JULES VERNE VE KEHANETLERİ...
Bu gün, 16:54

"Gelecekte insanlar akıllara hayret verecek şeylerle karşılaşacaklardır. Kutuplardaki buz yığınları atom kuvvetiyle eritilecek, milyonlarca dönüm verimli arazi dünyaya katılacak. İnsanlara göklere tamamen hâkim olacak.
Mevsimlerin seyri değiştirilecek ve çöller birer bahçe haline getirilecek. Gezegenlere yolculuk başlayacak ve insanlar Merkür’e Venüs’e gitmek için planlar kuracaklar.
Sürekli barışı sağlamak için merkezi Amerika’da olmak üzere bir dünya devleti kurulacak.
Tanınmış bir bilgin tarafından söylenmiş olsa bile bugün böyle tahminlerdeki isabet derecesine inanmak zordur. Fakat bu tahminlerde bulunan böyle bir kişinin, daha dünyamız bir keşif ve icat merkezi olmadan önce birçok şeyleri bildiği göz önünde bulundurulursa iş değişir.
Bu adam daha televizyon icat edilmeden 50 yıl önce ondan bahsetmiş ilk atom bombası imal edilmeden önce o meseleyi ele almış ve Wright kardeşler henüz uçurtma uçurduğu zamanlar müthiş süratli uçaklardan bahsetmişti.
Verne atom enerjisinden bahsettiği zaman ne Curie Radyumu keşfetmişti ne de Marconi hava aracılığı ile haber göndermeyi hayal etmişti.
Oysaki Verne tam bir isabetle birçok keşif ve icatları önceden sezmişti.
Bugün dev uçaklar, helikopterler havalarda uçmakta.
Fakat Verne hayatta olsaydı buna hiç de şaşırmazdı.
Zira o hayatta iken çevresindekilere geleceğin uçan makinelerde olduğunu söylüyordu.
Vernenin hayalinde yaşattığı uçak aşağı yukarı sağa ve sola hareket edebilen helikopterdi.
Verne'in “Phonotelephote” adını verdiği aletle bir insanın telefonda konuştuğu kişinin yüzünü görmesi mümkün olacaktı.
Vernenin yaşamı zıtlıklarla doludur.
Kendisi bir bilim adamı olmadığı halde onun yazıları bilimsel bir kehanet gibidir.
Verne 1850 yılında henüz gençken bir yazar olmak istiyordu.
Fakat onun yazdığı romantik piyesler ve şiirler beğenilmediği için bir baloncu ile anlaşarak balonculuğun tarihi hakkında bir eser hazırlamaya karar vermişti.
Birkaç ay içinde bu eseri tamamlamıştı.
Bunun üzerine kitabı Pierre Hetzel adlı bir kitapçıya götürmüş ve o da bu eserin daha genişletilmesini ileri sürerek onu atlatmıştı. Kitapçıya çok içerleyen Verne yazdığı kitabı yakmıştı. Yanan kitabın külleri arasından “balon içinde beş hafta” adlı hikâye doğmuştu.
Vernenin kitabının birinci baskısı birkaç gün içinde tükenince Hetzel bile buna hayret etmişti.
Bu sırada Nadar adlı bir havacı devasa bir balon inşasına başlayınca Vernenin kitabının satışı büsbütün arttı.
Birkaç ay sonra “kaptan Hatteras’ın Maceraları” bir mecmuada yayımlanmaya başladı.
Bu kitapta Verne Kuzey Kutbu keşfedilmeden 50 yıl önce bu olaydan bahsediyordu.
Bundan sonra Verne “dünyanın merkezine seyahat ”adlı eserini yazdı.
Bunu “dünyadan aya” kitabı takip etti.
45 yıl süreyle Verne satış rekorları kıran birçok eserler yazdı.
Fakat Verne diğer kitapçılardan gelen parlak teklifleri de reddederek sonuna kadar Hetzel ile çalıştı.
Bu sayede ikisi de zengin oldular.
