Çünkü cesaret ve nezaket el ele tutuştuğunda, tarih ilerler.

Bu gün, 17:04           
Çünkü cesaret ve nezaket el ele tutuştuğunda, tarih ilerler.
Elinde sadece altı yaşında bir çocuk vardı. O, çoktan bir efsaneydi. Ama elleri birbirine dokunduğunda… tarih değişti.
1935 yılında, “Küçük Albay” filminin çekim platolarında, küçük Shirley Temple, o dönemin en büyük dansçılarından Bill “Bojangles” Robinson ile tap dansı provasındaydı.
Shirley neşeliydi, kararlı ve ışık doluydu. Bojangles ise zarif, bilge ve ritim doluydu.
Ama yapacakları sadece bir koreografi değil, sessiz bir devrimdi.
O zamanlar Amerika, açık ya da örtülü çizgilerle bölünmüştü. Ekranlarda ve sokaklarda ayrımcılık hüküm sürüyordu. Siyah bir adam ve beyaz küçük bir kızın kameranın önünde el ele tutuşması? Birçokları için, özellikle Güney’de, düşünülemezdi. Stüdyo yöneticileri çok netti: temas yok!
Ama Shirley kuralları görmüyordu.
O, dostunu görüyordu.
O, ona dans etmeyi öğreten adamı görüyordu.
Ve kameralar açılıp çekim başladığında Shirley Temple, Bojangles’a elini uzattı — içgüdüyle, masumca, cesurca. İşte sinema böyle değişti.
Bu küçük, tekrarlanmayan ve saf jest, sinema tarihinde bir ilk oldu: Irkları farklı bir çift, el ele dans etti.
Ne konuşma, ne protesto.
Sadece ritim, neşe ve dans etmeyi seven iki ruh.
Daha sonra Shirley, Bojangles’ın onu daha iyi bir dansçı yapan ve onu cesaretlendiren adam olduğunu söyleyecekti. O sadece bir ortak oyuncu değildi. O, onun mentoru, mutluluk ortağıydı. Ortak sahneleri sessiz ama güçlü bir meydan okuma marşı oldu, siyah beyaz çekilmiş ama renklerle dolu.
Bazen değişim işe yaramaz…
Ama tap dansı yapar.
Ve bazen küçük bir el uzatmakla başlar — bölmek için değil, bağlamak için.
Çünkü cesaret ve nezaket el ele tutuştuğunda, tarih ilerler.
Edamutfakta
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.