İNCE MEMED TALAS'TA!

Bu gün, 11:04           
İNCE MEMED TALAS'TA!
"Kayseri 'de askerlik yaptığım kasabanın üzerinde büyük bir taş vardı ve bütün kasaba bu taşın üzerilerine düşeceğinden korkuyor ;düşmesin diye taşı demir zincirle bağlıyorlardı. Madem korkuyorsunuz o zaman çekin gidin derdim.
Seneler senesi bu korkuyu yazmak istedim."(Bahse konu roman "Tek Kanatlı Kuş /Yapı kredi yayınları. A.P.)
Faruk Molu ,anlatıyor;
"Yaşar Kemal ,Talas'ta yukarı Mahallede Talas Amerikan Koleji'nin askeri hastanesinde askerliğini yapıyordu. ,ben de oraya tenis oynamaya falan giderdim, üzerinde çok pejmürde bir asker kıyafeti vardı,bir gözü de akmıştı. Hatta ,bu görünüşünden dolayı bana"Boyle bir adamla sen nasıl bir araya geliyorsun "dediler .Ama adam baktım derya gibi ...O zamanlar ünlü değildi ve şiire çok önem veriyordu ,ben o bahçede insanlık dolu bir adamla karşılaştım, hayatımda karşılaştığım en olumlu insanlardan biriydi.
Talas'ta bir kütüphanemiz vardı, orada buluşur okumalar yapardık. Okuduklarımız üzerine tartışırdık, çok güzel edebiyat dolu günler geçirdik. Sonra ben ona anahtarı verdim ,askerlik süresi boyunca oraya geldi gitti. Kitap alır analiz ederdi ."
(O yıllarda bu evde modern dünya edebiyatının baş yapıtlarını okudu.Yayınlanan ilk eseri "Pis Hikaye"yi bu ev de yazmıştır. A.P.)
Bir diğer dostu da , O yıllarda Cumhuriyet Gazetesi'nin Kayseri muhabirliğini yapan ve yerel Ülker gazetesinde çalışan Gazeteci Mustafa Gümüşkaynak 'tır.
Şu anda hayatta olmayan Gümüşkaynak 'ın büyük oğlu, Yaşar Kemal ile babasının tanışmasını şöyle anlatır;
"Yaşar Kemal askerliğini Kayseri'de yaparken "Kayseri'de kim komünist ?" diye sorunca ,babamın ismini vermişler. Halbuki, ne komünisti. .Kayseri'de bir avukat vardı, o bana babamın bu yolda ilerlemesinin nedeninin Yasar Kemal 'le bu dostluğu olduğunu söylemişti. "
Duayen gazeteci Mahmut Sabah anlatıyor;
1956 yazı. .Bir sabah Yeni Kayseri'nin kapısından Yaşar Kemal girdi içeri. . Yalnızdım büroda "Merhaba delikanlı " dedi.
Mustafa Gümüşkaynak 'ı sordu .Karşılayıp elini sıktım, oturması için yer gösterdim. Cumhuriyet'teki röportajlarından tanıyordum onu .Gümüşkaynak Cumhuriyet'in Kayseri muhabiri idi.Trenden inmiş, o sabah. Röportaj için Güneydoğuya gidiyormuş. Kayseri'den geçerken mola verip, hem şehri görmek hemde Gümüşkaynak ' ı ziyaret etmek istemiş.
"Mustafa Abi izinli ,tatile gitti " dedim.
"Talihsizlik " diye söylendi. Sohbet ettik bir süre. "Beni Döner Kümbet'e götürürmüsün " diye sordu .Tabi hayhay diyerek taksi çağırmak istedim,karşı çıktı. Cumhuriyet Meydanı'na yürüdük birlikte .Saat kulesinin önünden Talas Caddesine yöneldik.
İri cüsseli, uzun boyluydu. Yazlık ayakkabı, keten pantolon ,kısa kollu gömlek vardı üzerinde. Güler yüzlüydü. .Gürül görüldü sesi.
"Döner Kumbet'in yerini biliyorum ,Askerliğimi Kayseri'de yaptım.Niyetim hem genç bir meslektaşımla yürüyerek sohbet etmek ,hem de yol yorgunluğumu üzerimden atmaktı " dedi .
Döner Kumbet taş yığma eski evlerin arasındaydı. Bakımsızdı. Çoğu zaman çer çöp içinde yüzer, kimse uğramazdı. Kümbet 'i kuşatan eski evlerin Talas Caddesine açılan boşluğunda, tarihi yapı birden karşısına çıkınca çocuklar gibi sevindi .Kalakaldı olduğu yerde ,seyretti bir süre Selçuklu şaheseri o yapıyı,.Sonra ,iki yanından merdivenle çıkılan kapıya yürüdü, basamakları çıktı hızla. Kollarını yana açtı, .Kucakladı, öptü silindirik taş yapıyı, koklarcasına.
Gençtim meslekte yeni sayılırdım. Sarılıp duvarı, taşı öpmesi, garip gelmişti bana. .
Merakımı gidermek için, "Niye öptünüz " diye sordum.
"O benim taşım, Anadolumun taşı. Sevdiğim için öpüyor, saydığım için kucaklıyorum" dedi. "
Gazeteci ,Selma Kara'ya teşekkürler. .
Mustafa Öztaban
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.