GERDANLIK OLAYI və ya AİŞE, HER ŞEYİN FARKINDA MIYDI? MUHAMMED'İ GERÇEKTEN ALDATTI MI?
Dünən, 16:04
Öncelikle kısaca Gerdanlık olayından bahsedelim. Tarihi kaynaklara göre Hicret'in 6. yılında Hz. Muhammed, adet üzerine eşleri arasında bir kura çeker. Kura Aişe'ye çıkar. Durum üzerine Aişe deve üzerindeki kapalı bir koçuya* bindirilir ve yola çıkılır.
Müstaliklere karşı yapılan savaş müslümanların kazanmasıyla sonuçlanır ve çok yüklü ganimetle ordan ayrılıp Medine yolunu tutarlar. Kervan bir süre sonra konaklamak için durur. Aişe de hacetini görmek üzere bir yere çekilir, işini gördükten sonra geri gelir. Ancak koçuna binmeden evvel gerdanlığını düşürdüğünü fark eder. Bunun üzerine kimseye bir şey söylemeden onu aramak üzere hacet gördüğü yere geri döner. Bu sırada Hz. Muhammed kervana yola devam emri vermiştir. Aişe'nin koçunun bulunduğu deve de kervanın yolunu tutmuşlardır. Aişe'nin yokluğu fark edilmemiştir. Aişe gerdanlığını bulur, kervanı bıraktığı yere geri döner ancak kervanın gittiğini anlar ve kervanın gerisinde bıraktığı kalıntıları toplamakla görevli olduğu için daha geride mola vermiş bir genç olan Safvan Bin Mu'attal'ı (genç ve yakışıklı olduğu anlatılır) beklemeye koyulur. Safvan gelir ve Aişe'nin (tesettür emrolunmadığı için Aişe'yi hemen tanır) yalnız olduğunu görünce devesine bindirir ve yola koyulurlar.
Ancak tam da burda çeşitli çelişkiler ve gariplikler vardır ve henüz kesin bir açıklaması yoktur.
Mesela Aişe'nin Safvan'ı beklerkenki gecelerde çölde uyumuş olması. Eğer Aişe gerçekten uyuduysa bu Safvan geldikten sonra nöbetleşe uyuyarak olmalıydı veya gece, sabaha kadar sohbet ederek geçirilmiş olmalıydı. Günümüz şartlarıyla ulaşım konuşmuyoruz sonuçta. Kervan'ın Medine'ye varması haftalar sürüyor.
Bu konudaki en büyük çelişkiyse Aişe'nin devesini sürenlere hiç haber vermeden -kullanımı doğru olacaksa- 'gizlice' gerdanlığı için geri dönmesi. Ve onu ararken geçirdiği zaman ve rahatlığıdır. Hiçbir insan çölün ortasında arkadan gelen vardı zaten en kötü o beni bulur diyerek zar atmaz. Bu da durumun tesadüf olmadığını düşünmeye itiyor.
Sonuç olarak Safvan'ın, yol boyunca arkasında oturan Aişe'yle beraber Medine'ye döndüğünü gören Medine halkı arasında Aişe ve Safvan'ın yattığı üzerine dedikodular başlıyor.
Dedikodular üzerine tahmin edebileceğimiz gibi Muhammed deliye dönüyor. Ve her şeyin çığrından çıkma noktası burası oluyor. Çünkü Muhammed, her hususta Cebrail'den gerçekleri vahiy alsa da bu konuda hiçbir bilgi alamıyor. Muhammed'in kıskançlığı daha da çok kabarıyor, Aişe'ye böyle bir şey gerçekse tevbe etmesi gerektiğini ve Allah'ın onu affedeceğini söylüyor.
