İran İslâm Devrimi,Sovyetler'in Afganistan'a saldırması ve sünni ideolojinin cepheleşmeye başlaması gibi pek çok olaya sahne olan 1979 yılı, ne olduğu bugün de tam olarak anlaşılamayan bir olaya daha tanıklık etti.
20 Kasım 1979'da Kâbe'de sabah namazı için toplanmış elli bin kişi bir anda duyulmaya başlayan tekbir nidâları ve silah sesleriyle irkildi.En az dörtyüz kişiden oluşan silahlı bir grup Kâbe'ye baskın düzenlemişti üstelik baskının hazırlıkları aylar öncesinden başlamış,Kâbe'nin altındaki tarihî yeraltı dehlizleri hatta Türk eseri Ecyâd Kalesi'ne giden yeraltı geçitleri cephâneliğe dönüştürülmüştü. Bin civârında odadan oluşan tarihî dehlizlere mühimmat ve gıda depolanmış, yer altı yolları tutulmuştu. Silahlar ayrıca tabutlar içerisinde, bâzı görevlilere rüşvet verilerek de içeri sokulmuştu. O dönemde Kâbe'de tâdilat yapılıyor olması büyük avantaj sağlamıştı.
Baskını düzenleyen grubun liderinin ismi, Cuheyman ibn Muhammed ibn Seyf el Oteybî idi.Oteybî, 18 yıl Suudi krallarının korumasını üstlenen krâliyet muhafız alayının komutanlığını yapmıştı.Suudi yetkililere göre grubun amacı; Mehdi'nin geldiğini ilân edip Suudi ailesinin kendilerine itaat etmesini sağlamaktı.Kâbe haftalarca kuşatma altında kaldı,yüzlerce insan öldü.
Bu terör baskınını kendi imkânlarıyla çözemeyeceğini anlayan Suudi yönetimi, Pakistan'dan destek istedi ama Mekke'ye sevkedilen Pakistan askerleri de hiçbir şey yapamadılar. Bunun üzerine, Fransa'dan antiterör birlikleri talep edildi. Ama, gayrimüslimlerin Mekke'ye girmesine din cevaz vermiyordu. Yasak, Mekke Kadısı Bin Bas'ın verdiği bir fetvâ ile halledildi, Fransız askerlere Mekke'ye girmeden önce kâğıda yazılmış Kelime-i Şehâdet okutuldu, böylece usûlen Müslüman oldukları kabul edildi ve Mekke'ye getirilerek Kâbe'nin etrafına yerleştirildiler.
Baskın, işte bu Fransız birlikleri tarafından kolay bir yöntemle sonlandırıldı: O günlerde Mekke'nin su şebekesi yenileniyor ve şehrin her tarafına geniş borular döşeniyordu. Su şebekesinin plânları değiştirildi, borular Kâbe'ye ve Harem'i Şerifin altındaki dehlizlere uzatıldı, sonra içeriye tonlarca metreküp su basıldı, suya elektrik verildi ve antiterör timleri suda yüzmeye başlayan cesetleri topladı.
Suudiler, baskının lideri Cuheyman el Oteybî ile birkaç adamını sağ olarak ele geçirdiler ve Bin Bas'ın fetvası ile taksit taksit doğradılar. Önce kolları, sonra ayakları ve en sonunda da kafaları kesildi ve iki hafta devam eden baskın böylece son bulmuş oldu.
Ama, 1979'un 20 Kasım'ında başlayan olayın sebepleri ve ardında kimlerin bulunduğu hiçbir zaman resmî ağızlardan açıklanmadı.
Emine Demirbaş
TEREF