POMPEII: 2000 YIL ÖNCE ZAMANIN DURDUĞU LANETLİ ŞEHİR

8-05-2024, 09:14           
POMPEII:  2000 YIL ÖNCE ZAMANIN DURDUĞU LANETLİ ŞEHİR
M.Ö. 5000 yıllarında kurulmuş olan şehir lavlar altında kalmadan 160 yıl kadar önce Romalılar tarafından ele geçirildi
Bir liman şehri olması dolayısıyla Roma’nın ticaret başkentiydi, bu yüzden de Roma zenginleri ve gemi kaptanlarının uğrak (kaçamak) yeriydi
M.S 62 yılında gerçekleşen depremde şehir neredeyse yerle bir oldu ama halk bunu kale almadı ve sürekli tekrarlanan depremlere rağmen günlük hayatına devam etmeyi öğrendi
M.S 24 Ağustos 79 yılında Vezüv’den yükselen kül bulutları dakikalar içinde tüm şehri kapladı
Vezüv’ün eteklerine kurulmuş olan Napoli’nin komşusu, dönemin ticaret merkezi ve liman kenti Pompeii’de o gün felaketten kurtulan Plinly’nin yazdığı bir mektuba göre şehir o gün normalden daha kalabalıktı.
Çünkü şehirde aynı anda iki etkinlik vardı:
Bunlardan ilki şehrin babası sayılan Augustus’un ölüm yıldönümü anması, diğeri ise Roma’nın hasat tanrıları adına düzenlenen Vinalia Festivali’ydi.
Bölgede sismik aktiviteler çok sık yaşandığından dolayı insanlar pek dikkate almamışlardı, ancak 24 Ağustos 79 tarihinde hazırlıksız yakalandılar.
Bir şeylerin ters gittiğini anlayan şehir sakinleri limandaki gemilere doluşup denize açılmaya başladılar
Şehirde kalanlar arasında ilk ölümler Vezüv’den fırlayan küçük ama çok sıcak taşların insanların üzerine mermi gibi yağmasıyla oldu
Kurbanların çoğu aşırı ısınan havanın akciğerlerini yakması ve kasların kasılmasıyla hızlı bir şekilde ölmüşlerdi (evlerindeki sıcaklık bile 300 derece santigrat üzerindeydi, bu da saniyeler içerisinde ölmelerine neden olmuştur), bu yüzden cesetlerin çoğu yarı-kıvrık hallerde bulunmuştur.
Patlamanın kendisi o kadar şiddetliydi ki 1945’te Japonya'daki Hiroşima’ya atılan atom bombasından 100,000 kat daha kuvvetliydi!
Küller, Pompeii’nin üzerine yağmaya başladı. Her biri oldukça hafiftir, ancak o kadar yoğundu ki sadece birkaç dakika içerisinde her yer birkaç santimetre külle kaplanmaya başlamıştı.
Öğleden sonra büyük bir patlama daha gerçekleşerek küller daha da yukarıya püskürtüldü ve taşlar kadar ağır olup şehrin üzerine yağmaya başladılar
Halkın büyük kısmı evlerine sığınarak kurtulmaya çalıştı ama evlerin üzerine yığılan kül ve sünger taşı tabakaları evlerin çökmesine neden oluyor ve evleri birer mezara dönüştürüyordu
Ardından ise daha büyük kül topları yağmaya başladı. Bu toplar düştüğü yerde patlayıp zehirli gazlar saçıyordu.
Binalar çökmeye başladı ve küllerin yüksekliği metreleri buluyordu. Şehri terk edenler haricinde evlerinde kenarlara sığınıp korunmaya çalışan insanlar ne yazık ki kaçıp hayatta kalanlar kadar şanslı değillerdi.
En değer verdikleri eşyalara ya da insanlara sarılı bir halde olup bitenlerin geçmesini bekliyorlardı. Geç saatte yanardağının üzerinde biriken bulut ağırlığından dolayı çökerek yüklü miktarda kül ve ısı dalgalarına neden olup şehri karanlığın içine gömdü.
