TÜRKLER VE SATRANÇ (CHATURANGA/ TURAN HANLARININ OYUNU)

Bu gün, 16:54           
TÜRKLER VE SATRANÇ  (CHATURANGA/ TURAN HANLARININ OYUNU)
Satranç: Tarihi kayıtlara göre MÖ. 6. yüzyılda Hindistanda Chaturanga adıyla ortaya çıktığı bilinen; zeka, strateji ve savaş oyunudur. İskit-Saka Türk Kağanlıgı ve devamcısı Kuşhanlar, ardılları olan Alkhan, Alhan, Ak-Hun, Efalitler olarak adlandırilan Güney Asya Hunlarının Hindistandaki Türk egemenliği dikkate alındığında satranç oyununun Türklere ait strateji oyunu olma ihtimalini güçlendirir.
Yine Satrancın Atası sayılan Sanskrirtçe "Chaturanga" sözcüğündeki; "Cha"nın: Türkçe Kağan, Khan, Han; "Turan" sözcüğü: Turların, Türklerin yurdu ve An-ga ekleri dikkate alındığında "Chaturanga" sözcüğün Türkçe kökenli olma ihtimalini düşündürmektedir. "Chaturanga" sözcüğü benzeri bir ad ile anılan Mangala Türk zeka ve strateji oyununda da (anga) eki mevcuttur.
Chaturanga oyunu daha sonraları muhtemelen Ak Hun akınlarıyla İran'a taşınmış "Farsçada Çatrang ve daha sonra ise Şah-Mat" adını almıştır. MS. 7. yüzyıl Arap fetihleriyle birlikte oyun, "Satranj" adıyla Arap dünyasına yayılmıştır.
Büyük Türk Hun imparatorluğunun hüküm sürdüğü İç Moğolistan Müzesinde eski Türk Kağanlıkları dönemine ait satranç benzeri zeka, strateji ve savaş oyunlarına ait eserler sergilenmektedir.
Köken itibari ile Türklere ait olduğunu değerlendirdiğimiz ve Türkler tarafından sistematize edilen Satranç; gerek strateji gerekse taktik ağırlıklı bir oyundur.
Moğolların 13. YY da az taşlı – shatar, çok taşlı – hiashatar adını verdikleri; satranç oyununu oynadıkları bilinmektedir. Shatar-Hiashatar sözcüklerindeki "atar" sözcük eki Türkçe kökenli bir sözcük olup Türkçede Atar: Atmak, Atar yapmak anlamına gelmektedir.
Yine tarihi kayıtlara göre; yenilmeyen komutan stratejik askeri deha, Büyük Türk Başbuğu Emir Timur (1336-1405) satranç oynamayı çok seven büyük bir Satranç ustasıydı. Satranç Başbuğ Timur için bir eğlence değil, aksine düşünme kabiliyetini geliştiren bir araç idi. Ayrıca çok sinirlendiği zamanlarda da bu oyunu oynayarak rahatlardı. Satrancı mükemmel bir şekilde oynadığı için çok az kimsenin kendisiyle satranç oynamaya cesaret edebildiği Timur, normal satranç ile oynamayı aşmış ve büyük satrançla oynamaya başlamıştı. Yani satranç tahtasını onaonbire çıkarmış ve taşlara iki deve, iki zürafa, iki boğa, iki aslan, iki debbâbe,17 iki öncü, bir vezir, bir gözcü ve diğer bazı taşları eklemiştir. (İbn Arabşah, 1986: 454, 461, 469; es-Sehavî, (tarihsiz), III: 49; İbn Tagrîbirdî, 1956, XIII: 163; İbn Kâdı Şuhbe, 1997, IV: 438; İbn İyâs, 1983, I/2: 710, Arap Kaynaklarında Timur Araş. Gör. Musa Şamil YÜKSEL)
Moğolistanda, halk arasında söylenen Han ve Erlik adı verilen eski bir Türk-Moğol Efsanesi şöyledir:
Han ve Erlik (Ölüm Tanrısı)
Bir Türk- Moğol Hanı varmış, satranç oynadığı sırada ölüm vakti gelmiş, Yeraltı ve Ölüler diyarı Hanı Erlik onun canını almak için özel bir elçi göndermiş. Ancak elçinin kendisi de hevesli bir satranç oyuncusuymuş. Ustaca oynanan oyunu görünce görevini unutmuş ecel vakti geçtiğinden kaderdeki ölüm anı sona ermiş ve han daha uzun yıllar yaşayarak satranç oynamış.
Bu efsaneden; Satranç oynayanın aklını kullanması ve beynini çalıştırması nedeniyle ömrünün uzun ve sağlıklı olacağı, ölüm ve tehlikeleri bile öteleyeceği anlamını da çıkarabiliriz.
Yukarıdaki vermiş olduğumuz bilgiler ışığında kökeninin Türklere ait olduğunu degerlendirdiğimiz zeka ve strateji oyunu Satranç ile Mangala oyununu; Her Türk'ün öğrenmesi ve oynamasının sağlanmasının; Ulusumuzun (özellikle çocuk ve gençlerimizin) zeka düzeyini ve stratejik düşünce yetisini artıracağı bilinmelidir.
Nurten Öner
TEREF












Teref.info © 2015
E-mail: n_alp@mail.ru            Telefon: 051 933 93 21            Baş redaktor: Nurəddin (Xoca) İsmayılov
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.