İnsan ırkı en az 200.000 yıldır var. Ancak 75.000 ile 6.000 yıl arasındaki tarihimiz neredeyse tamamen bilinmemektedir. Modern teknolojinin gelişmesiyle, tarihimizin en çalkantılı dönemindeki olaylar hakkında çok şey öğrendik. Bu kitap, geçmişimize dair belgeleri araştırma merkezlerinin çekmecelerinden çıkararak, halkın erişimine sunmaktadır.
Göbekli Tepe, Suriye ile Türkiye arasındaki sınırda yer alan bir höyüldür. Birkaç yıl önce, arkeologlar tesadüfen bu höyüğün altında, Stonehenge ile benzer “taş daireleri” keşfettiler, ancak bunlar çok daha eskiydi. Göbekli Tepe’nin “taş daireleri” en az 12.000 yıl öncesine tarihleniyor. Bu, dünyadaki herhangi bir benzer yapının binlerce yıl öncesine dayandığı anlamına geliyor. Bilim insanları, 12.000 yıl önce insanların hala mağaralarda veya kulübelerde yaşadıklarını ve Göbekli Tepe gibi “megalitik yapıları” inşa edebilecek durumda olmadıklarını düşünüyorlardı. Ancak şimdi, yanıldıklarını kabul ediyorlar.
Göbekli Tepe’nin en gizemli yönlerinden biri, antik yuvarlak yapıların içinde bulunan bazı taş stelerdir. Bu stelelerin hikayeler anlattığı açıkça görülüyor, ancak anlamları hala belirsizdir, çünkü bu kadar eski oldukları için başka bir şeyle karşılaştırılamazlar.
Bu stelelerden birinin daha yeni bir yorumu, birçok akademisyeni şaşkına çevirmiştir. Paylaşımın ekindeki fotoğrafta görülebileceği gibi, her şey bu stelede, Dünya’nın (merkezdeki küre) hayvanlarla çevrili olduğunu ve bu hayvanların gökyüzünde görünen takımyıldızlar olması gerektiğini gösteriyor. Ancak, 12.000 yıl önce insanlar Dünya’nın yuvarlak olduğunu biliyor muydu? Ve astronomik bilgileri o kadar gelişmiş miydi ki, gökyüzünü zaten takımyıldızlarına ayırmışlardı?
Ancak bu stelelerin gizemleri bununla bitmiyor. Sağ üst köşeye bakıldığında, iki yılanın ‘gökten yağdığı’ izlenimi veren bir durum dikkat çekiyor. Bu yılanların, yaklaşık 12.000 yıl önce, yani bu stelinin yapıldığı dönemde Dünya’ya çarpan bir kuyruklu yıldız yağmurunu temsil ettiği düşünülüyor. Bu çarpma, birçok üniversitenin astrofiziksel yayınlarında belgelendi. Yani, heykeltıraşlar bu çarpmanın tanığıydı. Ama bu kadarla kalmıyor. Aynı bölgeden diğer stelelerle karşılaştırıldığında, heykeltıraşların, kuyruklu yıldızların yakınında gökyüzünde yer alan yarı kuş, yarı insan özelliklerine sahip garip varlıkları tanımladıkları görülüyor.
Açıkça görülüyor ki, bu steleler, Göbekli Tepe’yi inşa eden kaybolmuş halk tarafından sonraki nesillere bırakılmış bir mesajdır ve bu mesajda, neden kaybolduklarını öğreniyoruz. Yaklaşık 12.000 yıl önce, onlar ‘Karınca Takımyıldızı’ dediği yönden bir kuyruklu yıldız parçalarının yağmur gibi düştüğü bir olay yaşandı. Muhtemelen bu “soyu tükenme olayı” onların medeniyetine son vermiştir. Peki, gökyüzünde duran bu yarı kuş, yarı insan varlıkları kimlerdi? Ve neden kuyruklu yıldızların yakınında resmedilmişlerdi?
Makale, şu kitapta devam ediyor:
HOMO RELOADED - 75.000 YILLIK GİZLİ TARİH
Kitabın bir kopyasına şu linkten ulaşabilirsiniz:
Amazon - Homo Reloaded
sıkı hayranlar