Gülnar Hanım (Gülnar Hatun) Efsanesi

28-04-2024, 10:24           
Gülnar Hanım (Gülnar Hatun) Efsanesi
Gülnar Hanım (Gülnar Hatun) Efsanesi

Yüzyıllar önce, şadırvana su doldurmaya gelen Yörük kızları, onu bir elinde bir yaban gülü ve nar çiçeğiyle koca çınarın dibinde dalgın düşünceli otururken görmüşler, yanına gelip kimliğini öğrenmek istemişlerse de bir şey öğrenememişler. Gülnar kızdan bir yanıt alamamışlar. Sırtı Koca çınara dayalı canlı bir heykelmiş sanki.
Kızlar ailelerine anlatmışlar gördüklerini. Başkaları gelip yardım etmek istemiş.
Yabancı kız yine konuşmamış. Bir hafta buradan kıpırdamamış. Suya gelen genç kızlar yanına yiyecek bırakıyor, arada sırada şaka yapıyorlar, onu konuşturmaya
çalışıyorlarmış. Gülnar’ın davranışlarından sağır ve dilsiz olduğu kanısına varmışlar.
Aradan bir ay geçmiş. Beklenmedik bir olay herkesi şaşırtmış. Şadırvandan su dolduran kızların yanına bir ozan gelmiş. Omzundaki sazı indirmiş, su içmek istemiş. Kızlar hemen çevresine toplanmış, saz çalmasını, türkü söylemesini istemişler. Sataşmışlar.Saz çalmayana bu pınardan su verilmez, demiş biri. Bir başkası, durun acele etmeyin.Sırtında sazı olan ozansa, nasıl olsa çalar söyler. Yorgundur. Elini yüzünü yıkasın. Bir tas soğuk su içsin. İsterse soğuk ayran getiririz, demiş. Arkadaşlarına göz atmış.

Onlar böyle konuşurlarken ozanın gözü uzakta, koca çınarın altında dalgın, düşünceli duran Gülnar’a ilişmiş. Diğer kızlar ozanın çevresinde dönerken o, ozana bakmamış bile. Bu, genç ozanı üzmüş. Sırtından sazını indirmiş. Gidip yakınına oturup, bir şiir söylemiş sazıyla.

Aksöğüt altında bir güzel gördüm
Aşkın ateşiyle yandırdı beni
Şu dağlarda yere konmaz kuş idim
Tuttu kanadımdan kondurdu beni

Böyle olacağın hiç sanmaz idim
Türlü vaitlere aldanmaz idim
Her söze billahi inanmaz idim
Bir çift söz söyledi kandırdı beni.

Yörük kızları gücenmiş, hatta ozana kızmışlardı. Ters ters bakıyorlar. Gülnar’ın
hareketini izliyorlarmış. O zamana dek canlı bir heykel gibi duran Gülnar’ın
kıpırdadığını görmüşler. Bir süre sonra da ozana dönmüş yanıt vermiş.

Yürekten yangınım yandırmadım ben
Var git, şık var git o ben değilim
Görmedim dünyada halimi bilen
Uçan kuş değilsin kondurmadım ben

Bir ince yokuşta yolum var benim
Halimi söylemez dilim var benim
Ateşim görünmez külüm var benim
Kimseye sözüm yok kandırmadım ben

Ozan şaşırmış. Laf attığı kızın gam yüklü bir ozan olduğunu anlamış yüzü kıpkırmızı olmuş. Özür dilemiş.

— Bağışla beni bacım. Ben senin dertli bir ozan olduğunu bilmedim, densizlik
ettim demiş

Bir ozanın densizliği, saygısızlığı günlerdir konuşmayan Gülnar’ın dilini çözmüş.Ozana yeniden cevap vermiş.

Ozan olan hiç ozanı sınar mı?
Yanan ateş su olmadan söner mi?
Gün gelir de acep geri döner mi?
Göçmen kuşlar döndü şimdi nerde

Gülleri kurudu narım döküldü
Yüreğim eridi belim büküldü
Aşk konağım çürük imiş yıkıldı
Ben yaparım derdi şimdi nerde

Gülnar Hanım idim aşka inandım
Bir tatlı bakışa bir söze kandım
O zalim yüzünden yandım da yandım
Yeminler ederdi şimdi nerede

Ozan bir an başını kaldırıp Gülnar’a bakmış. Göz göze gelmişler. Gülnar’ın bakışı bildik bakışlardan değil. Bu bakışa yürek dayanmaz. Gamlı, anlamlı, tasa yüklü,güvensiz, kin doludur. Bu kez ozanın dili tutulmuş, yaptığına pişman olmuş, şaşkın şaşkın uzaklara bakıyor; ne ağlayabiliyor, ne gülebiliyor, ne de bir söz söyleyebiliyormuş. Bir ara elindeki saz yere düşmüş irkilmiş. Ayağa kalkmış. Sazını alıp başı önde yürüyüp gitmiş.Oradaki Yörük kızları da çok şaşırmışlar. Gördükleri bir düş gibi gelmiş onlara.Günlerdir konuşturamadıkları yabancı kızın konuştuğunu dinlemişler. Çok geçmeden üzerlerindeki şaşkınlığı atıp yanına koşmuşlar. Boynuna sarılmışlar. Sevinç çığlıkları atmışlar.

—Dilin çözüldü, yüzünde gülsün artık. Seni yanımızdan ayırmayız. Bizlerle
yer, bizlerle içer, bizlerle göçersin. Geçmişi unut, demişler.

Bu olaydan sonra Gülnar orada çok kalmamış. Nereden geldiğini bilen olmadığı gibi nereye gittiğini bilen olmamış. Sonraları göçerler arasında dili ballı bir kadın ozan olarak ün yapmış. Dilinin çözüldüğü yere gelmese de oraya her yıl çıkan Yörükler elinde bir narçiçeği ve gül bulunan Gülnar’ın dilinin çözüldüğü yaylaya “Gülnar” adını vermişler.

Kaynak:
Abdullah, Toroslu; Yöremiz Efsaneleri 1, Çağlar Ofset, Mersin, 2002, s.50,54
Ahmet Arıtürk,Mersin İli Gülnar İlçesi Tarihi, Sosyo – Ekonomik ve Kültürel Yapısı,Niğde Ün.SBE,2007,s.10-13
http://konurlular.blogspot.com/












Teref.az © 2015
TEREF - XOCANIN BLOQU günün siyasi və sosial hadisələrinə münasibət bildirən bir şəxsi BLOQDUR. Heç bir MEDİA statusuna və jurnalist hüquqlarına iddialı olmayan ictimai fəal olaraq hadisələrə şəxsi münasibətimizi bildirərərkən, sosial media məlumatlarındanda istifadə edirik! Nurəddin Xoca
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.
E-mail: n_alp@mail.ru