MEVLANA TÜRK DÜŞMANIYDI - RIZA ZELYUT

10-06-2024, 10:08           
MEVLANA TÜRK DÜŞMANIYDI - RIZA ZELYUT
BİZİM NASREDDİN HOCA OLARAK BİLDİĞİMİZ HACE NASREDDIN, AHİ TEŞKİLATININ KURUCUSU AHİ EVRENDİR VE TÜRK DÜŞMANI MEVLANA TARAFINDAN ÖLDÜRTÜLMÜŞTÜR
Her aralık ayında Mevlana Celaleddin Rumi için büyük törenler yapılıyor. Bu seneki törene İran Cumhurbaşkanı Ahmed-i Necat da davet edildi. Edildi; çünkü bizim yazarımız sandığımız Mevlana Celaleddin özü itibariyle İranlılarındır.
Çünkü o, kitaplarını Türk diliyle değil İran diliyle (Farsça) yazmıştır.
Nasıl ki bugün biz, Kürt kökenli Yaşar Kemal'i en büyük Türk yazarlarından birisi sayıyor isek; Türk kökenli Mevlana Celaleddin de İranlı sayılır. Yani; soyu Türk olmasına karşın Mevlana, fikren ve ruhen Fars idi; yani İranlı idi.
Üstüne üstlük bu Mevlana Türkleri aşağı görüyordu; yıkıcı buluyordu.
MOĞOLLARIN ADAMIYDI
Mevlana Celaleddin ile ilgili olarak 1975 yılında, 'Mevlana Hangi Sınıfın Sanatçısıydı?' başlığı altında Yansıma Dergisi'nde bir inceleme yazım çıktı. Bu makalemde, Mevlana'nın çıkarcı, rüşvetçi, hediye düşkünü bir insan olduğunu; Anadolu'yu işgal ettikten sonra yakıp yıkan Moğollarla işbirliği yaptığını gösterdim. Üstüne üstlük kendisine peygamberler gibi vahiy geldiğini söyleyecek derecede sapıtmış görünüyordu.
Sonraki dönemdeki araştırmalar, bu tespitlerimi doğruladı. Gerçek Mevlana; Moğol işbirlikçisi; Türkmen ve esnaf düşmanı çıkarcı bir politik tipti.
1243 yılında Moğollar Anadolu'yu işgal edip halkı ezmeye, soymaya başlayınca; Türkmenler bunlara direnmeye başladılar. Bu dönemde Mevlana ve yandaşları bu düşmanlarla işbirliği yaptılar. Moğollar katlettiği Türk esnafın mallarını, dükkanlarını Mevlana'nın adamlarına verdi.
Ünlü tarihçimiz Prof. Halil İnalcık; Devlet-i åliye isimli eserinde (İş Bankası Yayınları, 2009; 1. Cilt, sayfa 39) bunu açıkça gösteriyor: 'Moğollarla işbirliği yapan ve Fars kültürüne tutkun Selçuklu seçkin sınıfına hitab eden Celaleddin Rumi ile halk adamı Ahi Evren arasında düşmanlık vardı. (...) Tokat, Sivas Kayseri gibi büyük şehirlerde Moğollar karşı çıkan esnafı (...) katlettiler. Ahilere ait zaviyeler Mevlevilere verildi.'
ŞAMANİSTİ EVLİYA YAPTI
Ahiler, Türkmenlerin şehirlerde örgütlenen esnaf koludur. Bunların başı olan Ahi Evren'dir ve kendisi Hacı Bektaş Veli'nin yakın arkadaşıdır. (Hacı Bektaş Veli Velayetnamesi'ndeki ilgili bölüme bakınız.)
Orta Çağ tarihçisi Prof. Mikail Bayram; 'Sosyal ve Siyasal Boyutlarıyla Ahi Evren-Mevlana Mücadelesi' isimli kitabında ispatlamıştır ki Ahi Evren'i Moğollara öldürten bizzat Mevlana Celaleddin'dir.
Böylece; Anadolu esnafının (Ahiler) elindeki dükkanlar, imalathaneler; dergahlar vb... Mevleviler tarafından gasp edilmiştir.
Bu yüzden de bu çıkarcı, düşman işbirlikçisi Mevlana; 1261'de Kırşehir'de Türkmenleri katleden Şaman inançlı Moğol başbağu Baycu Noyan için; 'O; Allahın evliyalarından birisidir.' bile demiştir.
Önce Konya'daki sultanlara sonra Moğollara hizmet eden Mevlana; sömürücü sınıfların halkı kandırmak için kullandığı ve bu yüzden de çok sevdiği bir isim olmuştur. Osmanlı Devleti zamanında da Mevleviler halkın değil padişahların yanında yer alarak düzenin nimetlerinden bol bol faydalanmışlardır.
