Türk tarihi açısından Kazakistan ve Moğolistan çok değerli coğrafyalardır. Bilim diyor ki, "İnsanlık tarihinde resim yazıdan seslerin işareti olan alfabetik yazıya geçebilmek için en az 10-12 bin yıl geçmesi gerekir."
İnsanlık tarihinin en önemli mirası olan kaya resimleri de, seslerin işareti olan Göktürk Türk Alfabesi'yle yazılmış Orhun ve Yenisey yazıtları da aynı coğrafyadadır. Bu ikisi arasındaki 10 bin yıllık Türk tarihi karanlıktadır, karanlıkta bırakılmıştır.
Issık kul kurganından çıkarılmış olan "Altın Elbiseli Adam"un gümüş kepçesindeki yazı, resim yazıdan seslerin işareti olan alfabetik yazıya geçme sürecinin orta dönemlerine aittir.
Kazakistan- Moğolistan coğrafyasında yalnız Türk tarihinin değil, insanlık tarihinin 10 bin yıllık geçmişi gizlidir.
Çin kayıtları Türk tarihini aydınlatacak belgeler olarak gösterilir, fakat, 1664'te Çin yönetimini kontrol altına alan Mançuların eski kayıtları çin lehine değiştirdikleri nedense gözardı edilir. Dillerindeki ve yazı sistemlerindeki değişiklikler nedeniyle Türk yerleşim birimlerinin, devletlerinin ve Türk yöneticilerinin adlarını doğru olarak bulmamız mümkün değildir. O nedenle işe, "Altın Elbiseli Adam"un kepçesindeki yazıyı herkesin kabul edeceği şekilde çözümleyerek başlamalıyız, görüşündeyiz. Bu süreçte Asya içlerindeki açılmamış kurganları gün ışığına çıkaracak arkeolojik çalışmaları yaygınlaştırıp derinleştirmeliyiz. Çok köklü bir tarihimiz ve çok zengin bir kültümüz var; kıymetini bilmeliyiz. Bu konuda yapılacak çalışmalar, yalnızca Türk tarihini değil, insanlık tarihini de aydınlatacaktır.
Filiz Demir
TEREF