MATEMATİKTE BİLİNMEYEN YERİNE NEDEN HEP X KULLANILIR?
24-05-2024, 10:44
İlk alfabede aslında X harfi yoktu. İlerleyen süreçte Eski Yunanlılar, Fenike alfabesini ödünç aldıklarında X harfini eklediler ve bu onların 22. harfi oldu.
Sonrasındaki yüzyıllar boyunca ve elbette günümüzde de x harfi matematiksel denklemlerdeki bilinmeyen miktarı temsil etmek için kullandığımız bir sembol olarak matematikçilerin en çok kullandığı harflerden birisi halini aldı.
Aslında biraz düşünürseniz sadece matematikte değil çoğunlukla bilinmeyen veya gizemli olan diğer şeyleri isimlendirirken de bu harfi kullanırız.
X-Men; X Files biçiminde bir çok örnek bulabiliriz.
Fizikçi Wilhelm Röntgen, 1895’te şaşırtıcı yeni bir radyasyon türü keşfettiğinde, doğal olarak ona da “X-Işınları” adını vermişti.
O zaman sorumuz aslında şu. Neden başka harf değil de x? Diğer bir deyiş ile bilinmeyene neden x deriz?
Bilinmeyene Neden X Denir?
İlk olarak belki de bir video anlatımında rastlamış olacağınız bilindik hikaye ile başlayalım. Hepimizin artık bildiği gibi Cebir, İslam medeniyetinin Altın Çağı’nda (MS 750-1258) bugünkü halini almaya başladı.
Cebirin erken formu, Harizmi’nin ve 9. yüzyılda kaleme aldığı Kitab al-jabr wal-muqabala ( Cebir ve Denklem Hesabı Üzerine Özet Kitap) adlı kitabında yer alır. Müslümanlığın yayılması ile birlikte elbette bilgi de yayıldı.
Matematiksel bilgelik içeren Arapça metinler nihayet 11. ve 12. yüzyıllarda İspanya üzerinden güney Avrupa’ya ulaştı. Peki bunun matematikteki “x” harfiyle ne ilgisi var?
Tarihin bu noktasında, bu metinlerin bir Avrupa diline çevrilmesine büyük ilgi vardı. Ama bunu yapmak o kadar kolay değildi. Sorunlardan biri, Avrupa dillerinde mevcut olan karakterlerle ifade edilemeyen bazı seslerdi. Örneğin Arapça shay-un kelimesi “bir şey” anlamına gelir. Arapçada bu kelimeye “al” ön ekini getirirsek belirli bir şey için bu kelimeyi kullanabiliriz. Tıpkı İngilizcedeki tanımlanmamış, bilinmeyen şey anlamındaki “something” kelimesi gibi. Dolayısıyla, bu “özel şey”, denklemin henüz tanımlanmamış olduğu dönemlerde, denklemin çözülmesi gereken kısmını temsil etmek için kullanılırdı.
Örneğin, “bilinmeyen şey 15’e eşittir gibi.
Kelimenin ilk harfi olan Sheen, Türkçe de ş harfine benzer. Ancak bu sesin Avrupa dillerinde karşılığı yoktur. Ortaçağın bu kaynaklarını tercüme etmekle görevli bilginleri doğal olarak bu harfi İspanyolcaya çeviremedi. Bu yüzden bulabildikleri en yakın sesi kullandılar: Χ (chi) harfiyle temsil edilen klasik Yunancadan “ch” sesi. Daha sonra, bu metinler günün ortak Avrupa dili olan Latince ‘ye çevrildiğinde, çevirmenler basitçe Yunanca Χ yerine çok benzer görünen Latince X’i kullanmaya başladılar.
Eserler Latince yayınlandıktan sonra, X harfi matematik kitaplarında yerini almaya başladı.
Aslında yukarıda okuduğunuz açıklama buradan videosuna da erişebileceğiniz Terry Moore tarafından bir Ted konuşmasında aktarıldı. Moore’un bu açıklaması oldukça ikna edici olsa da temel sorun, söylediklerini destekleyecek doğrudan belgelenmiş kanıt olmamasıydı. Webster Sözlüğünün 1909-1916 baskısı da benzer bir teori ortaya koyuyor. Ancak yine ortada bu söylemi destekleyecek belge bulunmuyor. Bu durumda bu bilgiyi yalanlayamasak da elimizde destekleyecek herhangi bir kanıt bulunmuyor.
X Harfi Kullanımı İle İlgili Kesin Bildiğimiz
Belgelenmiş bir teoriye gelince, büyük filozof ve matematikçi René Descartes’e (1596-1650) dönüyoruz.
