEREF