Türklərdə Törə üzərində incələmələr
Bu gün, 08:04

Orhun Kitabeleri'nde Töre kelimesi on bir yerde geçmektedir. Türkler'de bir devleti iki unsur oluşturur; biri hikmet diğeri ise töredir. ‘Hükümdarlık iyidir fakat töre daha iyidir. Töre kağıt üzerinde yazılı değildir ve hiçbir zaman da törenin hepsi yazılmamıştır. Törenin bilgelikle, felsefeyle, hukukla, siyasetle, ahlakla, dinle, sosyal hayatla ilgili yanı da vardır. Türk Töresi, eski Türkler'e atalarından kalan bütün kuralların toplamıdır.
İslamiyet öncesi devirlerde Türkler ; kâinatın tek hakimi, tek ve mutlak kudret sahibi, Göktanrı diye adlandırılan bir yüce yaratıcıya inanmaktadırlar. Bu inanç sisteminde Tanrı mefhumu, kainatın ve hayatın sahibi, düzenleyicisi, ölüm ve hayatın tek sahibi, nimet ve sıkıntıyı veren tek güçtür. Bu inanç Törenin oluşumu ve yönetimin sınırlarının çizilmesinde ana unsurların en başında gelmiştir.
Türk Töresi, Kağan da dahil olmak üzere tüm toplumca mutlak suretle uyulması gereken hukuk kuralları toplamıdır. Töreye atfedilen önem o kadar büyüktür ki, etkin hukuk kurallarının konulması ve bunlara
eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde riayet edilmesi hem kağanın iktidarının, hem de devletin sürekliliği için en önemli koşullar arasında gösterilmiştir. Bu sebeple de, kaynaklarda törenin çok önemli olduğu, hatta devletten bile önde geldiği, töresini kaybetmiş bir ulusun yok olmuş sayılacağı hatırlatılarak, kağanlardan her zaman töreye uygun davranmaları istenmiştir. Kağanlar da bunu çok önemli bir görev sayıp, kendilerini her zaman halka karşı sorumlu hissetmişler ve icraatlarıyla ilgili olarak topluma adeta hesap verici açıklamalarda bulunmuşlardır.Töreye uygun davranmayan veya yönetimde başarı sağlayamayan kağanların görevlerine devam edemedikleri görülmektedir.
En eski devirlerde Türk Hukuku’nda törenin kaynağı her şeyden önce kağanlardır. Bundan başka, kurultaylarda alınan kararlarda törenin bir parçasını oluştururlar. Toplum içinde, kendiliğinden ve yavaş yavaş ortaya çıkan gelenek görenek kuralları ise, törenin bir başka kaynağı olarak kabul edilir.Kağanın hukuk kuralı koyma yetkisini coğrafi koşulların dayattığı göçebe tarzı yaşamın yanısıra, eski Türk egemenlik anlayışı da etkilemiştir. Eski Türkler’de kağanın egemenliğinin, ona Gök Tanrı tarafından verildiğine inanılmıştır.Bu inanışa göre, Gök-Tanrı topluluk içindeki bir aileye egemenlik hakkını vermekte, artık o aile toplumu yönetme hakkına mutlak olarak sahip olmaktadır.
Kağan , eski Orta Asya Türk hukukunda yasamanın bir kaynağı sayılırdı. Bu yetki Gök-Tanrı’dan gelen egemenlik (kut) ile açıklanabilir. Devlet kuran ve yöneten her kağan bunu törelerle gerçekleştirirdi. Örneğin, Göktürk Devleti’nin kurucusu Bumin Kağan tahta oturduktan sonra Türk ulusunun ülkesini ve töresini düzenlemiş, ardından da dört tarafa egemenliğini yayarak imparatorluğunu kurmuştur. Bir ara çökmüş olan Göktürk Devleti’ni yeniden bağımsızlığına kavuşturan İlteriş Kağan da, töresi bozulmuş olan Türk ulusunu atalarının töresince tekrar diriltmiş
ve töreye canlılık kazandırmıştır. Bilge Kağan ise "Ben tahta çıktıktan sonra bunca önemli yasayı dünyanın dört bucağındaki halka verdim” sözleriyle, yasa koymanın önemini dile getirmiştir. Görüldüğü
gibi, kağanın hukuk kuralı koyması, getirilen kuralları töre haline getirmekte, kağanın yasası Türk toplumunun töresi olmaktadır.
Eski Türkler’de kurultaylarca alınan kararlar da törenin bir kaynağı olarak görülmektedir. Orta Asya Türk toplumlarında kurultaylara büyük önem verilmiştir. Orhun Yazıtları’nda geçen “Beyler de, ulusu da birbirine uygun imişler, o yüzden ülkeyi o kadar iyi koruyabilmişler, ülkeyi koruyarak yasalar düzenlemişler” sözleriyle, yasama işlerine yeri geldiği zaman boy ve oymak beylerinin de katılabildiği anlatılmak istenmiştir.Kurultayların kağanın aldığı kararları denetleyici bir rol de üstlenerek kağanın egemenliğine bir sınır koyucu olarak rol üstlenilmiştir.
Kurultayların önemli bir görevi de, Gök Tanrı tarafından kut (egemenlik gücü) verildiğine inanılan ailenin üyeleri arasından yapılan kağan seçimi işiydi.Eğer vefat eden kağanın ailesinden yeni kağan seçilebilecek hiç kimse kalmamış ise, kurultayın yeni bir bey ya da kahramanı kağan olarak seçebilmesi mümkündü. Ayrıca, bir savaşın kaybına neden olan, kağanlık görevinde başarı sağlayamayan, halkına refah temin edemeyen, kanunlara ve töreye aykırı hareket eden kağanın diğer hükümdar adaylarının veya kabile reislerinin çabalarıyla görevinden uzaklaştırılabilmesi töre gereği mümkündür.
Türk Töresi'nin oluşmasında karşımıza çıkan üçüncü kaynak ise toplum ihtiyaçları doğrultusunda yavaş yavaş kendiliğinden oluşan kurallardır. Bu kurallar kağanın kabul ettiği nispette Türk Töresi olarak kabul edilirdi.
Kadim Türk Tarihi
TEREF