Ben bana bu dünyada cehennemi yaşatan hic kimseyi affetmiyorum. Kimseyle de barismiyorum.
Dünən, 11:04

Yil 1987 Gatadan 1987/5 siciliyle mezun oldum. Tayin yerimizi kura ile çektik elime tüküreyim, bi çektim Erzincan. " aileme cok uzak " diye haritaya bakıp bakıp höykurerek ağlıyorum. Bi baktım Nevin yanımda o da ağlıyor Nevin de Erzincani çekmiş. Neyse ki en samimi arkadaşımla gidiyorum diye hafiften teselli buldum.
Biz Nevinle el ele tutuşup gittik. İkimizde yeni nişanlanmıstık. Nevinin nişanlısı Mehmet öğretmen ve Ankarada benim nişanlım Murat üsteğmen o da Ankara da. Yolda plan yapıyoruz Ercincan Asker Hastanesini katılış yapariz en fazla 15 gun sonra dönüp düğün yapar Es tayininde en fazla 1 ay icinde Ankaraya döneriz.
Erzincan Asker Hastanesi 200 yataklı ufak iste azdır en azından GATA gibi olmaz diyoruz.
Erzincana indik herkes bize yeni gelen hemşireler filan diyor valizi taşıyor cok mutlular.
Neyse basta bizi inanılmaz coşkuyla karşıladılar. Bizde nasil seviniyoruz herkes cok cana yakın diye.
Meğer hastanede 6 hemşire varmış bizimle birlikte 8 olmuşuz. E olsun is cok azki bu kadar hemşire var diye iyimser olmaya çalışıyoruz.
Baş tabip bize " hastanenin ust katında hemşireler kalir, mutfak var istediğinizi pisirebilirsiniz ama çarşıya giderken benden izin alacaksınız size arac tahsis edeceğim" dedi . Amanın biz bi sevindik ozel araçla filan gezecegiz diye. Ertesi gun mesai bitince gidip alis veriş yapmamız lazım. Bizim ozel araç geldi. Arkasi branda askeri jeep. Arkada iki koruma ellerinde G3 Nevinle öne bindik hoplaya zıplaya alis veriş yapıp döndük. Yine iyimseriz yine gülüyoruz filan. Akşam yatma vakti kıdemli hemşire abla bize dediki" uniformalarinizi yatağın ayak ucunda giymeye hazir bulundurun.
Acil durumda hizla giyinip acile ve ameliyathane ye gitmek gerekebilir"
Ne sıklıkta acil durum olabilir di ki?
Uykuya geçtik geçmedik kapi gümbür gümbür vuruldu. Nöbetçi subay bağırmaya başladı.
" Pülümür Karakolu vuruldu"
Fırlayıp giyindik, asansör filan beklemeden koşarak indik. Ambulanslar gelmeye başladı. Biz yaralıları indirdirip müdahale edecegiz.
Bir yüzbaşı jeepten atlayıp kucağıma bir şey tutuşturdu. " şunu tut ve sahibi bul" verdigi şeye önce dört elle sarıldım. O kadar panik içindeyim algilayamadim önce, bana ne verdi sahibi kim. Galiba aşırı terliyorum tüm göğsüm ıslandı diye düşündüm.
Tuttuğum şeye baktım. Kalçaya yakin hizadan kopmuş bir bacak.
Sonrasını hatırlamıyorum kisa süreliğine bayılmışım.
Kendime geldiğimde yerdeyim hala kopmuş bacaga sıkı sıkıya sarılmışım. Göğsüm ter degil kan içindeydi.
O gece biz 30 şehit verdik. Ambulansta gelen Mehmetciklerden sadece bir yaralı çıktı. Diğerleri zaten olay anında şehit olmuşlardı.
2 gun sonra gece 4 gibi bağışlar
" Alp karakolu basildi"
Ve bu böyle devam etti. Biz aylarca bırakın gidip düğün yapmayı çarşıya tamamen bile almaya gidemedik.
Ben ve benim tüm meslektaşlarımın böyle binlerce anı diyemeyeceğim çünkü anılar güzeldir travmasi var.
Yıllarca böyle calistik sonra sanki normal insanlarmış gibi akşamları evimize gidip yemek pisirdik çocuklarımıza anne babalık yapmaya çalıştık. Benim çocuklarım ne zaman düşüp bir yerini incitse normal bir anne gibi üzülemedim. Çünkü biz başka annelerin öpmeye kıyamadığı evlatlarının kollarını bacaklarını topladık. Unutamiyorum. Bazılarının üzerinden kanlı aile fotoğrafları çıkardı. Bu gün bile ben o fotoğrafları hatırlıyorum.
Bazen o kadar cok ağlardık ki bizim göz yaşlarımız Onların kanıyla karışırdi. Yıllarca eşim beni uykumdan uyandırirdi." Zeyno uyan kabus görüyorsun surekli çığlık atiyorsun ne gördün?" Diye sorardı. Hep kopmuş kollar parçalanmış kafalar üzerime bulaşan beyin parcalari"
Ben bana bu dünyada cehennemi yaşatan hic kimseyi affetmiyorum. Kimseyle de barismiyorum.
ZEYNEP UĞUR CİNCİOĞLU


(Not: Fotoğraflar Temsilidir)