Gemilerle şehri terketmeye çalışanları ise depremin de etkisiyle yükselen dalgalar karşıladı ve onları Vezüv’ün lavları ile dolu olan şehir surlarının içine fırlattı
M.S 24 Ağustos 79 tarihinde bir kaç saat içerisinde Pompeii şehrinde yaşayan 20.000 insanın tamamı 15 metrelik kül ve lav tabakasının altında can Verdi

Pompeii yüzyıllar boyunca 4-6 metre kalınlığındaki külün altında saklı kaldı.
Şehir 1748 yılında İspanyol Rocque Joaquin de Alcubierre tarafından şans eseri keşfedildi
Yapılan kazılarda arkeologlar 1150’ye kadar ceset buldular. İlk keşfedildikleri zamanda bu cesetleri nasıl zarar verilmemiş bir şekilde çıkartacaklarını bilemediklerinde 1864’te kazılardan sorumlu Giuseppe Fiorelli yeni bir teknik geliştirdi. “İskeletler Pasajı” (İng: Alley of the Skeletons) olarak bilinen yerde küllerin içinde bazı delikler keşfetmişlerdi. İçlerine bakıldığında iskeletler görülebiliyordu, ancak onları kazıyarak almak yerine Fiorelli bu deliklerden içeriye alçı dökmelerini istedi. Birkaç gün sonra alçı kuruyunca sertleşmiş külleri kaldırarak cesetleri yerinden çıkarabilmişlerdi. İlerleyen tarihlerde yaşanılan olay sebebiyle iyi bir şekilde korunarak gömülen cesetlerin yaklaşık olarak 100 tanesi arkeologlar tarafından alçılandı.
Farklı teknikler geliştirilmiş olsa bile alçıyla olan teknik kullanılmaya devam edildi. Daha sonrasında bu alçıyla kaplı cesetler (aralarında domuz ve köpek de bulunuyor) tarama teknolojisiyle daha yakından incelendi.
Gördüğünüz gibi, “lanetlenip birden taşa dönüştüler” diye bir iddianın doğru olmadığını bu şekilde öğrenmiş bulunuyoruz.
Doğal afetleri genellikle bir şehirde yapılan “ahlaksız” davranışlar (ki bunlar genellikle evlilik-dışı cinsel birleşmelerle ilgilidir) sonucunda birer “ceza” olarak gönderildiğine inanan insanları günümüzde de görebilmekteyiz ne yazık ki, bu da mantıksal safsatalar listesinde “Post Hoc” (yani "Bundan sonra oldu, demek ki bundan dolayıydı") olarak bilinmektedir.
Fiorelli’nin tekniği o dönemde Pompeii’deki yaşama mükemmel detaylarla tanıklık edebiliyor olmamızı sağladı
Pompeii Antik Roma’nın ticaret başkentiydi bu yüzden de şehirde zengin insanlara ve gemi kaptanlarına hizmet veren çok çeşitli ticarethaneler vardı
Şehrin etrafı zenginlere hizmet veren genelevlerle doluydu, bu evler ziyaretçilerini memnun etmek için her şeyi yapıyordu
Şehri ziyaret eden ve şehrin dilini konuşamayan gemi kaptanları ve çalışanlarının şehirde özellikle genelevleri kolayca bulabilmeleri için şehir yönetimi yolları penis çizimleriyle işaretlemişti
Bu onların sapkınlıklarının göstergesi midir bilmiyoruz ama çok zengin bir kültürlerinin olduğuna kanıt kabul edilebilir
Şu ana dek yapılan kazılarda şehrin çok küçük bir bölümü açığa çıkarıldı, şehrin tamamının gün ışığına çıkarılması için ise 300 milyon dolarlık bir bütçe gerektiği söyleniyor.
Merih Tan
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: [email protected]            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.