KOKORETSİ: "Antik Yunan yemeği, Türk veya Türk-Arnavut yemeği değil"
Dünən, 17:04

Kokoreçi ilk olarak antik Yunanlılar denemiştir ve bunu kanıtlayan birçok metin bulunmaktadır.
Homeros destanlarında ve özellikle İlyada'da adı geçen "Mimarkys" veya "Plekti", bugünkü kokoretsio'nun atasıdır. İçerisinde ayrıca antiseptik amaçlı ve yağlarını çekmek için önce sirkede marine edilmiş bağırsaklar, daha sonra daha zengin bir tat elde etmek ve dış kısmında karakteristik karamelize kabuğu oluşturmak için balla marine edilmiş bağırsaklar da bulunuyordu. Pişirme yöntemi günümüzdekine benziyordu; malzemeler kömür ateşinde şişte ızgara ediliyordu.
M.Ö. 500'lü yıllara ait Boeotia'da bulunan bir leğen üzerinde "Plektis" (kokoretsi) kızartma tasviri.
Bizans dönemine ait metinlerde kokoreçlere "Chordai" veya "Chordia" adı altında yine rastlıyoruz.
Ancak, nihai isminin birçok versiyonu vardır; bunlardan biri de, şekline işaret eden, iğ anlamına gelen Rumence "kukuretsu" kelimesinden geldiğidir.
Ancak unutmayalım ki, antik Dacia'da, Roma lejyonlarında paralı asker olarak görev yapan, dilleri Latinleştirilmiş Yunan Ulahları bulunuyordu.
Ayrıca şiş kuzu anlamında kullandığımız “obelios” kelimesi de şiş anlamına gelen eski “Obelos” kelimesinden gelir ki, “obeliskos” ve “obelistiro” kelimeleri de buradan türemiştir. Yani eski Yunanlılar şişlere kuzuları, keçileri, horozları bütün olarak pişirirlerdi ama aynı zamanda tek tek et parçalarını da pişirirlerdi. Şişler ya tahtadan ya da metalden yapılırdı.
Son olarak kokoreçin yanı sıra bağırsak ve bağırsak türevlerini de içeren ve günümüze kadar ulaşan başka lezzetler de yapılıyordu.
Böylece bugünün gardoumbası olan “Gardoumio”yu, bugünün işkembesi olan “Inystron”u yapmışlar.
Evrenden GELEN Mutluluk
TEREF