Bir tarafta Cumhuriyet için yaşayan ve yazan Nihat abi diğer yanda Cumhuriyet düşməni Sırrı…
Dünən, 09:04

"Fransız genelevinde 20 yıldır çalışan bir kadın odasında intihar eder ve elindeki notta ben diğer fahişelerin bu işi para karşılığında yaptığını yeni öğrendim yazar.."
12 eylül öncesi ülkücü olan Nihat Genç kendi tabiriyle darbe sonrasında ülkücülükten vazgeçişini üstteki fransız fahişenin hikâyesi ile anlatır.
Uzun zaman Ankara’da kiralık bir evde yaşamını sürdürdü üstad..
düşünceleri satın alınamayacak,değerlerinden vazgeçmeyecek biriydi..
hayatta iki Trabzon’luyu sevebilmeyi başardım;volkan konak ve Nihat genç..
Fatih Eryılmaz’ın twiti ile devam edelim:
“Geçtiğimiz ay DEM’ li Sırrı Süreyya rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. ricali devlet dahil memlekette kim varsa hastane önünde kuyruk oldu. Memleketin en iyi lüks hastanesi Florance nightingale ve en iyi doktorları seferber edildi. Süreci ekranlardan dakika dakika verildi.
Yani son günleri dahil bir hıyrını görmediğini söylediği cumhuriyetin tüm imkanlarını dibine kadar sömürdü.
Okumak için Ankara’ya geldiğinde Cumhuriyetin sağladığı imkanlarla ilk defa bir ögünde 3 çeşit yemek yenildiğini tecrübe eden Sırrı ömrünü ona bu imkanları sağlayan cumhuriyete karşı savaşmakla geçirdi.
Teröristbaşına babam dedi, devletin yıkılması milletin bölünmesi için terör örgütünün siyasi kanadında yer aldı, PKK’ lı leşler için şehit kavramını kullandı, sözde Ermeni soykırımı dahil her meselede Türk milletine hasımlık güttü.
Bu hasımlıkları güderken vekil oldu, Meclis başkan vekili oldu. Teröristbaşına babam dedi, barış elçisi oldu. Postacılığını yaptığı terör örgütünün taleplerini kabul etmezsek örgüt tarafından öldürüleceğimizi ima etti ve ölüm haberini verecek başçavuşun evimize geleceğini söyledi. Tartıştığı Enver Ayseveri evine örgütü yığmakla tehdit etti. Bu haliyle sevimli adam oldu. Barış elçisi oldu.
Ömrü Cihangir’in sosyetik mekanlarında geçti. Bu şatafatlı hayatı yaşarken muhalif aydın!!! sayıldı.
Dün Nihat Genç abimizin entübe edildiği haberini aldık. Bir gün evvel hastaneye gitmiştik. Yenge hanım ve oğlu vardı.
Nihat abi bir kuzey fırtınasıydı. Doğru, deli, dolu.
Hayatını bu millet için yaşadı. Kalemi bu toprakların en güzel hikayelerini yazdı. Eyvallahsızdı. Yeri geldi seyyar satıcılık yaptı.
Bir gün akşam yürüyüşü yaparken, gel dedi şurda sana bir döner ısmarlayayım. Abi aç değilim dedim. O an göz göze geldik, Fatih dedi param var. Param var dediği buraya yazsam pek çok insana komik gelecek bir rakamdı. İçim sızladı. Kitaplarından dolayı biraz telif gelmişti.
Hayattaki mal varlığı bir evi oldu. Evi aldığında aramış ve o çocuksu heyecanıyla evim var artık Fatih demişti. Ev görmesine eşimle gittim. Evi nasıl bir heyecanla gezdirdiğini anlatabilmek için Nihat Genç olmam lazım.
Yazacak çok şey var. Ancak yazacak takatim yok.
Sırrı, Cihangirin sosyetik mekanlarında muhalif aydın??? rolü keserken Nihat abi Yüksel caddesinde Engürü kıraathanesinde oturuyordu.
Nihat abi biricik evladına iş bakarken Sırrının kızı ve damadı Alaçatıyı üstlerine yapıyordu.
Bu toprakların soylu çocuğu Nihat Genç hastanede entübe halinde. Tedavi gördüğü hastaneye gelip gidenler sadece dostları. Ne ricali devlet var ne mersedeslerle, makam şoförleriyle gelenler…
Bir tarafta Cumhuriyet için yaşayan ve yazan Nihat abi diğer yanda Sırrı… Bu turnusol mahiyetindeki iki hayat size bir şey anlatamıyorsa benim yazarak anlatmam imkansız. Ne yazalım, ne anlatalım…”
#FatihEryılmaz