Yaratmanın, İcadın ve Keşfin Gizli Tarihi

28-06-2024, 17:04           
Yaratmanın, İcadın ve Keşfin Gizli Tarihi
Altı milyon yıl önce evrim kollara ayrıldı. Bir yol şempanzelere diğer yol bize çıktı. Bilinmeyen sayıda insan türü ortaya çıktı. "Homo babilis", "Homo beidel-bergensis", "Homo ergaster", "Homo rudolfensis" ve pek çok başkaları vardı. Bazılarının statüsü hala tartışma konusudur. Bazıları hala keşfedilmeyi bekler. Hepsi de insan. Ve bizden değil..
Diğer türler gibi bu insanlar da alet edevat kullandı. En eskisi kabukluları ve meyveleri kırmak ve eti kesmek için kullanılan ucu sivriltilmiş taşlardı. Daha sonra bazı insan türleri çok iyi taşçılık ve neredeyse mükemmel simetri gerektiren iki tarafı keskin baltalar yaptılar. Ama bunlara yapılan ufak tefek müdahaleler dışında insanların kullandıkları bir milyon yıl boyunca aynı kaldı. Nerede ve ne zaman kullanıldığı gözetilmeksizin, yirmi beş nesil boyunca değiştirilmeden kullanıldı. Bunları yapmak için yüksek konsantrasyon gerekmesine rağmen o en eski el baltasının tasarımı içgüdüseldi, bir düşüncenin ürünü değildi..
Bize benzeyen insanlar ilk olarak 200 bin yıl önce ortaya çıktı. Bunlar "Homo sapiens" denen türdü. "Homo sapiens" üyeleri önemli bir noktada bizim gibi davranmıyorlardı: Kullandıkları gereçler basitti ve hiç değişmiyordu. Neden olduğunu bilmiyoruz. Beyinleri bizimkiyle aynı boyuttaydı. Aynı evrimi yaşamışlardı, aynı duyulara ve kuvvete sahiplerdi. Fakat yaklaşık 150 bin yıl kadar, tıpkı dönemlerinin diğer bütün insan türleri gibi, yeni hiçbir şey yapmadılar..
Sonra, 50 bin yıl önce bir şey oldu. "Homo sapiens"lerin kullandığı o son derece basit, bir şeye benzemeyen gereçler değişmeye başladı ve çok hızlı bir şekilde değişti. Bu noktaya kadar, bu tür -tıpkı diğer hayvanlar gibi- hiçbir yenilik yapmamıştı. Atalarının kullandığı gereçleri kullanıyorlardı. Aynılarını yaptılar, daha iyilerini değil. Bu gereçlerin yapımı onlara miras kalmıştı, içgüdüseldi ve sabitti; evrim ürünleriydi, bilinçli bir yaratım sürecinin değil..
Sonra insanlık tarihinin o ana kadar olan en önemli anı geldi: Türün bir üyesinin bir gerece bakıp "BEN BUNUN DAHA İYİSİNİ YAPABİLİRİM" diye düşündüğü an. İşte bu bireyin çocukları ve torunlarına "Homo sapiens" deniyor..Bunlar bizim atalarımız. Biz onlarız. İnsanlığın yarattığı şey yaratıcılığın kendisiydi..
Herhangi bir şeyi değiştirme yetisi her şeyi değiştiren değişim oldu.Daha iyi gereçler yapma isteği bizi diğer türlere karşı (rakip türlere karşı da) inanılmaz üstün bir konuma getirdi. Birkaç bin yıl içerisinde bütün diğer insanların soyu tükenmişti. Onların yerini alan, anatomik olarak son derece benzer bir türdü, tek fark sürekli gelişen teknolojileri idi..
Bundan 50 bin yıl önce tam olarak hangi evrimsel kıvılcımın yaratım sürecini ateşlediğini bilmiyoruz. Fosiller herhangi bir ipucu bırakmamış. Vücudumuzun, buna beynimizin boyutu da dahil, değişmediğini biliyoruz; bize en yakın buluş öncesi atamız olan Homo sapiens'in tam olarak bize benzediğini biliyoruz. Bu durumda birincil şüpheli zihnimiz oluyor: Beyin hücrelerimizin kusursuz dizilimi ve aralarındaki eksiksiz iletişim.. Belli ki orada yapısal bir değişim yaşanmış: Belki de 150 bin yıllık bir ince ayarın sonucu olarak. Bu her ne idiyse, bugün hepimizin içinde yaşayan çok önemli etkileri oldu.
(KEVIN ASHTON, "Bir Atı Kanatlandırma Sanatı/ Yaratmanın, İcadın ve Keşfin Gizli Tarihi", Destek Yayınları, 2019)
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: [email protected]            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.