Verne'in hikâyeleri o kadar inandırıcıdır ki bilim adamları bile bunların üzerinde uzun uzun düşünmüşlerdir. Marconi bir gün Vernenin kendisine büyük yardımı olduğunu açıklamıştır. Denizaltıları icat eden Simon Lake ise bu hususta Verne’den ilham aldığını açıkça söylemiştir.
Verne atom enerjisinden bahsettiği halde atom bombasından hiç bahsetmemiştir.
Fakat o, insanların yeni makineler icat etmeye devam ederlerse bir gün kendi makinelerinin kurbanı olacağını söylemiştir.
Verne atom enerjisinin kutuplardaki buzları eritmek için kullanılabileceğine inanıyordu.
Florida da yapılan atışın aksayan en küçük bir yanı bile yoktu.
Uzay gemisi aya doğru büyük bir hızla ilerliyordu. İçindeki “Aeronotları” yatar koltuklarından doğrularken bu önemli olayı kutlamanın zamanı geldiğine karar verdiler.
Biri koca bir şişe şampanya açtı.
Kadehlere dolduruldu ve dünyamızın uydusu ile birleşmenin şerefine içildi.
Sandığınız gibi olay geçtiğimiz yıllarda aya yollanan uzay gemilerinin birinde geçmedi;
bundan tam 107 yıl önce ünlü Fransız yazarın hikayelerinde geçmiştir. Yaşadığı sürece Verne insanoğlunun bir gün aya ulaşacağına inanmış ve ay üzerinde izleri bırakacak ilk insanın bir Amerikalı olacağını ısrarla belirtmiştir.
1865 yılında kaleme aldığı “Aya seyahat ve ay çevresinde” adlı eserlerinde işlediği ay seyahati 1969 yılında başarı ile görevini tamamlayan Apollo 11 seferi ile şaşılacak kadar büyük benzerlik göstermektedir.
Verne'in hayal ürünü uzay kapsülünde iki Amerikalı biri de Fransız olmak üzere üç kişi vardı.
Hatırlanacağı üzere Apollo 11 uçuşu da üç astronot tarafından gerçekleştirilmiştir.
Vernenin kapsülünün boyutları Apollo’nun boyutlarına inanılmayacak kadar yakındır.
Tarif ettiği “konik-silindirik” bir mermi şeklindeki kapsülün boyu 4,5 m. Çapı da 2,7 m. idi.
Apollo 11 kumanda modülünün boyu ise 3,3 m. Çapı da 4,9 m. idi.
Fırlatma merkezileri de aşağı yukarı aynıydı.
Florida’dan geçen 27. Enleme yakın bir nokta seçilmişti.
Bu nokta günümüzde NASA’nın bütün uzay araçlarının fırlatıldığı Florida’daki Cape Kennedy üssünün sadece 224. km batısında kalmaktadır.
Verne kapsülünün ilk hızı saniyede 10800 m.
Olarak hesaplanmıştı.
Apollo 11 üçüncü kademe motorları ateşlendiğinde ilk hız şaşılacak bir yakınlıkla saniyede 10660 m. ye ulaşmıştı.
Verne kapsülünün aya ulaşması için 97 saat, 13 dk, 20 saniyelik bir süre tanımıştı.
Apollo 11’in süresi ise 103 saat, 30 dakikaydı. Ve yüzeye inmeden önce ay çevresinde Verne’nin kapsülünün döndüğü yükseklikte tur yapmıştır.
Her iki uzay kapsülündeki bilim adamları ağırlıksızlığın etkilerini hissetmişler. Ay yüzeyinin fotoğraflarını çekmişler, incelemelerde bulunmuşlardır.
Ek olarak Vernenin Aeronotları Neil Amstrong ve Edwin Aldrin’in efsanevi gezintilerini yaptıkları Sükûn Denizinin haritasını da çizmişlerdir.
Uçuşların sonuçlaması bile büyük bir benzerlik gösterir. 107 yıl önce Verne'in hayal gücü ile Aya gönderdiği kapsül Apollo 11 gibi Pasifik Okyanusuna inmiş ve içindekiler bir harp gemisi tarafından kurtarılarak Amerika’da büyük törenlerle karşılanmışlardır."
Halil Eryılmaz
TEREF