MEDUZA – MİFOLOJİ DÜNYASININ ILAN SAÇLI QADINI Və İNDİ FEMİNİST MEDUZA QADININ DƏYİŞMƏYƏN QƏDƏRİ
7-12-2024, 11:04
Medusa ile ilgili olarak birkaç farklı efsane vardır. Bu efsanelerden birkaçı çok güzel bir kızken bir ceza sonucu saçları yılan olan bir yaratığa dönüşmesi üzerine, diğeri ise Medusa’nın diğer iki kardeşiyle birlikte zaten birer yaratık olarak doğması şeklindedir.
Bu efsanelerden en bilinenini sizlere aktarmak istiyorum;
Kainatın kurulduğu zamanlarda, güzelliğiyle herkesi kıskandıran, aynı zamanda bütün tanrıları kendisine aşık eden bir kız yaşarmış. Yılan Saçlı Kadın aslında o kadar güzel bir kızmış ki yeryüzünde güzelliğiyle ona rakip olabilecek başka bir kadın bulmak mümkün değilmiş.
Bu güzel Medusa, kendisini Tanrılara adamış ve iki kız kardeşi ile birlikte baş Tanrı Zeus’un kızı zekâ tanrıçası Athena’ya ait bir tapınakta yaşarmış. Phorkus ve Keto’nun kızları olan bu üç kız kardeşten Medusa’nın haricinde diğer ikisi ölümsüzmüş.
Kendi tapınağında yaşayan bu güzel kızı gören Athena, kızın güzelliğinden etkilenmiş ama kendisini daha güzel ve çok daha zeki bulduğu için de pek fazla önemsememiş fakat zaman geçtikçe onun güzelliğine karşı duyduğu rahatsızlıktan dolayı ona diş bilemeye başlamış.
Efsanelerin kiminde Poseidon’un Athena’ın kocası olduğu kiminde ise en azılı düşmanı olduğu söylenmektedir. Bu efsaneye göre; Atina şehrinin koruyucusu olmak için Athena ile Poseidon mücadeleye girmişlerdir.
Bu mücadelede şehrin kime verileceği konusunda bir sonuca varılamamış. En sonunda bir yarışma düzenlenilmesine ve şehre en faydalı olacak şeyi gerçekleştiren kişinin şehrin sahibi olmasına karar verilmiş.
Yarışma günü geldiğinde ilk olarak Poseidon ortaya çıkmış ve mızrağıyla Akropolis’in kayalıklarına vurarak, kayalıklardan tuzlu su fışkırmasını sağlamış. Bunun üzerine Athena, kayalıklara vurarak oradan bir zeytin ağacının büyümesini sağlamıştır. Halk zeytin ağacını daha faydalı bulmuş ve şehir Athena’ya verilmiş.
Dilden dile anlatılan Medusa’nın güzelliği Poseidon’un da kulağına gitmiş. Athena’ya karşı yenilgisini hazmedemeyen Poseidon bir gün tapınağa gelmiş ve burada Medusa’yı görünce ona vurulmuş. Gel zaman git zaman onun aşkıyla iyice büyülenen Poseidon bir gün gizlice tapınağa gelerek zorla ona sahip olmuş, fakat çok geçmeden tüm olanlardan Athena haberdar olmuş.
Durumu kendisi için aşağılayıcı bulan Athena, Medusa’ya olan öfkesini ve kıskançlığını bu olaya bahane etmiş ve onu cezalandırmıştır. Güzelim yüzünü çirkinleştirmiş, sırma saçlarının her bir telini yılana dönüştürmüş. Medusa, artık kendisine bakanları taşa çeviren bir kadın haline gelmiş.
Bu olaydan sonra dünyanın en kuzeyindeki Hyperborea’ya sürülmüş. Gel zaman git zaman Athena bu cezayla da yetinmemiş ve Medusa’yı öldürmek için Argos Kralı Akrisios’un kızı Danae’nin Zeus’tan olma oğlu Perseus’la yani üvey kardeşiyle işbirliği yaparak Medusa’nın kafasını kestirmeye karar vermiş.
