Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait olduğu ileri sürülen Urla villaları yıkılıyor.

15-07-2015, 22:03           

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait olduğu ileri sürülen ve villaların yer aldığı arazinin 3.derece SİT alanına çevrilerek yıkımın önüne geçilmesi kararına açılan dava sonuçlandı. Yargı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün yeni planını iptal etti. Böylece villaların yıkımın önü açıldı.

Egedesonsöz Haber’den Mehmet İşler’in haberine göre, Urla’nın Zeytineli Köyü Hacılar Koyu’nda yer alan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu ileri sürülen villalarla ilgili flaş bir gelişme yaşandı.

İzmir Valiliği İl Özel İdare’nin verdiği yıkım kararı sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü villaların bulunduğu yaklaşık 20 hektarlık araziyi 1.derece SİT alanından çıkararak 3.derece SİT alanı kapsamına almıştı.

Karar İl Genel Meclisi Eski Başkanı Serdar Değirmenci, dönemin İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel, Rıza Türmen ve İzmir Milletvekili Musa Çam’ın müdahil olduğu davayla yargıya taşınmış, 31 çevreci avukat hukuki çalışmayı üstlenmişti.

TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, İl Genel Meclisi Eski Başkanı Serdar Değirmenci ve çevreci avukatlar düzenledikleri basın toplantısıyla mahkeme kararını kamuoyuna duyurdu.

İzmir 2.İdare Mahkemesi 1.derece SİT alanı kapsamından çıkartılarak 3.derece SİT alanına alınma kararı iptal edildi. Mahkeme kararı Urla villalarının yıkımının önünü açtı.


BASKI GÖRDÜK

Grup adına konuşan TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, kararın olumlu bir gelişme olduğunu vurgulayarak, “Medyada malum Urla Villaları olarak anılan, İzmir İli, Urla İlçesi, Zeytineli Köyü, Hacılar Koyu ve çevresindeki 1.derece doğal sit olarak tescilli arazilerin doğal sit statüsünü değiştirip, “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak tescil ederek, haklarında yıkım kararı bulunan kaçak villalara yasal kılıf sağlamak amacıyla verilen, İzmir 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun 28.11.2013 tarih ve 200 sayılı kararının iptali ile yürütmesinin durdurulması amacıyla İzmir 2.İdare Mahkemesi’ne dava açmış idik. Bu davaya ilişkin sürecin, olağanüstü baskı koşullarında yol aldığı, konuyla ilgili herkesin malumudur. Davaya gönüllü hukuki destek veren avukatların Kıyı Kanunu’na göre herkesin faydalanmasına açık olması gereken Hacılar Koyu’na yapmak istediği inceleme gezisi, jandarmanın hukuk dışı engelleme ve yol kesmesi sonucu, saatler süren fiili gözaltı süreci ile sonuçlandı. Mahkeme keşfinin yapıldığı gün ise, yine davanın avukatlarını, davacı asilleri ve davacı meslek odası temsilcilerini taşıyan mahkeme keşif aracı, jandarmanın engellemesi sonucu, keşif mahalline alınmak istenmedi. Israrlar sonucu keşif alanına ulaştığımızda ise, bir bölük jandarma komando birliği ile karadan, sahil güvenlik botları ile denizden “kuşatılmış” bir keşif alanı ile karşılaştık. Keşif alanından görüntü almamız engellendi. Yer verdiğimiz örnekler, davacı taraf olarak, bizlere yöneltilen, herkesin gözü önünde gerçekleşen baskıların basit birkaç örneğidir. Kapalı kapılar ardında yürüyen baskıları ise tahmin etmemek mümkün değildi” dedi.