TÜRK YIKICIYMIŞ
Elbette ki bu işbirlikçi yazar; Moğollarla savaşan Türklere ölümüne düşmandır. Onları açıkça aşağılar.
Menakıbü'l Arifin isimli kitapta, bağ yapmak için Türk çiftçi tutan bir dostuna şöyle diyor Mevlana: 'Efendi; bağ yapmada Rum çiftçi, bozumunda Türk çiftçi tutmak gerektir. Çünkü dünyayı imar etmek Rumlara; yıkmak ise Türklere mahsustur. (...) Konya şehri de yine merhametsiz Türk zalimlerin eliyle yıkılacaktır.'
Şu işe bakın ki bugünkü Mevlanaseverler de Türk düşmanıdır. Ve bunlar; çağımızın Moğolları ABD'nin işbirlikçileridirler.
O gece şeb-i arus mu yoksa şeb-i kıyamet mi; Allah bilir.
MEVLANA ve NASRETTİN HOCA SAVAŞI
Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Orta Çağ Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Mikail Bayram'ın Nüve Yayınları'ndan çıkan ‘Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren- Mevlana Mücadelesi' adlı kitabından..
Nasreddin Hoca'nın Türkmen asıllı iken Mevlana'nın İran sempatizanı olduğunu belirten Prof. Dr. Bayram, dönemin iki alimi arasındaki gerginliğin temelinin Moğollar'a dayandığını iddia etti.
(Olaylara tek yanlı bakmak, bazen yanıltıcı olabildiği gibi, bazen de önemli detayların gölgede kalmasını ve yaşanan olayların daha iyi anlaşılmasını engelleyebiliyor.
Nasreddin Hoca gerçeği de böyle birşey. Hace Nasreddin, şimdiye dek tanıtıldığı gibi sadece bir fıkra kahramanı değil, Anadolu'daki Moğol işgaline karşı rafine bir politika uygulayarak onların kovulmasının teorisini kuran, Anadolu'daki yerleşik Türk ekonomisini ve Türk mantalitesinin temellerini atan en önemli kişilerden biridir.
Bizlerin, Nasreddin Hoca diye bildiğimiz kişi, Ahi Teşkilatının kurucusu ‘’Ahi Evren Hace Nasirü’d-din Mahmud’’ dir.
Ahi Teşkilatının baş mimarı olan, Ahi Evren Hace Nasirü’d-din Mahmud’un, Türk kültürünün ünlü mizah ustası, halk filozofu Nasreddin Hoca olduğu birçok bilimsel yayında belirtilmiştir.
Bunun bilinmemesi, özellikle incelemeyi gerektirecek önemde... Neden bilinmez?!.. Anadolu'daki Türk ruhunu yok etmek için elinden geleni yapan Moğol uşağı Mevlana'nın bunca yüceltilip Hace Nasreddin'in bunca küçültülmesi de -araştırmaya şayan başka bir "olay!".
Hace Nasreddin, bugünkü Anadolu Türk hakimiyetinin temellerini atmak çabasını, Mevlana'ya karşı mücadele ederek yapıyor. Çünkü Moğolların yerel işbirlikçisi Mevlana Celaleddin Rumi, Anadolu'yu İranlılaştırmaya çalışıyor ama başarılı olamıyor. Bu işlem sırasında yapılan mezalimin haddi hesabı yok. Moğol İlhanlarının hizmetinde çalışan Mevlana ve Şems-i Tebrizi'ye karşı mücadele eden Hace Nasreddin, verdiği mücadeleyi, ölümünden sonra kazanıyor...
Böyle önemli gerçekleri öğrenmek için, olaylara başka açılardan yaklaşmak çok yardımcı oluyor..)
Mevlana'nın bir Moğol ajanı olduğunu savunan Prof. Dr. Bayram şunları söyledi:
“Mevlana Anadolu'yu işgal eden Moğollarla iyi geçinmeye çalışırdı. Hatta Moğollar sıcak tutumu nedeniyle Mevlana'yı ‘Şehhü'ş- Şuyuh'ir Rum' ilan ettiler. Bu Anadolu'daki bütün şeyhlerin ve ailelerin Mevlana'ya bağlanması mecburiyetini getirir. Ayrıca Moğollar Mevlana'ya bu görevinden dolayı maaş bile bağladılar. Türkmen ailenin çocuğu olan Nasreddin Hoca ise Moğollar'ın Anadolu'yu hakimiyet altına almalarına karşın yıllarca direnmiştir. Bu direnişin bedeli de çok ağır olmuştur. Binlerce Türkmen ve Ahi, Moğollar tarafından öldürülür. Hatta Nasreddin Hoca'nın eşi Fatma Bacı, Moğollarca esir alınır.'' Kitabında Mevlana ve Nasreddin Hoca arasında Moğollar nedeniyle başlayan gerginliğin sürekli tırmandığını anlatan Prof.Dr. Bayram, her ikisinin de birbirlerine karşı düşmanlığını beyitlerine taşıdığını savunuyor. Prof.Dr. Bayram'ın iddiasına göre Mevlana bir beyitinde Nasreddin Hoca'ya ‘Ey eli ayağı olan Hace (Hoca), kaza ve kederle ayağın kırılmıştır. Sen çok gönüller kırdın, cezan karşına çıktı ve belanı buldun' derken, Nasreddin Hoca ise Mevlana'ya ‘Eş ekşi suratlı. Arkamdan aleyhime kötü sözler demişsin. Kerkesin ağzı daima necis kokar' karşılığını vermiş.
