“𝘽𝙞𝙧 𝙨𝙤𝙜̆𝙖𝙣 𝙨𝙤𝙮𝙪𝙡𝙪𝙮𝙤𝙧 𝙙𝙖 𝙮𝙖𝙨̧𝙖𝙧ı𝙮𝙤𝙧 𝙜𝙤̈𝙯𝙡𝙚𝙧. 𝙈𝙚𝙢𝙡𝙚𝙠𝙚𝙩 𝙨𝙤𝙮𝙪𝙡𝙪𝙮𝙤𝙧 𝙖𝙡𝙙ı𝙧𝙢ı𝙮𝙤𝙧 𝙤̈𝙠𝙪̈𝙯𝙡𝙚𝙧.”

Bu gün, 09:54           
“𝘽𝙞𝙧 𝙨𝙤𝙜̆𝙖𝙣 𝙨𝙤𝙮𝙪𝙡𝙪𝙮𝙤𝙧 𝙙𝙖 𝙮𝙖𝙨̧𝙖𝙧ı𝙮𝙤𝙧 𝙜𝙤̈𝙯𝙡𝙚𝙧.  𝙈𝙚𝙢𝙡𝙚𝙠𝙚𝙩 𝙨𝙤𝙮𝙪𝙡𝙪𝙮𝙤𝙧 𝙖𝙡𝙙ı𝙧𝙢ı𝙮𝙤𝙧 𝙤̈𝙠𝙪̈𝙯𝙡𝙚𝙧.”
“𝘽𝙞𝙧 𝙨𝙤𝙜̆𝙖𝙣 𝙨𝙤𝙮𝙪𝙡𝙪𝙮𝙤𝙧 𝙙𝙖 𝙮𝙖𝙨̧𝙖𝙧ı𝙮𝙤𝙧 𝙜𝙤̈𝙯𝙡𝙚𝙧.
𝙈𝙚𝙢𝙡𝙚𝙠𝙚𝙩 𝙨𝙤𝙮𝙪𝙡𝙪𝙮𝙤𝙧 𝙖𝙡𝙙ı𝙧𝙢ı𝙮𝙤𝙧 𝙤̈𝙠𝙪̈𝙯𝙡𝙚𝙧.”
Bu güne kadar hep Şair Eşref'ten zannettiğimiz (ben dahil) dizeler başka bir şairinmiş meğerse..
Yolsuzluk iddialarının gündeme geldiği dönemlerde sıkça karşılaştığımız
“Bir soğan soyuluyor da yaşarıyor gözler.
Memleket soyuluyor aldırmıyor öküzler.”
sözü genellikle Şair Eşref’e ait olduğu iddiasıyla paylaşılıyor.
Hasan PULUR'dan okuyalım
TÜRKİYE'de kimin yaptığı bilinmeyen camilerin, hamamların, köprülerin mimarı mutlaka Mimar Sinan'dır!
Belden aşağı, müstehcen beyitleri, tekerlemeleri, mutlaka Namık Kemal yazıp, şair Fitnat Hanım'a söylemiştir!
Hoşa giden her hiciv de Şair Eşref'e mal edilir.
* * *
"GEÇENLERDE bir gazetede, Nazım Hikmet, Namık Kemal ve Şair Eşref'i değerlendiren bir yazı çıktı; Eşref için şöyle deniliyordu:
"Bir soğan soyuluyor, yaşarıyor gözler / Bir hazine soyuluyor aldırmıyor öküzler, diyen şair o'dur."
* * *
HAYIR değildir!
Bu taşlama Antalya Defterdarı merhum Abdullah Çağlayan'ındır; kendisinin yayımladığı "Devran II" adlı, Antalya İleri Matbaası'nda 1965 yılında basılan kitabın 23. sayfasındadır.
"Öğütlere Devam" başlıklı hicivde, bu kıta vardır ve doğrusu da şudur:
"Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler / Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler / Hayadan eser yoktur nafile bütün sözler.
Beyhude inat etme, salla hemen başını / Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını"
* * *
ABDULLAH Çağlayan, bu taşlamayı 1943 yılında yazmış ve hakkında soruşturma açılmıştır.
