TEREF.AZ: "Grek Harfli Türkçe Kitabeler ve Karaman Türklerinin Dili" başlıklı yazı Türkçe hakkında önemli ipuçları veriyor. Ancak konunun tam olarak anlaşılabilmesi için önce 2016'da rahmetli olan ve geride 30 Türkçe, 8 İngilizce ve 7 Almanca kitap bırakan Kazım Mirşan'ın konu ile ilgili çalışmalarını okumak ve anlamak gerekir. Erzurum'un Karayazı ilçesinin Salyamaç Köyündeki Cünni mağarasında bulunan MÖ: 16.000'e ait kaya yazıtlarını hiçbir dilbilimci ve sanat tarihçi okuyamazken bunları sadece Kazım Mirşan'ın okuyabilmesi kendisinin diğer bilim adamlarının haberdar olmadığı "ÖNTÜRKÇE" yi bilmesinden kaynaklanıyordu.
Bu konuda araştırma yapan ancak Kazım Mirşan’ın tüm eserlerini okuyacak kadar vakti olmayanlara ise Kazım Mirşan ve çalışmaları hakkında yazılan ""Erken Türk Tarihi Araştırmacısı Kazım Mirşan" adlı 6 ciltlik eseri okumalarını öneririm. Bu kapsamda Kazım Mirşan ve eserleri hakkında kaleme alınmış kısa bir yazıyı bilgi için ekte gönderiyorum.
Eğitim sistemimizin insanımızı yanlış eğitmesi sonucu tüm yenilik ve icatları yabancılardan beklemeye yönlendirildiğimiz için “Türklerin yabancılardan etkilenmiş olduklarını kabullenmek” davranış tarzımız olmuş durumda. Araştırma isteği de olmayınca bunu hemen benimsiyoruz. Oysa az bir çaba ile Grek ve Latin alfabelerindeki harf ve sembollerin hemen hepsinin Ön-Türk kaya yazıtlarında zaten mevcut olduğunu görebiliriz. 15.000-18000 sene önce Orta Asya’da ve Anadolu’nun her yanında kullanılan harf ve sembollerden bahsediyoruz. Buna karşılık, Anadolu’ya çok daha sonraları gelmiş olan Hristiyan Türklerin kendi harflerini değil de başka medeniyetlerin harflerini kullanmış olduklarını sanıyoruz.
Latin alfabesinin temeli olan Etrüsk alfabesi ise hiç gündemde değil. Zaten Etrüsklerin Truva’lıların yenilmesinden sonra İtalya’ya göç eden Türklerin kolu olduğu ve Roma uygarlığının temelinin Etrüsk uygarlığı olduğu gerçeğinden de uzağız.
Hal böyle iken, Truvalıların Türk olduğunu bilen Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’un fethinden sonra Hektor’un öcünü aldık demesinin ardındaki gerçeği ve Çanakkale Savaşının kazanılmasından sonra “Truva’nın öcünü aldık” diyen ve engin bir tarih bilgisine sahip olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Arap alfabesinden “Latin” alfabesine geçerken aslında Türk alfabesine geçtiğinin bilincinde olduğunu düşünebilmek gerekir. Anadolu bir tarafa, Avrupa topraklarının 5000’ den fazla Türk dikilitaşları ve yazıtları ile dolu olduğu, Avrupalı’nın “ilik-düğme”, “çizme” gibi buluşları bile Türklerden öğrendikleri göz önünde tutulursa kimin kimden etkilenmiş olabileceği açıklık kazanır. Nazilerin sembolü olan gamalı haç bile bir Ön-Türk tamgasıdır ve sanat eserlerimizde ve kilimlerimizde sıklıkla kullanılan bir motiftir.
Yani Karaman Türklerinin Grek alfabesini kullanmaları Grek alfabesi de dahil tüm yazılı dillerin temelini "ÖNTÜRK ALFABESİ"nin oluşturmasından kaynaklanmaktadır.
Bu gerçekleri bilirsek asil atalarımıza layık şekilde Anadolu'nun ilk yerleşiklerinin de Türkler olduğu gerçeğini daha kolay kavrarız ve bu topraklar üzerinde hak iddia etmeye kalkan etnik grupların da ağzının payını verme imkanına sahip oluruz.
Selam ve saygılar.
Doç. Dr. Ömer Lütfi Taşcıoğlu