Yeryüzünü uzatıp, yayan O'dur. Orada dağlar ve nehirler kıldı (yarattı, oluşturdu). Orada bütün ürünlerden ikili çiftler (zıt cinsli eşler) yarattı (oluşturdu). Geceyi, gündüze örter. Muhakkak ki; bunda tefekkür eden kavim için elbette âyetler (deliller) vardır.(Rad 3)
Ve yeryüzü; onu uzattık (yaydık) ve oraya büyük dağlar koyduk. Ve orada her şeyden (bütün bitkilerden) mevzun (birbiriyle orantılı) olarak bitkiler yetiştirdik.
(Hicr 19)
Ve arz; onu döşedik, yaydık ve oraya sağlam dağlar attık (yerleştirdik). Ve orada her çeşit bitkiden güzel çiftler yetiştirdik.(Kaf 7)
Ve arz, bundan sonra da onu yayıp döşedi.(Naziat 30)
Ve yeryüzüne, nasıl düzleştirilmiş (bakmıyorlar mı)? (Gaşiye 20)
Bunun dışında başka ayetlerde var ancak birbirine benzediği için yazmaya gerek görmüyorum.
Kaf 7, Hicr 19 ve Rad 3'te yaymak ve uzatmak için medde fiili kullanılır. Aynı fiil Furkan suresinin 45. ayetinde gölgeyi uzattı derken kullanılır.
Görmedin mi Rabbin gölgeyi nasıl uzattı? Eğer dileseydi elbette onu, sakin (sabit) kılardı. Sonra da Güneş’i ona (gölgeye) delil (yol gösteren) kıldı. (Furkan 45)
Dünya'nın oluşum evreleri incelendiğinde ayetlerdeki gibi yayıp uzatma gibi bir durum söz konusu değildir.Ayetlere ters olarak Dünyayı oluşturan maddeler bir araya toplanmıştır. Dünya hacim olarak küçüldü diyebiliriz.
Ayetlerde ise Dünya yayıldığı için hacim olarak bir artış gösterdiğini düşünebiliriz. Ayetlerin bilime ters olması ve 4 ayette aynı fiilin kullanılmış olması bize Kuran da Dünya'nın şeklinin düz olduğunu söyler.
Naziat suresiyle ilgili Müslümanların iddalarını çok iyi bildiğim için de bu ayetle ilgili fikrimi de belirteyim.....
1-Deve kuşu yumurtası geoit şeklinde değildir.
2-Ayetteki fiile yumurta anlamını vermek cümlenin yapısını bozar.
Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
(Kehf 86)
Güneşin doğduğu yere ulaştığı zaman onu (güneşi), ondan (güneşten) korunacak bir örtü yapmadığımız bir kavmin üzerine doğarken buldu.
(Kehf 86)
Dünya'nın her yerinde Güneş doğar ve batar.Bulunduğunuz şehirden hiç bir yere gitmeseniz de Güneşin battığı ve doğduğu yerdesinizdir. Böyle saçma bir cümle kullanılmamalıydı.Bu cümleyi anlamlı yapmanın tek yolu dünyayı düz olarak düşünmektir.
(Musa A.S): “Eğer akletmiş olsanız, şarkın ve garbın (doğunun ve batının) ve ikisi arasındakilerin de Rabbidir.” dedi.(Şuara 28)
Musa'nın burada anlatmak istediği Dünya'daki her şey Allah'ındır. Doğu ve batıdan kasıt Dünya'nın en doğusu ve en batısıdır.Düz Dünya anlayışına göre bu çok normal bir cümle ancak Dünya küre olduğu için bu cümle anlamını yitiriyor.
Sonuç:
Kuranda Dünyanın düz olduğunu düşündürecek çok fazla ayet vardır.
Merih Tan
TEREF