Aişe'nin, Muhammed'in diğer eşlerine göre gözünün çok daha açık olduğunu biz zaten Muhammed'in eşleri arasındaki sırayı belirleyen ve daha önce eşler arasında çıkan tartışmaya istinaden gelen Ahzab suresi 51. Ayet'e* (bu da başka bir postun konusu 😃) olan yorumundan biliyoruz; "bakıyorum da senin efendi tanrın yalnızca senin şeyinin keyfini yerine getirmek için koşuyor." demişti Aişe. (kaynak: buhari, hadis no: 1721)
Bu sırada Muhammed'in beynini hala aldatılıp, aldatılmamış olmak kemirir. Bu sıralarda birçok ehli beytle bu konuda görüşür. Hz Ali ona; "Ey Allah'ın resulü, Allah sana darlık vermez, sana kadın çoktur" der. Bu söz üzerine Aişe çok sinirlenir, ilerleyen dönemde Ali'ye karşı saf almasına sebep olacaktır. Bu sözleri işiten Aişe bunun üzerine evi terk eder. Bazı kaynaklarda Muhammed'in onu kovduğu ve babası olan Ebu Bekir'e teslim ettiği de yazar.
Bu sıralarda Safvan da boş durmuyor tabi, ben zaten eşcinselim diyerek olayı örtmeye çalışıyor. Muhammed de söylentileri bir süre o köle'nin (Safvan) zaten iktidarsız olduğunu öne sürerek susturuyor. Ancak takdir edersiniz ki halk bunu ya yemiş gibi yapıyor ya da tümüyle inanmıyordu.
Muhammed, Aişe'yi özler ve babasının evine gider, Ebu Bekir oturma odasında onları işitir ancak hiç karışmaz. Aişe, Ebu Bekir'in kızı olduğundan iktidar olma meselesinden dolayı boşanma ihtimalleri göz önünde bile bulundurulamazdı Muhammed için, aldatılmış olsaydı bile onu affetmekten başka çaresi yoktu.
Son kez konuşmaya başlar; "Aişe yaptıysan tevbe et, Allah hatalarını affedecektir" der. Aişe suçsuz olduğunu tekrarlar ve ayağa kalkar, "Allah adına and içerek tevbe etmeyeceğimi teyid eylerim çünkü çıkan dedikoduları red edecek olursam, bu takdirde ne sen ve ne de başkaları bana inanmayacaksınız" der.
Muhammed, köşeye sıkıştığını ve vahiy gelmedikçe bu olayın çözülmeyeceğini anlar. Muhammed etrafındakilere döner; "üstüme bir yorgan örtün, başıma da deri bir yastık getirin" der ve oracıkta yere yatar. Bir süre sonra yorganın altında terler ve Aişe'ye dönerek; "Ey ayşe (sevin, çünkü) tanrı seni tebrik ederek (temize çıkararak) ayet indirdi" der.
Allah, Aişe'ye iftira atıldığını bildirmekte ve iftiracıların cezalandırılmasını emretmekte ve susanlara kızmaktadır.
Bu ayet Nur Suresi'nin 11. Ayet'idir;
(muhammed'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz o yalanı uyduran, içinizden bir guruptur... onlardan her bir kişiye, günah olarak ne islemişse (onun karşılığı ceza) vardır. onlardan (elebaşılık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azab vardır.
Bunu duyan Aişe, sevinir ve duygulanır, kendisine ayet ineceğini hiç tahmin etmemiştir. Bu buhari hadislerinde kendisinin ağzından şöyle aktarılır; "...ben kendimi, hakkımda ayet inmeden küçük ve hakir sayıyordum; yüce ve aziz olan tanrı'nın, (benimle ilgili olarak) mescit'çe ve namazlarda okunacak ayet indirmesini hiç de düşünmüyordum..." (evet namazlarda bu olayın arapçasını anlamadan ezbere okuyan yaklaşık 1.5 milyar insan var.)
Bunun üzerine sıra Muhammed'in bu ayetleri camide insanları toplayarak okumasına gelmiştir, herkesi toplar ve konuşmaya başlar; "(iftiracıların) bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahit getiremediler, öyle ise onlar allah nezrinde yalancıların ta kendisidirler" (nur/13; bu konuda ayrıca bkz. nisa/15 -16)
Bu ayetlerden sonra zinanın şahitliğinin en az 4 kişi olması gerektiği duyurulur vesaire ancak bizim bu yazıdaki konumuz bu değil. En azından bu postun amacı bu değil.
