Türklerin Kadim Kökenleri: Hsiung-Nu’lar, Kimmerler ve Tarih Yazımındaki Yanılgılar
Bu gün, 08:04

Türk milleti, insanlık tarihinde kimlik ve aidiyet konusunda sorun yaşamamış nadir halklardan biridir.
Buna rağmen, kanıta dayalı tarih yazımı konusunda Türk tarihi çoğu kez dar bir çerçeveye hapsedilmiş,
özellikle Göktürkler ve Orhun Yazıtları ile başlatılarak daha eski dönemler göz ardı edilmiştir.
Oysa Türklerin tarihi yalnızca Göktürkler ile sınırlı değildir;
İskitler, Sakalar, Sarmatlar, Alanlar, Massagetler, Kuşanlar, Toharlar ve Kimmerler gibi halklar üzerinden çok daha eskiye,
en az MÖ 2. binyıla kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.
Kimmerler ve Erken Türk Tarihi
Kimmerler (Kimmeroi), MÖ 12. yüzyıldan itibaren Karadeniz’in kuzeyinden Anadolu’ya kadar yayılan savaşçı bir halk olarak bilinir.
Antik Yunan ve Asur kaynaklarında anılan Kimmerler, bazı teorilere göre erken dönem proto-Türk unsurlar içermekteydi.
Özellikle bozkır savaş kültürü, atlı göçebe yaşam tarzı ve kurgan tipi mezar gelenekleri, Kimmerler ile Türkler arasında kültürel süreklilik olduğuna işaret eder.
• Kimmerler, Massagetler, Sakalar ve daha sonra Hunlar ile birlikte büyük bozkır medeniyetinin öncülerinden sayılabilir.
• Kimmerlerin Anadolu’ya göçü, bozkır kültürünün Mezopotamya ve Anadolu uygarlıkları üzerinde de etkili olmasını sağlamıştır.
Bu bakımdan Kimmerler, Türklerin eski tarihinin önemli bir parçası olarak kabul edilmelidir.
Hsiung-Nu’lar (Hunlar) ve Türk Kimliğinin Derinliği
MÖ 3. yüzyıldan itibaren Çin’in kuzeyinde etkili olan Hsiung-Nu (Xiongnu) kavmi de kadim Türk tarihi için kritik önemdedir.
• Çinli tarihçi Sima Qian, “Shi Ji” adlı eserinde Hsiung-Nu’lardan detaylıca söz eder.
• Menander Protektor, Hunları “önceden Sakae/Sacae olarak adlandırılan Türkler” şeklinde tanımlar.
• Theophanes, Massagetlerin doğusundaki halklardan “Türkler” olarak söz eder.
Bu kaynaklar, Türk tarihinin milattan önceki çağlara dayandığını kanıtlamaktadır.
Arkeolojik ve Genetik Bulgular
• Ivolga Kalesi gibi Hsiung-Nu yerleşimleri, bozkır savaş stratejilerini ve savunma anlayışını yansıtır.
• Kurgan mezarları, at kültürü, runik karakterler gibi unsurlar Hsiung-Nu’ların erken Türklerle kültürel bağlantısını gösterir.
• Linzi DNA çalışmaları, Hsiung-Nu halkı ile Hunlar ve günümüz Türk toplulukları arasında genetik benzerlikler ortaya koymuştur.
Dil Bağlantıları
Dilbilimciler, Hsiung-Nu dilinin Proto-Türkçe ile yapısal benzerlikler taşıdığını belirtir.
Özellikle Kanadalı sinolog Pulleyblank, Hsiung-Nu’ların Türk kökenli olduklarını ileri sürmüş ve bu halkın Saka’lar ve diğer bozkır toplulukları ile ilişkilendirilebileceğini savunmuştur.
Batı ve Doğu Merkezli Tarih Yazımı Yanılgıları
Modern tarih yazımı,
• Doğuda Pers etkisi,
• Batıda Latin etkisi
odaklı bir bakış açısıyla şekillendirilmiştir.
Bu yaklaşım, Türklerin bağımsız bir kültürel kimliğe sahip olduğu gerçeğini çoğu zaman görmezden gelir.
Özellikle doğudaki “Persolog” etkisi ve batıdaki CIL (Corpus Inscriptionum Latinarum) yaklaşımı,
Türk tarihini ya Persleşmiş ya da yok sayılmış bir kültür gibi göstermeye çalışmıştır.
Oysa gerçek, Türk kültürünün kendine özgü, bağımsız ve çok daha eski bir geleneği temsil ettiğidir.
Sonuç
Türk tarihi, yalnızca Göktürkler ya da Orhun Yazıtları ile başlamaz.
İskitler, Sakalar, Kimmerler, Massagetler, Hsiung-Nu’lar gibi halklarla birlikte Türklerin tarihi;
en az MÖ 2. binyıla kadar izlenebilen, bağımsız ve güçlü bir geçmişe sahiptir.
Bugün birçok akademik çevrede Türklerin dünya tarihindeki önemini küçümseyen yaklaşımlar,
bilimsel verilere değil, ideolojik kabullere dayanmaktadır.
Arkeoloji, dilbilim, tarih yazımı ve genetik veriler ışığında Türklerin tarihi,
insanlık tarihinin en eski ve en etkili kültürlerinden biri olarak değerlendirilmelidir.
sıkı hayranlar
TEREF