Çünkü elinde bir kitapla savaşan bir kadının gücü, bütün ayrımcılık yasalarından daha güçlüdür.

Bu gün, 12:54           
Çünkü elinde bir kitapla savaşan bir kadının gücü, bütün ayrımcılık yasalarından daha güçlüdür.
Bir gün, 12 yaşındaki siyahi bir kız, annesinin çamaşır yıkadığı eve girdi. Kütüphaneye doğru yöneldi. Adım adım yaklaştı. Raflardan bir kitap aldı… Tam o sırada, evin sahibinin kızı onu sonsuza dek hatırlayacağı bir cümleyle durdurdu:
— "Sen siyahsın. Siyahlar okuyamaz."
Bu söz onu yıldırmadı. Tam tersine, içinde bir ateş yaktı. Ve bu ateş, hayatının yönünü değiştirdi.
Mary McLeod Bethune, 1875 yılında Güney Carolina’da, köleleştirilmiş ebeveynlerin çocuğu olarak dünyaya geldi. On yedi kardeşin on beşincisiydi. Çok küçük yaşta çalışmaya başladı. Fakat o gün, elinde tuttuğu kitapla yüzleştiğinde —yasalarla değil ama ırkçılıkla engellendiğinde— siyahlar ile beyazlar arasındaki gerçek sınırın eğitim olduğunu anladı.
Siyahi çocuklar için kurulmuş mütevazı bir okula gidebilmek için her gün on mil yürüdü. Okuma yazmayı öğrendi. Sonra bunu ailesine öğretti. Kardeşlerine… Komşularına… Çiftlik işçilerine… Ev ev dolaşarak, sanki okuryazarlık bir direniş eylemiymiş gibi.
Okulun en iyi öğrencisi oldu. Burs kazandı. Öğretmenliğe başladı. Ve öğretmenlikten asla vazgeçmedi.
Ama görevi sınıf duvarlarının çok ötesine uzandı. Daytona Beach’te, daha sonra Bethune–Cookman Üniversitesi’ne dönüşecek özel bir okul kurdu. Hapishanelerde ders verdi. Öğretmenler yetiştirdi. Zamanının kurumsal ırkçılığıyla kelimelerin, fikirlerin ve eylemlerin gücüyle mücadele etti.
Mary yalnızca bilgi vermiyordu; vicdanları uyandırıyordu. Öğrencilerini kendi kimliklerini inşa etmeye, tarihlerinin izini sürmeye, toplumda hak ettikleri yere ulaşmaya teşvik ediyordu. Senatoya müdahil oldu, liderlerle tartıştı, bildiriler kaleme aldı. Ve Franklin D. Roosevelt tarafından, ırk meselelerinde başkanın danışmanı olarak atandı.
Bu, sadece sembolik bir unvan değildi. Rosa Parks ya da Martin Luther King Jr. manşetlere çıkmadan çok önce ona “Mücadelenin İlk Hanımefendisi” deniyordu.
Hayatı boyunca 5 binden fazla insana okuma yazma öğrettiği tahmin ediliyor. Ama gerçekten değiştirdiklerini, ilham verdiklerini ve yetiştirdiklerini sayarsak… Onun etkisi ölçülemez.
1955 yılında hayatını kaybetti. Aynı yıl, bir terzi otobüste yerini vermeyi reddetti. Mary, bu anı göremedi. Ama kuşkusuz, o direnişin tohumlarını ekmişti.
Çünkü elinde bir kitapla savaşan bir kadının gücü, bütün ayrımcılık yasalarından daha güçlüdür.
Hayatvefarkındalık












Teref.az © 2015
TEREF - XOCANIN BLOQU günün siyasi və sosial hadisələrinə münasibət bildirən bir şəxsi BLOQDUR. Heç bir MEDİA statusuna və jurnalist hüquqlarına iddialı olmayan ictimai fəal olaraq hadisələrə şəxsi münasibətimizi bildirərərkən, sosial media məlumatlarındanda istifadə edirik! Nurəddin Xoca
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.
E-mail: n_alp@mail.ru