Derin ormanların içinde, asırlardır saklı kalmış bir sır vardı. Arkeolog Tlaloc ve ekibi, Aztekler’e ait olduğu düşünülen eski bir kalıntıyı araştırmak için yola çıktıklarında, hiçbirinin bilmediği bir keşfin eşiğindeydiler. Önlerinde duran, karmaşık desenlerle dolu dairesel bir taş takvimdi. Bu taş, Aztekler’in ünlü Güneş Taşına benziyordu; ama Tlaloc, bunun sadece bir takvim olmadığını hissediyordu. İçinde gizli bir anlam daha vardı.
Tlaloc, takvimin yüzeyindeki detayları dikkatlice inceledi. Taşın üzerindeki semboller ve işaretler, sadece zamanı ölçmekle kalmıyor gibiydi. Birden fark etti; bu takvim aslında bir şehrin planıydı!
“Bakın!” dedi heyecanla. “Bu, basit bir takvim değil. Bu, bir kalenin haritası!”
Ekibi şaşkınlıkla Tlaloc’a bakarken, taşın merkezine dikkat çekti. Tam ortada, yedi piramidi temsil eden noktalar bulunuyordu. Ve bu piramitlerin çevresinde iki dairesel bina yer alıyordu. Tıpkı bir şehri koruyan bir savunma duvarı gibi. “Bu sadece bir zaman döngüsünü göstermiyor,” dedi Tlaloc. “Bu, Atlantis’in kayıp başkentinin bir haritası olabilir.”
Merkezdeki büyük piramit, diğer altı piramitle çevriliydi. Tlaloc’un hipotezine göre, bu yapı Güneş Piramidi olmalıydı; etrafındaki altı piramit ise Atlantis’in simgesel yapılarıydı. Dahası, bu yapıların düzeni, antik Diskte ve Sümerlere ait kil tabletlerde de görülen yedi noktalı daire sembolünü çağrıştırıyordu. Bu simge, Sümerler’in inanç sisteminde de önemli bir yer tutuyordu ve farklı kültürlerde altı köşeli bir yıldız olarak görünüyordu.
“Bu, Atlantis’in başkentini anlatan bir şematik taslak olabilir,” diye devam etti Tlaloc. “Aztekler bu sembolleri nasıl bilebilirlerdi? Belki de bu eser, sandığımız gibi Aztekler tarafından yapılmadı.”
Tlaloc’un teorisi, ekipte büyük bir tartışma başlattı. Eğer bu harita Atlantis’e aitse, o zaman Aztekler bu bilgiyi nereden öğrenmişti? Yoksa bu, Atlantis’in eski sakinlerinin Amerika kıtasına izlerini bırakmış olabileceğine dair bir ipucu muydu?
Gizem, daha da derinleşirken, Tlaloc ve ekibi bu taşın sırlarını çözmek için çalışmaya devam etti. Her keşif, antik dünyanın birbirine bağlı olan kültürlerinin izlerini ortaya çıkarıyordu. Belki de Aztekler’in ellerindeki bu taş, kayıp uygarlıkların birbirlerine uzanan elleriydi.
saklitarih
TEREF