Türklerde "Kırk Belik" Ne Anlama Gelirdi?Kırk sayısının Gizemi neydi?
Bu gün, 11:54

Eskiden Türk toplumlarında kırk belik (kırk örgü), bereketi, gücü ve kutsallığı simgelerdi. Özellikle kadınların saçlarını kırk ince örgü halinde yapması, doğurganlığın, bereketin ve korunmanın bir işareti olarak görülürdü.
Ama işin içinde sadece saç yok! Kırk sayısı, eski Türk inancında ve geleneklerinde önemli bir yere sahipti. Mesela:
Yeni doğan bebeğin "kırkı çıkana kadar" anne ve bebek korunurdu. Kırk gün geçtikten sonra bebeğe kırk banyosu yaptırılırdı ki nazardan ve kötü enerjilerden arınsın.Buna kırklama denirdi.
Şaman inancında kırk, ruhlar dünyasıyla bağlantılı bir eşikti. Bir şeyin kutsal olması için kırk gün ya da kırk kişinin şahitliği gerekirdi.
Manas Destanı’nda Kırk Kız ve Kırk Yoldaş gibi anlatılar da bu sayının önemini gösterir.
Oğuz Kağan Destanı’nda Oğuz’un Kırk Yiğidi, kahramanlığın ve dayanışmanın sembolüdür.
Masallarda "Kırk Gün, Kırk Gece Düğünler", büyük sevinçlerin uzun süre kutlanmasını anlatır.
Türk efsanelerinde kırk odalı saraylar, kırk katlı dağlar, olağanüstü mekânları simgeler.
Balkan Türkleri’nde ve Anadolu’da kırk çeşme suyu içmek, kutsal bir yolculuğun tamamlanmasını ifade eder.
Halk arasında "kırkıncı kapı", "kırk kapı açıldı" gibi deyimler, yeni başlangıçları ve büyük değişimleri anlatır.
Savaşçı kadın figürleri, özellikle Kırgız ve Kazak kültürlerinde kırk örgülü saçlarıyla tasvir edilirdi. Bu kadınlar, savaşçı ruhu ve güçlü kadın karakterini simgelerdi.
Türk halk kültüründe kırklamak, yani birinin "kırkını çıkarmak", hem bir dönemin bitişini hem de yeni bir başlangıcı ifade ederdi.
Yani kırk belik, sadece saç örgüsü değil, aynı zamanda eski Türklerin hayatla, doğayla ve ruhani dünyayla kurduğu güçlü bağın bir sembolüydü.
Dünya Gözüme Kaçtı.
TEREF