Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Tarihsel Nüfus Değişimleri ve Mezhepsel Gerilimler Üzerine Bir Değerlendirme

Bu gün, 15:54           
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Tarihsel Nüfus Değişimleri ve Mezhepsel Gerilimler Üzerine Bir Değerlendirme ·
1597 yılında Kürt tarihçi Şeref Han tarafından Farsça kaleme alınan Şerefname, yalnızca Kürt beyliklerinin tarihi açısından değil, aynı zamanda 16. yüzyıl Doğu Anadolu’sundaki demografik ve mezhepsel yapının anlaşılması açısından da önemli bir kaynaktır. Eserde Diyarbakır, Muş ve Bitlis gibi bölgelerde o dönem yoğun bir Türkmen nüfusunun yaşadığı ve bu toplulukların büyük kısmının Kızılbaş/Alevi inancına mensup olduğu bilgisi yer almaktadır. Şeref Han, bu bölgelerde yaşayan Kızılbaş Türkmenlerin Safevî etkisiyle ilişkilendirildiğini ve bu sebeple ciddi baskılara maruz kaldıklarını da ayrıntılı şekilde aktarır.
Şerefname’de yer alan bilgilere göre, bu Türkmen topluluklar Osmanlı-Safevî mücadelesi bağlamında hedef alınmış; bazı yerleşimler ortadan kaldırılmış, halk sürgün edilmiş veya asimile edilmiştir. Kadınların ve malların ganimet olarak alındığına dair anlatımlar, dönemin mezhepsel ve siyasal gerginliklerinin boyutunu gözler önüne sermektedir.
Bu tarihsel bağlam, günümüzde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki etnik ve mezhepsel yapıların şekillenmesinde önemli bir yere sahiptir. Ancak bu miras zaman zaman tek yönlü yorumlara konu olabilmektedir. Özellikle Kürt kimliğine dayalı siyasal yaklaşımlar, tarihsel olarak bölgede önemli bir yer tutan Türkmen/Alevi nüfusun yaşadığı trajedileri yeterince dikkate almamakla eleştirilmektedir. Oysa 1514 Çaldıran Savaşı sonrasında Osmanlı-Kürt ittifakı çerçevesinde bölgede Safevî yanlısı görülen Kızılbaş Türkmenlere karşı yürütülen sert uygulamalar, hem nüfus yapısını kalıcı olarak değiştirmiş hem de Alevi kimliğin bu bölgelerde marjinalleşmesine yol açmıştır.
Örneğin, arşiv kayıtlarına ve sözlü tarihe dayanan araştırmalara göre 16. yüzyılda Diyarbakır çevresinde yaklaşık 500 Alevi Türkmen köyü bulunmaktayken, günümüzde bu sayının oldukça azaldığı görülmektedir. Bu durum, tarihsel süreçte yaşanan demografik ve mezhepsel dönüşümlerin ne denli derin olduğunu göstermektedir.
Bugün bazı radikal yaklaşımlarda olduğu gibi, ulusal kimliklerin dinsel veya mezhepsel kimlikler üzerinden inşa edilmesi, uzun vadede toplumsal birlik açısından ciddi sorunlar doğurmuştur. Alevi toplulukların hem Osmanlı döneminde hem de Cumhuriyet sonrası dönemde yaşadıkları dışlanma, zamanla çeşitli tepkisel hareketlerin (örneğin PKK gibi yapılar) ideolojik zemininde etkili olmuştur.
Bu nedenle, tarihî olayların yalnızca bir kimliğin lehine veya aleyhine okunması yerine, çok katmanlı ve çok aktörlü bir perspektiften ele alınması gerekmektedir. Ulusal birlik ve ortak yaşam, ancak tarihî adalet duygusuyla, etnik ve mezhepsel çeşitliliği tanıyan bir yaklaşımla sağlanabilir.
Mehmet Özgür Ersan Derviş Özgür Dede
Kaynakça
• Şeref Han, Şerefname, 1597.
• Veysel Ayhan, “Doğu Anadolu’da Etnik ve Mezhepsel Çatışmalar,” Anadolu Araştırmaları Dergisi, 2019.
• Veysel Ayhan, “Şerefname ve Osmanlı Doğusu’nda Türkmen Nüfusu,” Anadolu Araştırmaları Dergisi, 2018.
• Abdülkadir Özcan, Etnik Kimlikler ve Siyaset, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2021.
• Abdülkadir Özcan, Doğu Anadolu’da Etnik ve Mezhepsel Değişimler, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2020.
• Şerif Mardin, Din ve Toplum, İletişim Yayınları, 1991.
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.