TÜRK CELLADI KUYUCU MURAT PAŞA

Dünən, 10:54           
TÜRK CELLADI KUYUCU MURAT PAŞA
Gerçekler araştırmayla sorgulamayla ortaya çıkar.rejimler, insanlara işlerine gelen tarihi empoze eder,ama septik,sorgulayıcı,reel bir insan, değişik kaynakları bulur,araştırır ve gerçeğe ulaşır.
Kuyucu Murat,Hırvatistan doğumlu bir devşirmedir, çocukken zorla ailesinden koparılmış ve saraya iç oglanı olarak alınmıştır.
38 yaşına kadar müslüman olmadığı bazı kaynaklarda belirtilmiştir.
Yemen'de sancak beyi olarak atanmıştır.Zaten Osmanlı en küçük rütbeden veziriazamlığa kadar bütün rütbeleri devşirmeye vermiştir, ana politikaları budur.
Anadolu Türk'ü sadece askere alınmış,sonu gelmez savaşlarda acımasızca harcanmıştır. Ön hatlara azaplar adı altında konmuş bu insanlar düşmanın ilk darbesine maruz kalıyor, yorulan düşmanı da arkadaki devşirme yeniçeriler yok ediyordu.
Anadolu halkı padişahların ve onların devşirme paşalarının ağır vergileri ve zulmü altında inlemekteydi.
Okulda 1526 Mohaç zaferi anlatılır ama aynı gün Anadolu da kan gövdeyi götürmektedir bundan bahsedilmez.
Halk açtır,muhteşem yüzyıl dizisinde,prensesler saray halkı ihtişam içinde yaşam sürer bunu izlersiniz peki bu sömürü siteminin yükünü taşıyan sefil Anadolu halkı ne yapmaktadır bu gösterilmez.
Açtır, elindeki her şeyi devletin devşirme aç gözlü memuruna vergi adı altında kaptırmaktadır.
İsyan eder ve bu kitleler, satılık Osmanlı saray tarihçileri tarafından CELALİ diye tanıtılır.
Bunlar eşkiyadır, gözünü kan bürümüş canavarlardır.
Diyarbakır, Kıbrıs valisi olan Kuyucu Hırvat Murat göreve çağrılır,
o kadar yaşlıdır ki atını kendisine bağlatır.
Savefilerle yapılan savaşta atı kuyuya düşmüş ve esir düşmüş ve kaçmayı başarmıştır. Bu kuyu travması onda derin bir iz bırakmış ve kurbanlarını kuyulara doldurarak bunu belli etmiştir.
Suçluyu değil, suç işleme potansiyeli olacak yani eli silah tutan herkesi öldürürür. Tam 4 yıl Türkmen kasabı olarak Anadolu da 150 bin Türk öldürür.
Padişah memnundur. 95 yaşında bu Hırvat paşa can verir.
Nasıl biri olduğunu kendi tarihçisi Naima'nın kaleminden okuyalım;
"... Bir gün pişgah-ı otakta (otağın üstünde) iskemle üzerinde oturup harfolunan (kazılan) bi're (kuyuya) gelen adamları katlettirip doldurmağa meşgul idi. O sırada gördü, halk verasında (arkasında) bir atlı sipahi, bir sabiyi (çocuğu) kenduye redif edip (ardından getirme) geçup gide.
Paşa emreyledi varıp sabiyi at arkasından indirip huzuruna götürdüler.
Oğlancığa: - sen ne yerdensin? Celali arasına neden düştün?, dedikte, sabi doğru söyleyip, - falan diyardanım, kıtlık sebebinden babam beni alıp bunlara katıldı. Boğazımız tokluğuna yanlarınca gezerdik,"
dedi.
- Baban ne idi? deyu sorıcak,
- Şeştar çalardı ve anınla doyunurdu. Vezir-i azam Murad paşa başını sallayarak acı acı güldü.
- Hay, celalileri şevke götürürdü, deyup, çocuğun katline işaret etti. işaret üzerine çocuğu cellatlara verdiler. fakat cellatlar;
- Bu sabi masumu nice öldürelim, deyu çekilip her biri bir tarafa gidip göz yumdu. Murad paşa emrinin neden geciktiğini sordukta, cellatların çocuğu merhamet edip istinkaf ettiklerini bildirdiklerinde, paşa:
- Yeniçerilerden birisi öldürsün, deyü buyurdu. Yeniçeri dilaverlerine teklif olduklarından onlar dahi, sabiye bakıp;
- Biz cellat mıyız? Cellatlar bile merhamet etti. Vezir kendi iç oğlanlarına emretti ki sabiyi öldüreler. Anlar da ki huzurundan dağılı kabul etmediklerinden oğlancık meydanda kalıp onu öldürecek adam bulunmadıkta, ihtiyar vezir arkasından kürkünü bırakıp ve kalkıp sabiyi kendi eliyle alıp, kuyunun kenarına getürüp başını vurup boğazını sıkıp helak ve kendi eliyle kuyuya inkaa etti."
Merih Tan
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.