1261 yılında Ahilerin başında bulunan Nasreddin Hoca'nın Türkmenlerle birlikte Moğol yanlısı Selçuklu yönetimine karşı isyan hareketi başlattığını anlatan Prof. Dr. Bayram, “Selçuklular isyanı bastırmak için Moğol asıllı ve Mevlana'nın müridi olan komutan Cacaoğlu Nureddin'i görevlendirdi. Cacaoğlu Nureddin, isyanı bastırmadan önce Mevlana'dan izin aldı.
Mevlana'da Nasreddin Hoca'nın öldürülmesine izin verdi. Sonuçta isyan bastırıldı. Ölenlerin arasında 93 yaşındaki Nasreddin Hoca ile Mevlana'nın oğlu da vardı. Mevlana'nın bu ölüm üzerine öfkesi dinmedi. Emir Nureddin Caca tarafından Konya'ya getirilen oğlunun cenaze namazını kılmadı. Nasreddin Hoca'nın ölümü üzerine, Mevlana 45 beyitlik bir manzume yazdı'' dedi.
Prof. Dr. Mikail Bayram ‘Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren- Mevlana Mücadelesi' adlı kitabında Mevlana ve Nasreddin Hoca'ya ilişkin iddiaların arkasında olduğunu, eserin 30 yıllık bir araştırmanın sonucunda ortaya çıktığını sözlerine ekledi
(Bir başka Kaynaktan Nasreddin hocanın öldürülmesi;
Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Orta Çağ Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Mikail Bayram'ın Nüve Yayınları'ndan çıkan ‘Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren- Mevlana Mücadelesi' adlı kitabından..
Nasreddin Hoca'nın Türkmen asıllı iken Mevlana'nın İran sempatizanı olduğunu belirten Prof. Dr. Bayram, dönemin iki alimi arasındaki gerginliğin temelinin Moğollar'a dayandığını iddia etti. Mevlana'nın bir Moğol ajanı olduğunu savunan Prof. Dr. Bayram şunları söyledi:
“Mevlana Anadolu'yu işgal eden Moğollarla iyi geçinmeye çalışırdı. Hatta Moğollar sıcak tutumu nedeniyle Mevlana'yı ‘Şehhü'ş- Şuyuh'ir Rum' ilan ettiler. Bu Anadolu'daki bütün şeyhlerin ve ailelerin Mevlana'ya bağlanması mecburiyetini getirir. Ayrıca Moğollar Mevlana'ya bu görevinden dolayı maaş bile bağladılar. Türkmen ailenin çocuğu olan Nasreddin Hoca ise Moğollar'ın Anadolu'yu hakimiyet altına almalarına karşın yıllarca direnmiştir. Bu direnişin bedeli de çok ağır olmuştur. Binlerce Türkmen ve Ahi, Moğollar tarafından öldürülür. Hatta Nasreddin Hoca'nın eşi Fatma Bacı, Moğollarca esir alınır.'' Kitabında Mevlana ve Nasreddin Hoca arasında Moğollar nedeniyle başlayan gerginliğin sürekli tırmandığını anlatan Prof.Dr. Bayram, her ikisinin de birbirlerine karşı düşmanlığını beyitlerine taşıdığını savunuyor. Prof.Dr. Bayram'ın iddiasına göre Mevlana bir beyitinde Nasreddin Hoca'ya ‘Ey eli ayağı olan Hace (Hoca), kaza ve kederle ayağın kırılmıştır. Sen çok gönüller kırdın, cezan karşına çıktı ve belanı buldun' derken, Nasreddin Hoca ise Mevlana'ya ‘Eş ekşi suratlı. Arkamdan aleyhime kötü sözler demişsin. Kerkesin ağzı daima necis kokar' karşılığını vermiş.)
Not: Şu çok meşhur; 'Bin kere tövbeni bozmuş olsan bile yine gel!' diye bilinen rubainin de Mevlana'ya değil Türkistanlı sufi Ebu Said-i Ebu'l Hayr'a ait olduğu söyleniyor.
Merih Tan












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.