Fransa ve İtalya ‘nın sözde ermeni soykırımıyla ilgili icraatlarına karşılık olarak Türkiye tarafından verilen sert beyanat sadece söylem niteliği taşıyor.
Türk Dil Kurumu söylemi “dilin sözlü ya da yazılı gerçekleşmesi” olarak tanımlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyetine karşı aleni düşmanlık sergileyen, tarihte yaşanmış olan ve belgelerle ortak acı olduğu tescillenen olaylardan Türkleri sorumlu tutarak savcılık makamı gibi davranan , Devletimizi töhmet altında bırakıp hadsiz kararlara imza atanlara karşı söylem değil eğlem yapılmalıdır!.
Türk Dil Kurumu eğlemi “bir değişiklik doğurabilen etkileyici davranış.” olarak tarif etmektedir.
Yani sözlü kınamaya değil ,değişiklik doğurabilen etkileyici davranışa – eğlemsel icraata ihtiyacımız var.
Yoksa “ sen önce Ruanda’ya bak “ söyleminde bulunduklarımız “ nereye bakacağımı size mi soracağım?” derler. Nitekim ki yaptıkları eğlemle demiş gibi oldular.
Mütekabiliyet, uluslararası ilişkilerin temel prensipi olup karşılıklı olma durumu anlamına gelen bir kelime ve diplomatik bir terimdir.
Devletler arası ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme prensibini tanımlar.
Türkiye, İtalya ve Fransa’ya karşı mütekabiliyet prensibini ivedilikle uygulamalıdır.
Şu yapılmadığı sürece bu konuda ifade edilmiş tüm söylemler lafügüzafdır.

R.S.
Lafügüzaf kelimesi
Türkçe’ye Farsça’dan geçmiştir.
Lafügüzaf’ sözcüğü, Türk Dil Kurumu’na göre boş söz anlamı taşımaktadır.

Prof.Dr. Aygün Attar