BİR AZİZ NESİN HİKAYESİ

12-07-2024, 16:37           
BİR AZİZ NESİN HİKAYESİ
Aziz Nesin'in bu bayram tebriği hikâyesini
kahkaha atmadan okuyabilecek misiniz bakalım?
"1965 senesiydi.İşe gireli henüz iki hafta olmuştu. Bir genel müdürlükte, özel kalem müdürünün
yardımcısıydım. Bayrama on gün kala, müdürüm hastalandı ve rapor aldı. Ertesi
gün genel müdür beni odasına çağırdı.
-Buyrun efendim.
-Tebrik kartları hazır mı evladım?
-Hangi tebrik kartları efendim?
-Eyvahlar olsun, Şükrü sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartı
göndermeli. Şimdiye çoktan postaya vermiş olmamız gerekirdi.
-Hiç haberim olmadı efendim
-Hemen, hemen hemen ! Yarına istiyorum üç bin adet kartı sabaha kadar yaz ve
postaya ver.
-Emredersiniz efendim! dedim ve odadan çıktım. Ancak üç bin adet bayram tebrik
kartını tek tek nasıl yazacağım?
Genel müdür, kartların çini mürekkeple ve güzel bir yazıyla yazılmasını
isterdi. Üç bin adet kartın iki bin tanesini makamca kendinden aşağıda olanlara
şu şekilde yazacaktım:
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim."
Kalan bin tanesi de, daha üst makamdakilere:
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler
niyaz ederim" şeklinde yazılacaktı.
Hiç vakit geçirmeden masamın başına geçip kolları sıvadım. Önümde
davetiyelerden oluşan irili ufaklı pek çok dağ duruyordu. Ben mesaim bitiyor,
az sonra çıkar evime giderim derken, sabaha kadar burada kalıp üç bin kartı
yazmak zorunda kaldım. Sızlanmanın faydası yok, işe başlayım:
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
5,10,20,50,100,750,875. Yazıyorum yazıyorum bitmiyor! Vakit gece yarısını
geçti gitti bana öyle bir sıkıntı bastı ki, tarif edemem.
Yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum... bitmiyor.
En nihayetinde alt makam kartları bitti. Ama ben de bittim. Şafak sökmek
üzereydi. İşi biten kartları masamın üzerinden alıp başka bir yere koydum.
Ama önümde hâlâ bin adetlik bir kart yığını durmaktaydı. Sizin ve eşinizin
bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederime
başladım..
Durmadan yazıyordum. Göz kapaklarım öyle ağırlaşmıştı ki, gözlerimi açık tutmam
her bir karttan sonra daha da zor bir hale gelmişti. Resmen işkence çekiyordum.
125,279,400 689... yazdım yazdım yazdım. Bir vakit sonra, artık ben kaleme
değil o bana hakim olmaya başladı. Ama hâlâ yazıyordum:
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler
niyaz ederim.
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler
niyaz ederim.
Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken...
Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber
ederim...
Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrıca sıhhatle
ederim...
Önce bayramınızı eder, sonra eşinizle Niyazi'ye başarılı günler dilerim...
Sizin de eşinizin de Niyazi'nin de bayramını saygıyla eder, sıhhat dilerim..
Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi'ye başarılar diler aynı
zamanda ederim...
Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi'nin gözlerinden
öperim...
Sizin de, eşinizin de, Niyazi'nin de, bayramını da, tatilini de, gelmişini de,
geçmişini de... saygıyla ederim...
Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde kartları yetiştirdim..
Genel müdür bir-ikisine şöyle bir baktı:
Aferin dedi. Bitirmen iyi olmuş. Hemen postalayın!
Hemen postaladık.
Üç gün sonra da önce bizim genel müdürü, ardından bendenizi
postaladılar..."
Dünya Gözüme Kaçtı
teref












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.