Türkiye’de bulunan Göbekli Tepe, devasa bir taş tapınak binasıdır. Bununla birlikte, Sümer veya eski Mısır tapınaklarından farklı olarak, Göbekli Tepe’yi kimin inşa ettiğini veya Göbekli Tepe’nin amacının ne olabileceğini belirleyebileceğimiz bir yazı yoktur.
Bunun yerine, bir taş hizalamamız ve astronomi temelli bir dinin varlığını öneren bir dizi sembolik yazıtımız var. Ek olarak, Göbekli Tepe’nin Kuğu takımyıldızına hizalanması, eski çağlarda ekinoksların presesyonunu işaretlemenin bir yolu olarak Andrew Collins ve Graham Hancock tarafından önerildi.
Göbekli Tepe’deki taş yazıtlar, Sümer, İndus vadisi , Mısır ve Mezoamerikan tapınaklarında kullanılan sembollere de yakın benzerlik gösteriyor.
Bu nedenle, Göbekli Tepe’nin Antik dünyanın astronomik dinlerinin başladığı yer olduğu ve Göbekli Tepe’deki astronomik hizalamaların ve dini sembollerin oldukça açık olduğu ve Göbekli Tepe’nin mimarlarının kimliği bir sır olarak kaldığı anlaşılıyor.
Göbekli Tepe’nin Bilinmeyen Mimarları
Andrew Collins ve Graham Hancock’a göre, Göbekli Tepe’nin mimarları muhtemelen, artık nesli tükenmiş, üst boyut ve zekaya sahip dev insansı melez tür olan Denisovalılardı .
Bu görüşe göre, Göbekli Tepe’nin mimarları, sel öncesi bilgi ve kültürü korumak ve aktarmak için Göbekli Tepe’yi kuran büyük tufandan kurtulanlar olabilir.
Ayrıca Göbekli Tepe’nin, antik çağda Nazca hatları ile birlikte taş aletler kullanarak siteyi inşa eden yerel yerli kabileler tarafından yaptırıldığı iddia edildi.
Göbekli Tepe’yi inşa edenlerin kimliği bir muamma olarak kalsa da daha sonraki kültürler üzerindeki etkisinden belki de Göbekli Tepe’yi inşa etmekten kimin sorumlu olduğu konusunda bir fikir edinebiliriz.
Göbekli Tepe’nin Etkisi
Göbekli Tepe’yi kimin inşa ettiğine dair ipuçlarından biri, Göbekli Tepe’de kullanılan ve Sümer , Mısır , İndus Vadisi ve Mezoamerikamedeniyetlerinde de görülen sembollerin kanıtlarıdır.
Özellikle Göbekli Tepe’de ilk kez görülen semboller ve astronomik hizalamalar, bu daha sonraki medeniyetlerde de kullanılmış ve “zaman, tapınak inşası ve tanrıların dini ibadeti” gibi kavramlar getirilerek bu medeniyetlerin temelini oluşturmuştur.
Görünüşe göre Göbekli Tepe, daha sonra medeniyetlerin üzerine inşa edildiği bir tür antik şablon sağladı.
Antik Sümer, Mısır, Hindistan ve Mezoamerika tanrılarına yapılan atıflar, aslında medeniyet bilgisini bu bölgelere yayan Göbekli Tepe kompleksinin Denisovalı kurucularına göndermeler olabilir.
Göbekli Tepe’nin mimarlarının en eski tasvirleri muhtemelen Ubaid kültürünün yılan figürlerine ait olabilir ve bunlar uzaylılardan ziyade Denivosalı devlerinin tasvirleri olarak görülebilir.
Göbekli Tepe kültürü bu nedenle önce Ubaid bölgesi’nde, ardından Sümer, Mısır, İndus Vadisi ve Mezoamerika’ya yayılmış ve yerleşmiş olabilir.
Sonuç :
Tüm dünyada ortaya çıkarılan ve arkeoloji tarafından açıklanamayan dev iskeletler, sonraki tüm kültürleri medeniyete başlatan bir Denisovalı melez devleri ırkı olan Göbekli Tepe’nin yapımcılarına ait olabilir.
Bu anlamda Göbekli Tepe, büyük tufandan sonra erken insanlığın medeniyete başlaması için bir tür öğrenme merkezi veya okul olarak kabul edilebilir.
Göbekli Tepe’nin kazıları hala devam ediyor ve belki de daha sonra, amacına, kökenlerine, mimarlarına ve sonraki Medeniyetler üzerindeki etkisine dair netlik sağlayacaktır.
Kaynak: BilgiSİZSİNİZ
Merih Tan