Hiciv "Memurları fena yola sevk ve hükümet aleyhine tahrik mahiyetinde" görülmüştür.
Abdullah Çağlayan ise ifadesinde kendisini savunurken şöyle demiştir:
"Manzume memurları fena yola sevk ve tahrik değil, kötü ahlak ve karakter sahibi insanları, dürüst ahlaklı ve yurdun nizamlarına hürmetkar olmaya davet eder mahiyettedir."
Abdullah Çağlayan bu ifadeyi verdiği sırada yedek subaydır.
Soruşturmayı yürüten Afyon C. Savcısı İlhan Dizdar takipsizlik kararı verir, savcıya göre şiir, mizahtır ve edebi sanat eseri olarak düşünülmesi gerekir.
* * *
GELİN, bu şiiri okuyalım, bakalım ne diyeceksiniz?"
HASAN PULUR
ÖĞÜTLERE DEVAM
Ey Çağlayan, bulmuşsun şimdi kemal yaşını,
Kazanmak istiyorsan bu hayat savaşını,
Yemelisin hakikat denen zehrin aşını,
Ne derlerse desinler, salla derhal başını,
El oğuştur, gerdan kır, versinler maaşını…
Tatar Ağası gibi böyle dolaşma yaya,
Eloğluna baksana ne ar kalmış ne hayâ,
Sen de bir dayı bulup sırtını ona daya,
Ne derse huuu!… diye hemen salla başını,
El oğuştur, gerdan kır, versinler maaşını…
Kör kadıya şehla de, incitme düztabanı,
Düşküne nasihat ver, kodamana abanı,
Zengin ol, sen de aşır her dağdan arabanı,
Tekerine taş korlar sallamazsan başını,
Uslu otur, hoş geçin, al gitsin maaşını…
Köpeklerle hırlaşma, tepişme p.. katırla,
Hamamda kavga olmaz soyu bozuk natırla,
Kulağına küpe yap bu sözümü hatırla,
Kim ne derse huuu!… diye hemen salla başını,
Eğil bükül, gerdan kır, zıkkımlan maaşını…
Tıkamış kulağını herkes hakkın sesine,
Bir cevahir kutusu olsan, kimin nesine,
Seni feda ederler elin içinde……,
İşin iyisi huuu!.. deyip sallamaktır başını,
Eğil bükül, gerdan kır, versinler maaşını…
Unutma bu ocağın bir adı asiyaptır,
Sen de bir dolap çevir, apartmanını yaptır,
Hakikate ne gerek? Bu memnu kitaptır,
Sana lazım olan şey sallamaktır başını,
El oğuşturup, bel büküp, almaktır maaşını…
İrtikâpla irtişa sanma ki zor bir iştir,
İlmini bilemezsin adı; alış veriştir,
Usulünü öğren de bu nimetten veriştir,
Sana lazım olan şey sallamaktır başını,
Gerdan kırıp, bel büküp, almaktır maaşını…
Bir güvercin eder mi atmacalarla yarış?
Öğrenmedin dünyayı gezdin de karış karış,
Gel vazgeç bu sevdadan, sen de kervana karış,
Ne derlerse desinler, salla derhal başını,
El oğuştur, gerdan kır, versinler maaşını…
Bir haksızlık görünce, köpürme isyan etme,
Bir hak için kendine dik kafalı dedirtme,
Doğru yolu, düşene göster de kendin gitme,
Ne derlerse desinler, salla derhal başını,
El oğuştur, gerdan kır, versinler maaşını…
Diyorlar ki taç bile, baş eğilmezse konmaz,
Önünde eğilene kılıç dâhi sokulmaz,
Dik durdukça başına devlet kuşu da konmaz,
Bu dünyada kaide sallamaktır başını,
El öpüp, etek öpüp, almaktır maaşını…
Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,
Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler,
Hayâdan eser yoktur, nafile bütün sözler,
Beyhude inat etme, salla hemen başını,
Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını…”
Abdullah ÇAĞLAYAN
Not: Bağışlayın Eşrefin resmi yerine koymak için Abdullah ÇAĞLAYAN'ın resmini bulmadım. İdare edin yakışıklı Eşref'imizle.
Merih Tan
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: [email protected]            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.