Kardeşinin isteğini yerine getirmeye karar veren Perseus, Tanrıların verdiği eşyalarla birlikte yola koyulmuş. Medusa ve kardeşlerini uyur halde bulan Perseus, Medusa’ya başındaki görünmezlik miğferi, elindeki sihirli kılıç ve ayağındaki kanatlı sandaletlerle yaklaşıp başını gövdesinden ayırmış.
O esnada halen Poseidon’dan hamile olan Medusa’nın başsız gövdesinden, efsaneye göre kanatlı at Pegasus ile dev Khrysaor meydana gelmiştir. Perseus, Medusa’nın başını da çantasına atarak Olimpos’a dönmüş.
Dillere destan Medusa’nın güzelliği ve ona bakanları taşa çevirdiği efsanesi, en ilgi çeken mitoslardan biridir. Bugün hala filmlere ve kitaplara konu olmaktadır.
Kaynakça:
Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü ,
Joseph Campbell – Batı Mitolojisi
FEMİNİST MEDUSA
Son dönemde sosyal medya ağlarında bir “Medusa” heykeli dolaşıyor. Ve bu heykel, Floransa’da sergilenen ve Medusa’nın kesik başını elinde tutan Perseus’un “zafer” tasvirini reddediyor! Yeni yorumda Medusa’nın elinde Perseus’un başını görüyoruz!
Denizlerin tanrısı Poseidon tarafından tecavüze uğradığı için yılan saçlı ve kendisine bakanı taşa çeviren bir canavara dönüştürülen, ardından da tanrıların desteğiyle yola koyulan “kahraman” Perseus tarafından başı kesilen “kötü kadın” Medusa, efsaneyi yeniden yazmak için geri döndü!
Son dönemde sosyal medya ağlarında, Arjantin-İtalyan sanatçı Luciano Garbati, tarafından hazırlanan bir “Medusa” heykeli dolaşıyor. Ve bu heykel, Floransa’daki Signoria Meydanı’nda sergilenen, heykeltıraş Cellini’nin yaptığı, Medusa’nın kesik başını elinde tutan Perseus’un “zafer” tasvirini reddediyor! Garbati’nin yorumunda; Medusa’nın elinde Perseus’un başını görüyoruz! Kendisini savunmak için aynı şeyi Perseus’a yapmak zorunda kalan bir Medusa... Perseus’un aksine Medusa’nın yüz ifadesine bakınca zafer ve gurur değil sadece kendini savunmak için savaşmayı seçmekte kararlı ve öfkeli bir Medusa görüyoruz. Bu Medusa imajı, bize, şiddet gören kadınlardan ziyade kendini savunmayı seçen kadınları hatırlatmıyor mu?
Sanatçı Luciano Garbati’yle Medusa heykeli hakkında konuştuk. Çalışmasından detaylar anlattı. Medusa’nın hem tanrıların hem de insanların kurbanı olduğunu söyleyen Garbati, Medusa’nın hikâyesini okuduktan sonra, onun gözleri ve görme gücü üzerinde durduğunu ve Medusa’yla güçlü bir empati kurduğunu belirtiyor. Garbati, “Bir heykeltıraş olarak Medusa’ya farklı bir kader verebileceğimi hissettim. Perseus ile olan savaşının tersine, bu savaşın sonucunu gösteren bir heykel hayal ettim. Bu savaştan sonraki anı, kadın gözüyle hayal etmek zorunda kaldım. Bir yazar, karakterinin tam bir resmini verebilir; figüratif heykel ise tek bir bakışta anlatıların ve karakterlerin tam bir tasvirini vermek zorundadır. Umarım bu hayatta kalan Medusa imgesi, kadın öncülüğünü taşıyan yeni anlatıların ortaya çıkmasına yol açabilir” diyor.
Bu heykelde zafer Perseus’un değil de Medusa’nındır. Medusa ayakta ve çıplakken, bir elinde kılıç öteki elinde Perseus’un kafasını tutar. Güçlü ve sert bakışlarla seyirciyi büyüler. Medusa’nın çıplaklığı masumiyetine bir göndermedir. Eserde var olan düzenin bir kurbanı değil, o düzeni yıkarak varlığını koruyan bir kadın olarak görülür.
