MAREŞAL DELİ FUAT PAŞA

25-06-2024, 18:23           
MAREŞAL DELİ FUAT PAŞA
Çerkeslerde yiğitlik ve delilik arasında ince bir çizgi vardır.
Savaşta bir delilik yapamazsan yiğit olamazsın, yiğit değilsen de delilik yapamazsın.
1. Dünya ve Kurtuluş Savaşı yıllarında savaş meydanlarında gösterdiği kahramanlıktan dolayı adı deliye çıkan Kars, Erzurum, Ardahan Fatihi, “Deli Halit Paşa"yı anlatmıştım, peki Deli Fuat Paşa’yı ?
Beşiktaş Kulübü kurucusu, Milli Mücadelenin İstanbul Hamisi, 3 meydan muharebesi kazanmış Mareşal Deli Fuat Paşa.
...........
Babası Mareşal ( Müşir) Hasan Paşa’nın Mısır görevi nedeniyle 1835'te, Mısır’da doğdu, babası gibi askerlik mesleğini seçti. 1869’da, Albay rütbesinde iken İstanbul’a tayin oldu. Kerkük’teki aşiret isyanlarını bastırmasının ardından Mirliva ( Tuğgeneral) oldu.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Tuna cephesinde görev aldı. 26 Temmuz 1877 tarihinde yapılan Elena Muharebesi'nde Osmanlı birliklerinin komutanıydı ve Osmanlı - Rus Savaşında kazanılan tek muharebe Elena Muharebesi idi. Bu muharebedeki başarısından dolayı "Elena Kahramanı" olarak anıldı. II. Abdülhamid tarafından Mareşal (Müşir) rütbesine terfi ettirildi ve Padişah Yaverliği'ne atandı.
.............
Osmanlı Rus Savaşı sonunda, bu günkü Atatürk Havaalanının bulunduğu Yeşilköy’e kadar gelen Rus Ordusu, Berlin Konferansı devam ederken, Yeşilköy’de kuleler inşaa etmeye başlamıştı.
MAREŞAL FUAT PAŞA, DELİ FUAT OLUYOR…
Rivayet olunur ki, Fuat Paşa’nın tepesi atar, hemen Rus kumandanına bir mesaj göndererek bu kulelerin 24 saat içinde yıkılmasını istedi. Bir yandan da İstanbul’dan yardımcı kuvvet talep etti. Bu bir savaş hazırlığıydı. Kimse yeniden silaha sarılmaktan yana değildi. Rus ordusu komutanı General Skobelef baktı ki iş ciddi, kuleleri yıktırmak zorunda kaldı. Çar’a da haber göndererek başının derde girdiğini anlattı. Çar durumu Berlin’e duyurdu. O zaman Berlin Konferansı’nın başında Bismarck bulunuyordu. Bismarck, Osmanlı delegasyonunun başında olan Kara Todori Paşa’yı çağırtarak, “Aman,” dedi, “Siz ne yapıyorsunuz? Biz İstanbul’u kurtarmaya çalışıyoruz, ordunun başına Fuat Paşa adında bir deliyi geçirmişsiniz, her şeyi berbat edecek!..”
İşte bu sözler üzerine Müşir Fuat Paşa’nın adı Deli Fuat Paşa oldu... Sultan Abdülhamit de bu olayı duyunca, “Paşa sen İstanbul’u yıktıracaksın,” diye ona sitem etti..
Ruslar yakından tanıdıkları Fuat Paşa'nın söylediğini yapacağını biliyordu.
Fuat Paşa kolay kontrol edilebilir bir adam değildi, savaş meydanındaki, gözü karalığını İstanbul’dada sürdürüyordu. Sultan Abdülhamit’e muhalefet ediyor, tüm İstanbul’un dilinde hovarda bir hayat sürüyordu.
Kafasına koyduğunu yapan, kimseyi takmayan Mareşal Fuat Paşa’ya, Abdülhamit’te büyük saygı duyuyor, hürmette kusur etmiyordu, ancak sabrında bir sınırı vardı. En sonunda Fehim Paşa ile girdiği silahlı çatışmadan sonra, tüm rütbeleri söküldü ve 1902-1908 yılları arasında Şam’da sürgün yaşadı.
7’sinde neyse 70’inde o derler ya,1908’de Meşrutiyet’in ilanı ile İstanbul’a dönen Fuat Paşa’nın, tüm rütbeleri iade edildi, milletvekili oldu, yeniden iade-i itibar yapıldı.
Çerkes İttihat ve Teavün Cemiyeti ve Şimali Kafkas Cemiyeti’lerinin kuruluşuna önderlik eden Mareşal Deli Fuat Paşa, Mareşal Merted Abdullah Paşa, Mareşal Berzeg Zeki Paşa, Gazi Muhammed Fazıl Paşa (İmam Şamil'in oğlu), General Pooh Nazmi Paşa, General Şhaplı Osman Paşa, Loh Ahmet Hamdi Paşa, Ahmet Cavit Therkhet Paşa, Met Çunatko İzzet Paşa, General İsmail Berkok, gibi isimlerle Kafkasya’da eğitim faaliyetlerine önem verdi, İstanbul’da ve Kafkasya’da Çerkes okulları açılmasına sağladı.
Bu arada, Mareşal Fuat Paşa, Balkan Savaşları sırasında 77 yaşında olmasına rağmen görev istedi. 1912’nin Aralık ayında Çatalca’ya vardığı sırada oğlu, Said Fuat Bey’in şehit olduğunu öğrendi. Ocak 1913’te ise diğer oğlu, Reşit Fuat Bey şehit oldu. Deli Fuat Paşa’nın evlat acısı bitmemişti, 1915’tede küçük oğlu Halil Fuat Bey, Çanakkale cephesinde şehit düştü.
85 yaşında olmasına Milli Mücadele’de, Ankara Hükümeti yanında yer aldı, Mustafa Kemal’e destek verdi. Herkes Milli Mücadele’nin başarısızlıkla sonuçlanmasını beklerken, 17 Eylül 1919’da, Mustafa Kemal’e yazdığı mektubunda desteklerini bildirdi.
Hayattaki en büyük acıyı, evlat acısını 3 kez yaşayan Fuat Paşa’nın lakabı gerçek oldu, ömrünün son günlerinde delirdi. 1931’de, 96 yaşında İstanbul’da eceliyle öldü.
Allah Rahmet eylesin,Mekanı cennet olsun.
Oğuz Berk
Uluslararası Kafkas Derneği Gen. Başk.












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.