MAHKEME ‘DUR’ DEDİ

Yargı süreciyle ilgili bilgiler veren Kocaer ayrıca şunları söyledi: Bu olağanüstü süreç ve baskı ortamına karşın, bugün, İzmir 2.İdare Mahkemesi’nin dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verdiğini ilan etmek için karşınızdayız. İzmir 2.İdare Mahkemesi’nin 07.07.2015 tarih ve 2014/572 E. sayılı kararında; incelenen alanlarda, tarım, insan yerleşimi, hayvancılık ve spor etkinlikleri faaliyetlerinden dolayı insan kaynaklı etkilere yoğun bir şekilde maruz kaldığı, bu alanlarda meydana gelen sistematik etkilerden dolayı floristik, faunistik ve ekolojik yönlerden geri döndürülmesi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıktığı gözlemlenerek, ekolojik yaşam dengesinin sağlanabilmesi amacıyla dava konusu parseller ile çevresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlığa konu taşınmazların içinde yer aldığı alanın bir bütün olarak sahip olduğu coğrafik, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, topografik, biyolojik çeşitlilik ve peyzaj özellikleri ile toprak ve arazi yapısı ve doğal bitki örtüsü gibi özellikleri dikkate alındığında, anılan taşınmazların 1. derece doğal sit özellikleri taşıdığı, bu sebeple dava konusu taşınmazların sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak belirlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna vararak,’sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’ kararının yürütmesini durdurulmasına karar vermiştir. Henüz sit derecesinin düşürülmesine yönelik dava süreci devam ederken, kaçak villalara son hamle olarak 11.02.2015 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imar planları onaylanmış, doğal alanlarımızın yağmalanmasında el birliği ile yasallaştırma çalışmaları devam etmiştir. TMMOB'ye bağlı Meslek Odaları ve Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları olarak konuya ilişkin dava açılmıştır. Sit derecesinin düşürülmesi kararına yönelik açmış olduğumuz dava için alınan yürütmeyi durdurma kararının, adında koruma amaçlı ibaresi bulunan ancak koruma amacı adına herhangi bir kaygı ve karar taşımayan İmar Planlarına yönelik de verilmesini ve sonrasında da iptal edilmesini bekliyoruz. Bu kararı, yurdun dört bir yanında devam eden doğa talanına karşı mücadele yürüten herkese ve özellikle Rize’de ismi yeşil kendi kara yola, Akkuyu’da Sinop’ta nükleer santrallere, Karaburun köylerinde RES’lere, Cudi’de, Çanakkale’de, Soma’da termik santrallere, Bergama'dan Fatsa'ya ve Artvin Cerrattepe’ye siyanürle altın işletme projelerine karşı onurları ile direnenlere, Ramazan Bayramı arifesinde bir bayram şekeri olarak armağan ediyoruz

UYDURMA PROJESİ ÇÖKTÜ

İl Genel Meclisi’nin son başkanı Serdar Değirmenci de geçmişte aldıkları yıkım kararlarını hatırlatarak, “Kitabına uydurma projesi çökmüştür” dedi. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın ise, “Sarayı kaçak, villası kaçak, kaçacak yer arayacak” diyerek gelinen son noktayı özetledi.

Davaya müdahil olan çevre avukatlarından Şehrazat Mercan ise, kararın Türkiye’deki davalara emsal olabileceğini söyleyerek “Türkiye’de hukuk henüz ölmedi” ifadelerini kullandı.

YIKIM KARARI ALINMIŞTI

Eylül 2010’da İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Eylül 2012’de İzmir İl Genel Meclisi, Aralık 2012’de ise İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi’nin kaçak olduğu gerekçesi ile yıkım kararı aldığı, Aralık 2013’te ise Bakanlık tarafından alınan raporlarla 1’inci dereceden SİT statüsü kaldırılan villalar ile ilgili herhangi bir işlem uygulanamadı.

İPTAL EDİLEBİLİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait 2 adet villanın da yer aldığı iddia edilen Urla Zeytineli Köyü Hacılar Koyu için hazırlanan imar planları geçtiğimiz ayda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından askıya çıkartılmıştı. Hazırlanan yeni imar planlarının gerekçesini geçtiğimiz ay onaylanan ancak mahkemelik olan “İzmir-Manisa 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planları”na dayandıran Bakanlık, hazırladığı plan notları ile bölgedeki konutlara yasal statü katarak, yapılaşmanın da önünü açmıştı. Buna göre, toplam 122 bin 470 metrekarelik alanı “Tarım ve Doğal SİT Alanı” vasfından çıkartan bakanlığın planları ile, 1’inci derece SİT alanından 3’üncü derece SİT alanına çevrilen koydaki villaların tamamı yasal statüye kavuşmuştu.

Alanla ilgili hazırlanan imar planlarıyla ilgili mahkeme süreci de devam ederken, son gelişmeler sonrasında plan iptalinin de gündeme gelebileceği öğrenildi.

Odatv.com












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.