Yunan mitolojisinin “sınırsız hayal gücü” aslında o dönem kadınlarının hayatlarına büyük bir ışık tutar. Antik Yunan’da bir kadın tecavüze uğrarsa çoğu zaman asılırdı. Tecavüzcüsü ise cezalandırılmayabilirdi. Aslında geçmişin çok uzak dönemlerine bakmaya gerek bile yok. Bu mit günümüz kadınlarının hala yaşamakta olduğu bir sorun. Aradan yüzyılların geçmiş olmasına rağmen kapanmayan ama zaten kapatılmak da istemeyen bir yara. Ulaşılamadığı için güzelliğinden iğrenilen her kadının üzücü sonu!
Medusa yeni tasarımında bir feminist mi?
“Bu heykel, aslında 2008 yılından. Bu nedenle onu feminist olarak düşünmedim. Heykel, sosyal ağlarda yayılmaya başladığında, Medusa’nın 1970’li yılların ortalarından beri feministler için bir ikon olduğunu öğrendim. Bana göre, Medusa heykelini yapmak için onun tarafını seçmeliydim. Sanırım bunu yaparken ben de feminist oldum, o an farkında olmasam da... Onu, tecavüze uğradıktan sonra ve Perseus ile savaşırken hayal etmeye çalıştım. Kararlı ve öfkeli olabileceğini düşündüm ama sadece bir cevap olarak, çektirdiği acıdan gurur duymadan... Onun, sakinleştiğini, sınırı aştığını fark ettiğini hayal ettim, arkadaşım, yazar Anais Flox’un dediği gibi savunmaya devam etmesi gereken sınırı... Korkmuş ama hâlâ kararlı... Ve sonunda Medusa heykeli bu şekilde oluştu. Tabii kendisini savunma kararlılığı, feminist bir davranış olarak görülebilir ama ben onu her zaman yalnız hayal ettim. Dünyadaki bütün kadınların gösterdiği empati onu feminist yapıyor. Bana göre artık yalnız değil ve bu heyecan verici... Ve feminizm, hepimize daha fazla adalet ve eşitlik sağlayan değişikliklerin peşinden gitmenin hâlâ mantıklı olduğunu gösteriyor. Umarım hepiniz tüm dünyayı ‘kaynaştırırsınız.”
‘Empati hâlâ mümkün’
Bu Medusa yorumu için 21. yüzyılın Medusa’sı diyebilir miyiz? Bugün kazanmak daha mı kolay?
“Bu gerçekten de 21. yüzyıl Medusa’sı mı bimiyorum. Bildiğim şey, bu yüzyılda her şeyin altüst edildiği, tartışıldığı, çözümlemesinin yapılabildiği... Bu da hayatlarımızın her aşamasını değerlendirmede fırsat sağlıyor. Medusa imajı, eğer toplumun dengesiz yapısında, gücün yeniden dağıtılmasına herhangi bir şekilde katkıda bulunursa bu beni çok mutlu eder. Günümüzde bir şeyi kazanmanın kolay olduğunu düşünmüyorum. Sorgulanan yapılar, yüzleşmesi en zor olanları, çünkü bu sorgulama sırasında yeniden güç kazanıyorlar ve ne yazık ki hepimiz kabul etmek istediğimizden daha gericiyiz. Doğallaşmış bir yapı, içimizde, biz fark etmesek de yaşıyor. Bir şeyleri gerçekten değiştirmek istiyorsak, her şeyi yeniden gözden geçirmek, arkasında durmamız gereken şeyler için ayağa kalkmak büyük bir cesaret istiyor. Ancak feminizm, hepimize empatinin hâlâ mümkün olduğunu gösteriyor. Ve inanıyorum ki etkili değişimler için ipuçlarından birisi bu”
Arjantinli-İtalyan sanatçı Luciano Garbati, hazırladığı “Medusa” heykeli hakkında “Medusa’nın kendisini savunma kararlılığı, feminist bir davranış olarak görülebilir. Dünyadaki bütün kadınların gösterdiği empati onu feminist yapıyor. Bana göre artık yalnız değil ve bu heyecan verici” diyor.
Merih Tan
TEREF