Lübnan'daki Baalbek'in nefes kesen genişliğinde gezegendeki en büyük insan yapımı monolit yatıyor. Bu sağlam taş sıradan bir taş değil; yaklaşık 64,3 fit (19,6 metre) uzunluğa sahip ve terazinin ağırlığı 3,3 milyon pound (1,650 ton) civarında. Bu canavar, Roma döneminden bu yana arazi üzerinde dönüyor; daha önce olmasa da, bazı teorilere göre 5000 yıldan fazla bir süre önce dünyadan oyulmuş, ancak hiç kimse kesin tarihler belirleyemiyor. Modern mühendisler, böylesine astronomik bir taş levhayı yaratmak ve manevra yapmak için gereken antik parlaklık karşısında şoka uğramış durumdalar.
Ama durun, dahası da var! Bu yekpare Baalbek büyüklüğündeki yapbozun sadece bir parçası. Sadece bir taş atımı uzaklıkta, Roma üst yapısını sergileyen Jüpiter Tapınağı bulunmaktadır. Ancak asıl vurucu olan, üzerinde bulunduğu devasa kireçtaşı bloklarından oluşan tabandır. Bu temel, üçü her biri yaklaşık 2 milyon pound (1000 ton) ağırlığında olan ve herkesin bildiği gibi triliton olarak adlandırılan 27 devasa taştan oluşan dudak uçuklatan bir düzenektir. Bu kadim binayı kim inşa ettiyse, taşocakçılığı, taşıma ve yerleştirme konusunda hala anlayamadığımız bir ustalığa sahip olduğu çok açık.
Peki ya efsaneler? Bunlar sadece bu tarihi gizemin ateşini körüklüyor. Eski Arapça yazılar, Baalbek'i Büyük Tufan'dan sonra bazı dev arkadaşlarıyla birlikte yeniden dirilttiği söylenen efsanevi Babil kralı Nemrut'a bağlar. Diğer kaynaklar, Kabil'in insanlığın yaratılışından sadece 133 yıl sonra Baalbek'i kurduğunu ve ilahi intikama karşı koymak için devlerden yardım istediğini iddia ediyor. Bu hikayeler, insanların o zaman bile bu sitenin olağanüstü bir şey olduğunu anladığını gösteriyor.
Elbette, Kabil ve bu devler gibi bu alegorik karakterler, kadim insanların anlaşılmaz olanı anlama girişimleri olabilir. Ancak yüzyıllar sonra buradayız, bir medeniyetin nasıl olup da 3,3 milyon poundluk taşı oyup taşıyabildiğine hayret ediyoruz. Onları bu kadar büyük tasarımların peşinde koşmaya iten şey neydi? Böyle şaşırtıcı bir hassasiyeti nasıl tutturabildiler?
Bilim adamlarından ve meraklılardan oluşan bir grup, gelişmiş antik uygarlıkların dünyamıza yerleşip iklim felaketleri nedeniyle yok olup olmadığını merak ediyor;
Nan Madol, Büyük Piramit ve Gunung Padang gibi yerleri kalıntı olarak düşünün...
Yadigar Gidici
TEREF