Descartes’ın bilinmeyen için “x” kullanılması fikrini geliştirdiğini mi, yoksa önceki çalışmalardan ödünç mü aldığını bilmiyoruz. Ancak dönüm noktası niteliğindeki çalışması La Géométrie’de (1637), Descartes bilinen nicelikler (örneğin a, b ve c) için alfabenin başındaki küçük harfleri ve bilinmeyen miktarlar için alfabenin sonundaki (örneğin, z, y ve x) harfleri kullanmamızı önermişti. Bu sayede de sembolik notasyona geçişi formalize etmişti.
Bu arada hatırlatalım. Konu ile ilgili hipotezler bitmiyor. Bunlardan bir tanesi de Descartes’in X harfini seçme sebebini matbaacısı ile ilişkilendiriyor. Aktarılan bilgiye göre Descartes’ın matbaacısı x’i bilinmeyen nicelik olarak kullanmasını istemişti. Çünkü harf Fransızca ve Latince’de nispeten seyrek görülmekteydi. Bu da dizgi işini kolaylaştıracaktı.( Mantıklı gibi gelse de Descartes x’i kitap dizgisinden çok önce kullanmaya başlamıştı.) Ayrıca neden y veya z değil de x yaygınlaştı diye de merak edebilirsiniz. Aslında bu konu ile de ilgili elimizde kanıta dayalı bir belge yok. Görünüşe bakılırsa bu harfler rastgele seçilmiş gibi gözüküyor.
Kaynaklar :
• THE ORIGINS OF THE MATHEMATICAL CONVENTION OF USING “X” AS THE UNKNOWN; http://www.todayifoundout.com
• Why Do We Use The Letter X To Represent The Unknown?; https://gizmodo.com/
Neden aaa, bbb, ccc değil de, xxx?
Bunun kökenine yönelik hipotezlerden birisi, İslam'ın işlevsel ve parlak olduğu dönemlere (kabaca 10. yüzyıl ve civarı) kadar gitmektedir. İslam coğrafyası, her zaman günümüzdeki gibi değildi. Bir zamanlar İslam coğrafyasında astronomi ve matematik başta olmak üzere birçok bilim dalı üzerinde araştırmalar yürütülürdü. Öyle ki bu coğrafya, bilimin beşiği olarak görülmekteydi. Diğer ülkelerin ezici bir çoğunluğunda din savaşları hakimken, İslam coğrafyası bilimin yeşertilip korunduğu bir coğrafya olarak güç kazanmaktaydı.
Ta ki bilim ve felsefenin "şeytan işi" olduğuna ve "sorgulama ve öğrenmenin inançsızlığa neden olduğuna" dair İslami görüşün yükselişe geçmeye başlamasına kadar... Günümüze kadar hükmeden ve günümüzde ekstra güç kazanan bu görüş, İslam coğrafyasındaki bilimin de ölüm fermanı olmuştur. Neyse ki İslam alimleri tarafından üretilen bilim yok olmamış, İspanya üzerinden Avrupa'ya ve oradan da diğer batılı ülkelere geçerek korunmuş ve üzerine yeni bilgiler inşa edilmeye devam edilmiştir. Özellikle 12. yüzyıldan sonra İslam coğrafyasında egemen konuma geçen "bilim düşmanlığı", ilerleme ve aydınlanma meşalesinin Avrupa'ya geçmesine vesile olmuş, İslam coğrafyası ise karanlığa ve gericiliğe doğru hızlı yolculuğuna koyulmuştur.
İşte bu medeniyetler arası bilim aktarımı sırasında çok ilginç birçok olay yaşanmıştır. Bunlardan birisi de, Avrupai dillerin İslam coğrafyasındaki dillerle, özellikle de Arapça ile pek uyumlu olmamasıdır. Birçok sözcük Avrupa dillerine çevrilirken sorunsuz çevrilmiştir. Örneğin "bambaşka şeyleri birbirine uydurma sistemi" anlamına gelen "el-cebr" sözcüğü, İngilizceye "algebra" olarak giriş yapmıştır. Birçok yıldızın ve gök cisminin adı Arapçadan Avrupa dillerine olduğu gibi geçmiştir; çünkü bunların kaşifleri ve uzun yıllar üzerinde çalışanlar İslam alimleridir. Dolayısıyla isim verme hakkı da onlara aittir.
Diller ve medeniyetler arası etkileşimin bilim ve insanlık üzerindeki etkisini görmenin harika bir yolu!
Merih Tan
TEREF