AİŞE'NİN ALDATMIŞ OLDUĞUNA DAİR İDDİALAR
Aişe'nin aldatıp-aldatmadığı bizi bu konuda şu yüzden ilgilendiriyor, eğer aldattıysa bunun sebebi Muhammed'in ayetlerinin sadece Muhammed'in çıkarları için olmasından şüphelenmeye başlayan Aişe'nin bunu kesinleştirmek istemesi olabilir. Aldatmadıysa da bunun sebebi tarihe geçmek istemesi, kendisine dair ulu Tanrı'dan bir şeyler söylemesini, ayet indirmesini istemesi olabilir.
İddialara geçelim:
• Müstaliklerle yapılan seferde kazanılan ganimetlerden birisi de İbn-i Says'ın cariye olarak aldığı Berre Hatun'dur. Çok güzel bir kadın olan Berre Hatun, Muhammed'in dikkatini çeker ve parasını İbn-i Says'a ödeyerek onu alır ve evlenir, ona küçük kız/küçük kadın anlamına gelen Cüveyriye ismini takar. Bu durum Aişe'yi rahatsız eder. Hadislerde bu durum henüz Muhammed onunla evlenmeden önce söylediği şu sözle tarihe geçecektir; "o, çok güzel bir kadındı, gözde onun için bir hisse vardı (gören göz haz duyardı)... cüveyriye kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi (resûlullah'ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından korktum). resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın da benim onda gördüğüm (güzelliği) göreceğini derhal anladım." ebu davud, ıtk 2, (3931)
Aişe'nin bu evlilik olduktan sonra yola çıktıktan sonra öfkeyle böyle bir hataya düşmesi pek olasıdır. Daha sonra bu durumu kullanmış olması da çok olası. Ahzab Suresi'nden sonra zaten şüphelenmeye başlayan Aişe'nin, Muhammed'in Berre Hatun'u gördükten sonra başkasının cariyesini parasını vererek nikahına alabileceğini ileri süren ayet de inince hepten kolpayı fark etmiş olabilir ve bu nedenle yakışıklı olduğu ileri sürülen Safvan'la ilişkiye girerek onu
cezalandırmış olabilirdi.
DİĞER İHTİMALLER
•Aişe bu olaydan sonra Safvan'la ilişkiye girmemiş de olabilir (dediğim gibi bizim için bir önemi yok) ancak yine de böyle bir şüphe yaratarak Muhammed'e gerçekten bir vahiy gelecek mi diye deneme yapmış da olabilir. Çünkü eğer yapmadıysa da Allah yaptı diye ayet indirecek olsaydı bu da Muhammed'in kolpa olduğunu gösterecekti. Muhammed de bunun farkındaydı ve bu kadar suçsuz olduğunu öne süren Aişe'yi savunmaktan başka çaresi kalmamıştı. Dolayısıyla onun suçsuz olduğunu söyleyen bir ayetle karşılık verdi.
SONUÇ
Eğer Aişe o gün Safvan'la beraber olduysa (buna kesin bir cevap vermemiz mümkün değil) ve Muhammed onun adına ayet indirdiyse bu Aişe'nin her şeyin farkına varması anlamına geliyor. Şayet yapmadıysa bile Aişe'nin bir şeylerin farkında olduğunu bize gösteriyor.
Her halükarda Aişe adını kendisi üzerine inen bir ayetle tarihe yazdırmıştı. Bugün dahi çoğu müslüman Berre Hatun'u bilmezken hemen hepsi Aişe'den Aişe Ana olarak bahseder.
1.koçu: dört tekerlekli, süslü bir gezme arabası.
2.Ahzab, 51 Ayet: Hanımlarından dilediğinin sırasını erteleyebilir, dilediğini yanına alabilirsin. Bir süre uzak durduklarından da arzu ettiğini tekrar yanına almakta senin için bir sakınca yoktur.
Kaynaklar: Ebu Davud Hadisleri, Buhari Hadisleri, Kuran-ı Kerim, Vikipedi (sadece yıllara ve savaşa burdan baktım), Diyanet
Merih Tan
TEREF