BİR ÇILGIN TÜRK: SABRİ MAHİR
17-06-2024, 14:34
Tüm Türkler’in genel seçimlere yoğunlaştığı bu günlerde, ilk kez Türkiye seçiminde oy kullanma mutluluğunu tatmama rağmen, politika dışı bir şeyler yazmak istiyorum. Malum politikadan anlamayan bir tek insanımız bile yok, biz anlamayanlardan olalım…
Size bu hafta tarihimizin unutulmuş kahramanlarından birini daha tanıtmak istiyorum. Bugün Dünyanın değişik takımlarında milyonlarca dolar karşılığında top koşturan futbolcularımızın ilki olan, Sabri Mahir’in yaşam öyküsünü anlatmak istiyorum.
1890 İstanbul doğumlu Sabri Mahir, Galatasaray Lisesi’nde başladığı futbola, Galatasaray A Takımı’nda devam etmiş. Galatasaray, 1908’de ilk şampiyonluğunu kazandığında takım kadrosunda o da vardı. Sabri Mahir, kavgacı kişiliği, ve onu zamanla boksa yöneltti. Lisedeki bir Fransız öğretmen yardımcısı sayesinde ilk kez boks eldiveniyle tanıştı.
1910’da Galatasaray’ın Rumlardan oluşan Struggles takımıyla yaptığı maçta kavga çıktı. Sabri Mahir karşı takım oyuncularını tartaklamakla suçlandı. İstanbul Hükumeti olaylardan Galatasaray Lisesi Müdürü Tevfik Fikret’i sorumlu tuttu ve görevden aldı. Bunun üzerine öğrenciler bu durumu protesto etti. Protestocuların başında da Sabri Mahir vardı. Zaptiyeler Sabri Mahir’i ararken, o Galata rıhtımından kaçak olarak bir Fransız gemisine bindi ve Fransa’ya gitti. Fransa Şampiyonu Racing’te futbol oynamaya başladı. İki yıl kaldığı bu takımın kaptanlığını da yaptı. Birçok kaynağa göre Türkiye’nin ilk boksörü olarak kabul edilen Sabri Mahir, aynı zamanda yurt dışında bir takımda oynayan ilk Türk futbolcusudur.
Paris’te tanıştığı Mısırlı Prens Ali Fazıl, kendisini boksa yönlendirdi. 1910 yılında boks dersleri almaya başladı Dönemin ünlü şampiyonu Dixy Kid’ten bir özel maçta yediği dayak hayatını değiştirdi. 6 yıl boyunca Kid ve menajeri Metro ile çalıştı. Onların ısrarıyla profesyonelliğe geçti.
1911’de gittiği İspanya’da, bu ülkenin orta siklet şampiyonunu 3. rauntta nakavt edince İspanya Kralı tarafından, bizzat kutlandı. Kral kendisine bir de altın kravat iğnesi armağan etti. Ancak Sabri Mahir’in dövdüğü İspanyol boksörün ağız ve burnundan oluk gibi kan akması ülkede olumsuz bir hava yaratmıştı. Kısa bir süre sonra İspanya’da boks yasaklandı. Sabri Mahir, bu ülkede zor günler geçirdikten sonra İngiltere’ye geçti. İngiltere Ağır Sıklet Boks Şampiyonu’nu ikinci rauntta nakavt etmesi büyük olay oldu.
Dünyanın en önemli üniversitelerinden Oxford ve Cambridge’te spor öğretmenliği yapmaya başladı. Her şey yolunda giderken Dünya Savaşı çıktı. 1915’te İngiliz ordusu askerlerine boks dersleri vermeye başladı. Türkiye, İngiltere ile savaşa girince, 1916’da “casus olduğu” iftirasıyla kendisini zindanda buldu. 3 yıllık çok zor bir dönem sonrasında, 1919’da diğer esirlerle birlikte İstanbul’a götürülmek üzere Almanya’ya gönderildi. Ancak İstanbul yolu kapalı olduğundan Sabri Mahir bir süre Almanya’da kalmaya karar verdi.
Altın yumrukları bir kez daha yaşamına yön verecekti. Berlin’de bir gecede karşılaştığı 4 boksörü, üstelik 3’ünü nakavtla yenmesi büyük ilgi çekti. Sabri Mahir yaşamını artık burada kuracaktı. Almanya’da “Der schreckliche Türke” (Korkunç Türk) ve “Der gegen vier Maenner kaempft” (Dört Kişiye Karşı Dövüşen) lakaplarıyla büyük ün kazandı. Kartpostalları basıldı.
1920’de Almanya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük sporcularından biri kabul edilen Max Schmeling’i keşfetti. Kasap çırağı olarak tanıdığı Schmeling’i boksör olması için ikna etti, ilk dersi de kendisi verdi. Schmeling 3 kez Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu oldu.
1930 yılında Berlin’de lüks bir jimnastik salonu açtı. Dönemin kadınlı erkekli tüm Alman jet-sosyetesi buraya aktı. Salonun müdavimleri arasında, Almanlar’ın adeta bir tanrıça gibi taptığı ünlü sinema yıldızı Marlene Dietrich de vardı. Ancak, “Mavi Melek” filmiyle, günümüze dek Rommy Schneider dışında hiçbir Alman oyuncunun ulaşamadığı bir şöhret kazanan Dietrich’in şımarık tavırları ve kaprisleri, bir gün Sabri Mahir’i çileden çıkardı. Bu efsanevi yıldızı salonundan, üstelik poposuna bir de tekme atarak kovdu.
1939’a kadar bu jimnastik salonundan çok iyi para kazanan Sabri Mahir’in şansı, 2. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla yine döndü. Salonu kapatan Sabri Mahir, zor günlere geri dönerken, Paris Elçiliği’nde görevli dostu Rasih Minkari’nin davetiyle bu kente gitti ve Almanca tercümanı olarak çalıştı. Savaş bittikten sonra yeniden Almanya’ya dönen Sabri Mahir, salonunu yeniden açtı ve yaşamını Berlin’de noktaladı.
Ahmet İNCEL
TEREF