BARDAKÇI BABA NASIL TÜRBE OLDU
15-05-2024, 10:16
-Türbeler ; genellikle ünlü bir kimse için yapılmış olan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapıdır. Sahabeler, büyük alimler, şehitler, veliler, hükümdarlar, vezirler ve tarihte önemli işler başarmış kişilerin mezarları üzerine yapılan ve üzerileri kubbelerle örtülü alandır.
-Yıl; 1968 ... İstanbul'da (Yeni adıyla) Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde okuyan bir gurup genç , okulun hemen yanındaki koruluk alanı buluşma yeri yapmıştı. Gündüzleri ders çalışıyor, geceleri içki içiyorlardı. Ağaçların arasında oldukları için onları kimse görmüyordu.
Önce tahta bir masa koydular. Bir kaç sandalye ... Sonra masaya
4-5 bardak. Yanına da bir damacana su. Onlar yokken kimse bardaklara dokunmuyordu. Zamanla gurubun üyeleri çoğaldı. Doğal olarak bardak sayısı da çoğaldı. Ardından yer kolay bulunsun diye tahtadan bir tabela yaptılar. Buluşma yerine bir isim koydular. Bir gün kız arkadaşlarını korkutmak için mezar görüntüsü veren bir tümsek yaptılar.
-Ders çalışmak için okuldan getirdikleri çene kemiklerini ve kuru kafaları bu tümseğin üzerine koydular. Gel zaman git zaman okul bitti. Herkes mezun oldu. İş hayatına atıldılar.
Bu gün İstanbul Fulya'da bir türbe var.
Bardakçı Baba Türbesi... Her gün dolup taşıyor. Evlenmek isteyen...
Çocuğu olmayan... Eşiyle kavga eden... İş arayan..Hastalığına çare arayan...
Sınav kazanmak isteyen...Kısacası umut dilenen herkes ... Geliyor,dilek tutuyor, mum yakıyor, bardak kırıyor.
-Bu ritüel yıllardır sürüyor. Türbeyi bu güne kadar ziyaret edenlerin sayısı milyonları geçmiştir. Bardakçı Baba türbesi uzun yıllar boş bir arsaydı. Sonra Belediye etrafını çevirdi, bir türbe haline getirdi. Tabela bile asıldı. Ancak el ayak kestiği ve çevreyi kirlettiği için bardak kırmak yasaklandı. Daha sonra arsayı satın alan Tertace Rezidans, inşaatın tam önünde kalan türbeyi kaldırmak için çare aradı. Ama halkın tepkisinden korktu, geri adım attı. Bunun üzerine binayla uyum sağlaması için mezarı siyah mermer ile kapladı. Etrafını camla kapattı ve ışıklandırdı. Türbenin yanına kocaman harflerle de" Bardakçı baba, el fatiha " yazdı.
Şimdi yoldan gelip geçenler bardakçı baba'ya bir "El Fatiha" okuyup gidiyor.
Kimi dilek tutuyor. Kimi yanında getirdiği bardağı türbeye sürüp tekrar çantasına koyuyor.
Peki kim bu Bardakçı Baba ? Kim biliyor musunuz ?
-Bardakçı Baba, 1968 yılında diş hekimliği fakültesinde okuyan bir
gurup gencin kız arkadaşlarını korkutmak için kazdıkları mezarda
yattığı sanılan hayal kişi.
O dönemin şahitlerinden Diş Hekimi Hüseyin Cahit Dursun yıllar sonra gerçeği şöyle açıklamıştı.
-"Ders çalışırken su ve bazense içki içmek koyduğumuz bardaklara kimse dokunmazdı. Bu nedenle tahtadan yaptığımız tabelaya muziplik olsun diye Bardakçı Baba yazdık. Sonraları, biz orada yokken birileri damacanaya su doldurmaya başladı. Bir süre sonra türbe oldu. Ağaçların kesilmemesi için sırrı açıklamadım. Fakat ağaçlar kesildi. Devletimizde bir yatır olduğuna inandı. Ağaçlar kesildi, çevre türbeye yakışır şekilde düzenlendi. Özel tabelalar asıldı. Oysa burası kesinlikle boş. Mezarda yatan falan yok."
Sonrada Beşiktaş Müftülüğü ve İstanbul Türbeler Müze Müdürlüğü şu açıklamayı yapmıştı.
"Kayıtlarımızda söz konusu Bardakçı Baba ile ilgili hiç bir bilgi yok." diyerek konuya açıklık getirmiştir.
Kim bilir diğer türbelerin nasıl bir hikayesi vardır.
Merih Tan
TEREF