Resimde gördüğünüz otel binası Sultanahmet’te. Otel olmadan önce “Osmanlı Arşivleri” binası idi. Devlet yetkililerimizin aklına birden bu binanın çok eskidiği restore edilmesi gerektiği fikri geldi. Restorasyona alındı. “Osmanlı Arşivi restorasyon çalışması” diye kocaman bir tabelâ asıldı.
Gel zaman git zaman bir de bakıldı ki, koca Osmanlı Arşiv binası OTEL oluvermiş.
Resimdeki otel, işte o otel. "Sura Hagia Sophia Hotel"
Arşiv bahçesinde bulunan tarihe şahitlik eden limon, defne ve asma ağaçları da kesilmiş. İnşaat sırasında asırlık çınarlar da zarar görüp kurumaya başlamış.
Arşivler ne mi oldu? 100 milyon belge ve 370 bin defter henüz tasnif edilmiş ama okunmamış koca arşiv Kâğıthane'de dere yatağında bir binaya doldurulmuş. Sonra sel basmış, yarısı mahvolmuş kalanı da nemden küflenmeye ve silinmeye yüz tutmuş.
Atalarının mezar taşını okuyamamaktan yakınan, Osmanlıca zorunlu olsun diye yaygara koparan zevat’ın dertlerinin ne olduğu çok açık.
Cumhuriyetle hesaplaşmak...!
Çok yerli ve de aşırı milli iktidarımız sayesinde Osmanlı'nın mezar taşında:
“Hüvelbaki Osmanlı" yazıyor.
Şimdi okuyabildin mi?
Ertuğrul Kalafat
Teref.az